Koronavirüsle mücadele devam ederken, sağlığını korumak için bağışıklık sistemini güçlendirmek isteyenler, birçok sağlıklı gıdanın tüketimini artırdı. Çeşitli sebze ve meyvelerin yanı sıra bal ve süt gibi birçok ürünün satışı da artarken, özellikle doğal bitkilerle hazırlanan çaylara da yönelmeye başlanıldı. Ada çayı, papatya çayı, yeşil çay ve bunun gibi birçok çayın satışı artarken, ziraat mühendisi ve aktarı olan Mete Eltepe de hem virüslerden koruyacak hem de direnci artıracak çay hazırladığını söyledi.
Eltepe, kırmızı ürünlerin içinde olduğu çayın koruyucu özelliğine dikkat çekti. Tarçın, hibiskus, karanfil ve sumak kullanarak hazırladığı çayın tarifini veren Eltepe, "Demliğin içine tarçın çubuklarından atıp 3 dakika tek başına kaynatıyoruz. Daha sonra içine karanfil, hibiskus ve sumak ekliyorum. Sadece tarçının kaynaması bu işin püf noktasıdır. 3- 4 dakika demledikten sonra içime hazırdır" dedi.
Sumağın dünyadaki en kuvvetli antioksidanlardan olduğunu anlatan Mete Eltepe, hem virüslere karşı koruyucu özelliği olduğunu hem de vücudun direncini artırdığını dile getirdi. Hibiskusun da çok yüksek seviyede C vitamini içerdiğini söyleyen Eltepe, "Hibiskusun aynı zamanda ateş düşürücü özelliği var. Vücut direncini artırarak enerji sağlar. Tarçın da potasyum zenginidir. Aynı zamanda yorgunluk ve unutkanlığa çok iyi gelir. Şeker dengeleme özelliği vardır. Karanfil ise uzmanların önerdiği gibi mikroplarla savaşma özelliği çok yüksek olan bir bitkidir. Çayın içine bunu da ekliyoruz. 4x4 bir karışım oluyor. Çayı demledikten sonra bitkileri süzüyoruz. Kalan saf çayı istediğiniz şekilde hemen ya da daha sonra soğuk olarak içebilirsiniz. Çocuklar çay içmeyi sevmez. Bazı kişilerin de sıcak içeceklerle arası iyi değildir. Demledikten sonra süzüp akşama kadar istediğiniz zaman soğuk olarak tüketebilirsiniz" diye konuştu.
'4x4 kırmızı çay'ın tadıyla da kolay içime sahip olduğunu söyleyen Mete Eltepe, şeker katmaya gerek kalmaksızın tüketilebileceğini belirtti. Çocukların da rahatlıkla içebileceğini anlatan Eltepe, "Tarçından gelen tatlandırıcılık çayın tadını güzel hale getirir. Yine de çocuklar için istendiğinde bir bardak çayın içine bir küçük çay kaşığı bal katılabilir. Ama normalde hiç gerek yok. Bu bitkiler virüslerle mücadelede vücut direncini artırıcı ve enerji artırıcı özelliğe sahiptir. Sadece koronayla alakalı değil, bütün virüslerden koruması için bu tip çayları hayatımıza almalıyız. Gün boyunca 2 ya da 3 kez içebiliriz. Maliyeti toplam 20 TL" dedi.
Özellikle sumağı mutfağından eksik etmediğini söyleyen Bediha Söğüt ise "Ben Mardinliyim ve biz sumağı çok kullanıyoruz. Sumağın önce tomurcuğunu haşlarım. Suyunu süzdükten sonra dolmanın üstüne kullanırım. Dövülmüş sumağı soğan salatasına atarım. Biz soframızdan hiç eksik etmeyiz. Kahvaltıda bile domatesin üzerine serpip yeriz. Senelerdir ben hastalıktan gripten korkmam. Koronavirüsten de hiçbir virüsten de korkmuyorum" diye konuştu.
Pınar Cirüt de ilk kez denediği çayın tadını çok beğendiğini belirterek, "Çayın tadı çok güzel. Evde deneyeceğim. Çok beğendim. Kışın genelde bitki çayı içerim. Yıllardır doğal ürünlerle kendimi daha dinamik hissediyorum. İşim de stresli bir iş. Bu sayede yorgunluk, halsizlik nedir; bilmiyorum" dedi.