İZMİR (İHA) - DSP İzmir milletvekili adayı ve Yargıtay eski Başsavcısı Vural Savaş, seçim bölgesi İzmir'de açıklamalarda bulundu. Milletvekili seçilip seçilememesinin önemli olmadığını vurgulayan Savaş, Kemal Derviş ve onun arkasındaki dış güçlerin IMF politikalarını satmak için solu birleştirmeye çalıştığını söyledi.
Bir kahvehanede DSP'den İzmir milletvekili adayı olan diğer partililerle birlikte kahvaltı yapan Vural Savaş, yerel bir gazetede kendisi ile ilgili çıkan haberleri değerlendirdi. Savaş, gazetede kendi sözlerine yer verilerek "Irak konusunda Türkiye'nin kıpırdayamaması için Dışişleri Bakanlığı'na İsmail Cem'in yerine Şükrü Sina Gürel'in getirilmesini ABD istedi" şeklindeki habere çok üzüldüğünü söyledi. İzmirliler'e kendisini çok yakın hissettiği için İzmir'den aday olduğunu ifade eden eski Başsavcı Savaş, "Gerek madenler konusundaki tutumu, gerekse Kıbrıs davasına sahip çıkışı nedeniyle Şükrü Sina Gürel'i çok beğeniyorum. Hiçbir yerde 1. sıradan aday gösterilmek istemedim. Sadece 'Şükrü Sina Gürel'le aynı listeye konulursam aday olurum' dedim. Sanırım yerel gazetede yanlış bir anlaşılma olmuş. Delilleriyle aksini kanıtlayacak durumdayım. Son Ecevit kabinesinde Şükrü Sina Gürel Dışişleri Bakanı olarak gösterildi ama dış güçler bunu istemedi. Süleyman Demirel'in önüne gittiğinde değişiklik yapıldı ve İsmail Cem yapıldı" dedi.
DSP'den aday olmasının tek sebebini dış güçlerin ekonomiyi ve siyaseti dizayn etme çalışmaları olarak gösteren Savaş, "Şu anda barajı geçmesini istemedikleri tek parti DSP. Çünkü Ecevit ve Şükrü Sina Gürel'in Irak ve Kıbrıs meselelerindeki tutumu dış güçler tarafından biliniyor. 'Bu dış oyunları bertaraf etmede katkım olur mu?' diye bu partiyi tercih ettim" diye konuştu.
"ERDOĞAN SİYASETE DÖNEBİLİR" AK Parti'nin yasaklı lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasete girmesi konusunda görüşlerini de dile getiren Savaş, "Erdoğan'ın 312. maddeden mahkumiyet kararı kesinleşince sayın Ecevit gazetecilere 'Genç bir insanın siyasetten yasaklanmasını içime sindiremiyorum' dedi. Bizde böyle ömür boyu yasaklıklar doğuracak hükümler var ama yasaklı hakların iadesi müessesi de var.
Recep Tayyip Erdoğan cezasını çekmiş olduğu tarihten itibaren 3 yıl geçer ve başka hükümlülüğü olmazsa memnu hakların iadesi için karar alınırsa seçime girebilir. Aslında Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) da kararı bu mahiyettedir. Aslında affa uğrasalar da seçilemezler hükmü var anayasamızda ama YSK'nın şimdiye kadar böyle bir hükmü yok" şeklinde konuştu.
Ekonominin bu hale gelişinin en önemli sebeplerinden birisinin hortumlanan bankaların ve iyi niyetle de olsa verilen bazı kredilerin alınamayışının çok büyük rolü olduğunu belirten Savaş, "Hatalar Özal devrine kadar uzanıyor. Sanayicimiz yatırım yapamaz hale geldi, çünkü paradan para kazanarak Özal ekonomisinde reel faizlerin çok yüksek tutulması sanayiciyi repoculuğa itti. Bu sebeple esnafa ve sanayiciye verilen kredilerin faizleri ödenmeyecek miktarlarda yükselmiştir. Diğer sebep de Çiller zamanında banka açmak adeta bakkal dükkanı kurmakla eşit formalitelere tabi tutulmuştur. Torpilini bulan banka açtı. Bir de mevduatçıların hepsine devlet garantisi verdi. Vatandaş da sağlam bankalar dururken en yüksek faizi veren bankalara yöneldi" dedi.
"MİLLETVEKİLİ SEÇİLEMEMEM BANA VIZ GELİR" Verdikleri mücadelenin milletvekili olmakla ilgisinin olmadığını savunan Vural Savaş, "Doğru ve zor yerdeyim. Şu an seçilmesi istenilmeyen tek parti DSP. Onlar AK Parti ve CHP ile barışık. Biz ulusal cephedeyiz. Milletvekili seçilip seçilmemek bana vız gelir. Ben geleceğim yere zaten gelmişim. Hayat boyunca doğru insanlarda doğru yerde oldum. Türkiye'nin bugünkü atmosferde en önemli sorunu, ulusal çıkarları parti çıkarlarının önünde tutmaktır. Biz korkarak yanlış insanlarla yanlış yerde olacak değiliz" diye konuştu.
Vatandaşların bazı kesimlerinin kesinlikle temiz toplum istemediğini de dile getiren Savaş, "Şimdiye kadar rakibimiz olarak Atatürkçülüğü suistimal ederek karşımıza çıkıyorlar. Haklarında dolandırıcılıktan, sahtekarlıktan iddialar olan kişilerin bizim yerimize gelmesi beni üzer. Memleketin geleceği bakımından bundan rahatsızlık duyarım. Kemal Derviş gibi adamlarla onların arkasındaki güçler, IMF politikalarını satmak için solu birleştirmeye çalışıyor. Türkiye'de gerçek bir sol olsa TÜSİAD gibi kuruluşların dudaklarının uçuklaması lazım. Kamuoyunu yönlendirmeye çalışan iç ve dış güçler ile onların uzantıları var. Bunlar başarı kazanacak olurlarsa vay vatandaşın haline. Sivrisineği öldürmekle sıtmadan kurtulamazsınız, bataklığı kurutmak lazım. O yüzden fazla hesap soramıyoruz. Bazı politikacılar da dış güçlerin etkisiyle maceradan yana. Zannediyorlar ki dış güçlerin yanında yer alırsak Musul ve Kerkük petrollerini bize verecekler. Oradaki petrolü ne Türklere, ne de Kürtler'e vermezler" dedi.