Şartlar karşısında pes etmediler
Zübeyde Dilsiz eşinden ayrıldıktan sonra 4 çocuğunu okutabilmek için balıkçılık yapmaya başladı. Eşiyle birlikte yaptığı inşaat işini bırakarak, nasibini denizde arayan Zübeyde Hanım yakın arkadaşı Fatma Değirmendere’yi etkilemeyi başardı. Arkadaşından etkilenen Fatma Hanım, amatör denizcilik belgesi almaya karar verdi ve ikilinin hikayesi böylece başladı.
Hobinin ötesinde bir tutkuya dönüşüyor
Fatma Değirmendere, amatör balıkçılık belgesini aldıktan sonra 8 metrelik bir tekne satın alarak yakın arkadaşıyla birlikte olta ve ağ balıkçılığına başladı. Ama ne başlamak… Fatma Değirmendere’nin hobi olarak başladığı balıkçılık zamanla mesleğe dönüştü. Ekmeklerini denizden çıkartan “balıkçı teyzeler” sırt sırta verdikleri bu yolda tam 30 yılı devirdiler. 70 yaşındaki Fatma Değirmendere tekneyi kullanırken, 65 yaşındaki Zübeyde Dilsiz ağ atıyor. İkilinin teknelerindeki tertip ve düzen ise erkek meslektaşlarını kıskandıracak cinsten.
Yakın çevre yine bildiğiniz gibi…
Fatma Değirmendere balıkçılığa başladığı ilk yıllarda yakın çevresinden neredeyse hiç destek görmedi. Zaten bu yakın çevrenin başarıları engellemek konusundaki sicili herkesçe biliniyor. Ancak “Aman Fatma, bu erkek işi, sen yapamazsın!” diyenleri pek de ciddiye almayan 70 yaşındaki Değirmendere sevdiği şeyin peşinden gitmeyi sürdürdü. Nihayetinde bu masum hobi, çocuklarını okutmasını sağlayan kocaman bir işe dönüştü.
Ayrımları önce kafanızda kaldırın
Kolları sıvayıp balıkçılığa başlayan Fatma Değirmendere, kadın işi- erkek işi ayrımına hiçbir zaman inanmadı. Dayatılan kadın-erkek ayrımını reddeden Fatma teyze, “Balıkçılık söylendiği gibi zor değil, aksine zevkli bir iş. Herkes balıkçılık yapabilir. Denizde kadın erkek diye bir ayrım yok. Bir işte başarılı olmak için önce sevmek lazım. Denizden korkmamak lazım” diyor ve “Balıkçılık tehlikeli bir iş, asla tekneyi terk etmemek lazım” diye ekleyerek izinden gidecek yeni kuşak kadın balıkçılara adeta bir hatırlatmada bulunuyor.
Anneden çocuklarına kalan bir meslek
Günlerini yakın arkadaşı Fatma Değirmendere ile 8 metrelik bir teknede geçiren Zübeyde Dilsiz, hayatının denizde geçtiğini ve deniz sayesinde 4 çocuğunu büyütebildiğini söylüyor. Zübeyde teyzenin gönlündeki deniz sevgisi ekonomik boyutun önüne geçmiş durumda. Serin ve mavi sulardaki huzuru başka bir yerde bulamayacakmış gibi duran Zübeyde teyze de kadın- erkek ayrımına işini severek meydan okuyor. "Kadınlar ben çalışacağım ekmeğimi çıkaracağım dedikten sonra her işi yapar. Sevdikten sonra insan her şeyi yapar, yeter ki o işi sevsin. Ben de balıkçılığı çok seviyorum. Elimden gelse ömür boyu bu işi yaparım" diyor. Kocasından ayrıldıktan sonra balıkçılığa geri dönen Zübeyde teyze, “Alnımın teriyle ekmeğimi kazandım” diye eklerken sesinde çaresizliğe boyun eğmeyen bir insanın haklı gururunu hissedebiliyoruz.
Annesinin izinden giden başkan, onunla gurur duyuyor
4 çocuğunu balıkçılık yaparak büyüten Zübeyde Dilsiz’in oğlu Ceyhan Çetin, annesinin izinden giderek Foça Merkez Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı olmuş. Kardeşleriyle annelerini örnek aldıklarını belirten Ceyhan, “Annemle gurur duyuyorum” derken, geçmişte Foça’nın sularında daha fazla kadın balıkçı olduğunu söylüyor. “Vira Bismillah” diyerek denize açılan kadın balıkçılarımızın sayısı yakın zamanda tekrar artarsa, yediğimiz balıkların lezzetine bir de anne şefkati eklenecek demektir.