Dolaşım sisteminde yer alan organlar oksijen, besin, mineral ve karbondioksit sentezleyerek vücudun enerji üretimi için kullanılır. Birçok fonksiyonun yerine getirildiği dolaşım sistemindeki hastalıklar veya sorunlar hayatı tehlikeye düşürecek derecede büyük problemleri beraberinde getirebilir. Peki dolaşım sisteminin temel organı nedir? Dolaşım sisteminin organları ve görevleri hakkında detaylı bilgi sahibi olmak için yazımıza göz atabilirsiniz!
Vücudun tüm yaşamsal faaliyetlerinin yerine getirildiği dolaşım sisteminde canlılar besin, mineral ve oksijen gereksinimlerini dolaşım sistemleri sayesinde karşılar. Birçok sentez işleminin gerçekleştiği dolaşım sisteminde enerji üretimi ile vücudun ihtiyacı olan aktiviteler yerine getirilebilir. Dolaşım sistemini oluşturan organların vücudun atık maddelerinin uzaklaştırılması, yapı birimlerindeki açığa çıkan karbondioksit ve amonyak maddelerinin taşınmasında görevi büyüktür.
Hayatın devamı için bireyleri yaşama bağlayan dolaşım sistemi organları sırasıyla kan damarları, kan ve kalp sistemlerinden oluşur. Peki dolaşım sistemi organları nelerdir? Dolaşım sistemi hakkında;
Omurgalı canlılarda görülen bu üç eleman bir araya gelerek canlılığın devamı için büyük bir görev üstlenir. Dolaşım sistemindeki her bir sistem kendi içerisinde farklı fonksiyonlara sahiptir. Sistemin herhangi birinde yaşanan bir sorunda tüm dolaşım sistemi olumsuz etkilenebilir.
Sağlıklı bir bireyin dolaşım sistemi, görevini, bir saat gibi işleyerek dengeli bir şekilde yerine getirir. Dolaşım sisteminin bir takım çalışmasıyla gerçekleştiği düşünülürse, sistem bireyin embriyo aşamasındayken faaliyetlerine başlar ve canlının yaşamı boyunca devam eder. Canlılığın devamı için dolaşım sisteminin fonksiyonları şu şekilde sıralanabilir;
Omurgalı canlılarda dolaşım sistemi 3 damar çeşidi ile gerçekleşir. Bu damarlar sırayla;
Omurgalı canlılardaki dolaşım sistemi tetrapodlarda bu mekanizmanın daha iyi gelişmesine yardımcıdır. Küçük ve büyük dolaşım sistemi olarak ikiye ayrılır. Küçük dolaşım sisteminde kalp ve akciğer arasında gerçekleşen bir dizi taşıma ve sentez olayları bulunur. Büyük dolaşım ise kalp ve bütün vücut arasında geçer. Gelişmiş dolaşım sisteminde kalp, 2 atrium, 2 ventrikulusa ve 4 odacık bulunur.
Dolaşım sisteminde kalp damarları arasında yapılan basınç sonucunda tansiyon durumu ortaya çıkar. Genelde dinlenme durumunda kan basıncı yüksektir. İnsanın kalbinin kasılması yani sistol durumu anında damarlar çeperinde belli bir basınç oluşturur. Gevşemesi yani diastol durumunda ise basınç düşmektedir. Tansiyon tam da bu anlatılan durumlarda büyük tansiyon ve küçük tansiyon olarak ortaya çıkar.
Kanın kalpten pompalandığı zaman, kan basıncının düşük olmasıyla düşük tansiyon, basıncın büyük olmasından ise büyük tansiyon durumları yaşanır. Tansiyonun düşmesi veya çıkması sebebiyle bazı sağlık sorunları yaşanabilir. Kısa süreli baygınlıklar veya vücudun hararetinin artması tansiyon sebepli olabilir.
Sistemde yaşanan sorunlar kişiden kişiye değişmekle birlikte varsa birincil hastalıklarında etkisi altında şekillenir. Bu hastalıklar şu şekilde sıralanabilir;
Sistemin bir bütün halinde çalıştığı bilindiğine göre dolaşım sisteminde kanın görevleri şu şekilde açıklanabilir;
Kanın görevi oksijenin hücrelere ve metabolizma sonucunda CO2 gazına dönüşümü sonrasında akciğerlere kadar taşınma işlemidir. Sindirim sisteminden alınan besin maddeleri ise organizmanın diğer bölümlerine kanı taşır. Metabolik atıklar ise boşaltım organına iletilerek dışarı atılmasına yardımcı olunur. Endokrin bezlerinden salgılanan hormonlar hedef hücrelere taşınarak salgılanan enzimlerin gerekli yerlere taşınması kanın görevleri arasındadır. Osmotik basıncı dengede tutarak vücut ısısının azaldığı zamanlarda dolaşımı hızlandırır ve vücudun ısınmasına yardımcı olur.