“Kendi kendine saldıran bağışıklık sistemi neticesinde oluşan, cilt pigmentlerinde meydana gelen kayıp ile baş gösteren Vitiligo, halk arasında Beyazlama hastalığı ya da Ala hastalığı olarak da biliniyor. Vitiligo yıllar boyunca yalnızca bir cilt hastalığı gibi görülmüş ve tedavisi de buna uygun olarak yapılmıştır. Sadece cilde odaklanarak lokalize tedaviler gerçekleştirilmesi, kremler kullanılması ve ışın terapileri uygulanması hastalığın tedavisinde geçici çözümler olmuş ancak hastalık mutlaka tekrarlamış ve hatta artarak çoğalmıştır. Ancak son yıllarda hastalığın gerçek boyutu ortaya çıkmış, otoimmün yani temelinde bağışıklık sistemi olan bir hastalık olduğu tıp otoritelerince kanıtlanmıştır. Bununla birlikte tedavisi ile ilgili de yepyeni umutlar doğmuştur.
VİTİLİGO HAKKINDA BİLİNMESİ VE UYGULANMASI GEREKENLER
Vitiligo, sadece bir cilt hastalığı değildir. Vitiligo bağışıklık sistemi ile ilgili bir hastalık olup, bağışıklık sisteminin bozulması ya da yanlış çalışması ile ortaya çıkar. Bağışıklık sistemi güçlendirildiğinde, tamamen kaybolabilir veya sınırlı kalabilir. Beraberinde başka hastalık ve/veya risk faktörleri de taşır. Vitiligo ile beraber mutlaka çoklu vitamin eksiklikleri araştırılmalıdır. Vitiligoda mutlaka tiroit iltihabı araştırılmalıdır. Çok büyük bir çoğunluğunda oto antikorlar pozitiftir. Bir kısmında ise negatif olduğu halde sessiz tiroidit vardır. Vitiligoda ayrıca gıda duyarlılıkları mutlaka incelenmeli ve buna özel diyet tedavileri başlanmalıdır. Vitiligoda insülin direnci, gizli şeker ve şeker hastalığı araştırılmalı ve bulunursa tedavi edilmelidir. Vitiligo hastasının kansere, özellikle tiroit ve kolon kanserine yakalanma riski normal kişilere göre daha yüksektir. Vitiligo hastasının Romatoid Artrit, Behçet, Ankilozan Spondulit, Lupus, Hashimoto gibi otoimmün hastalıklara yakalanma riski yüksektir.
VİTİLİGOYU TETİKLEYEN NEDENLER NELERDİR?
Vitiligo diğer birçok hastalıkla beraber de gelişebilir ancak temel neden bağışıklık sisteminin bozulması veya yanlış çalışması kaynaklıdır. Stres de bağışıklığımızı zayıf düşürür. Diğer yandan genetik yatkınlıklarımız ya da zaafiyetlerimiz de hastalık için önemli bir faktördür. Hastalık psikolojik faktörlere bağlı olarak da seyrini değiştirebilir. Bu yüzden psikolojimiz gerçekten önemlidir. Çünkü stres, böbrek üstü bezlerimizden kortizol, adrenalin gibi bağışıklığımızı etkileyen bazı hormonlar salgılanmasını sağlar. Bu hormonlar immunosüpresif etkilidir, yani bağışıklığımızı baskılar.
VİTİLİGO ATAKLARI HANGİ DÖNEMDE ARTIŞ GÖSTERİR?
Dikkat edelim artma yayılma gösterdiği dönemler bayanlarda süt verme, emzirme gibi doğum sonrası ağır kayıpların olduğu, vücudun ağır travmatize olduğu dönemlerdir. Erkeklerde bağışıklığın bozulabildiği askerlik dönemi gibi dönemlerde daha sık artarak karşımıza çıkar. Ağır antibiyotik kullanımları sonrası Vitiligoda artış görülebilir. Özetle bağışıklığımız bozulduğunda ya da yanlış çalışmaya başladığında Vitiligo ortaya çıkar veya artar.
BAĞIŞIKLIĞIN ONARILMASI VİTİLİGO TEDAVİSİNİN KİLİT NOKTASI
Hastalığın tedavisinin kişiye özel planlanması gerekiyor dolayısı ile tedaviye yanıt da kişiden kişiye göre değişir. Hastada eşlik eden; örneğin ağır bir gluten intoleransı, çölyak hastalığı, veya tip1 diabet, ağır barsak koliti, iltihaplı romatizma, ağır kabızlık, aktif hashimato gibi hastalıkların tedavileri Vitiligonun yanıt hızını ve bağlı olarak pigmentasyon hızını değiştirmektedir. Yanıt süresi 1 haftada başlayabildiği gibi 5 aya kadar da uzayabilmektedir. Tedavinin tamamlanması bağışıklığın tamamen toparlanmasına bağlıdır ki bu genellikle 2 yılı bulabilmektedir. Tedavinin erken kesilmesi, ilaçların etkin ve yeterli dozda kullanılmaması, kontrollerin düzenli yapılmaması tedavinin başarısını negatif yönde etkiler. Hasta uyumu tedavinin başarısını belirleyen ana faktörlerden birisidir. İmmunoterapi sürecinde hastalara hem içten hem dıştan olmak üzere tedavi planlaması düzenlenirken İmmunoterapi uzmanı ve Dermatoloji uzmanı tarafından takip edilirler.”