Wall Street'de Türkiye eleştirisi
WASHINGTON (İHA) - Amerikan Wall Street Journal gazetesi yazarı Robert Pollock, Türkiye-ABD ilişkilerinde yaşanan çalkantının Türkiye'deki eski solcu ve yeni İslamcı ideolojilerin kombinasyonu sonucu meydana geldiğini iddia etti.
Türkiye'nin Irak savaşında ABD'nin yanında yer almayı reddetmesinin ABD-Türkiye ilişkilerinde çöküntüye yol açtığını belirten Pollack, Şubat başında ABD Savunma Bakan Yardımcısı Douglas Feith'in Ankara'ya yaptığı ziyarette kendisine eşlik ettiğini ve bu ziyaret sırasında Ankara'da "çok zehirli" bir havaya rastladığını belirtti.
Türkiye'deki politikacıların ve medya organlarının Amerika ve Musevilere karşı nefret içeren söylemler içinde olduklarını iddia eden Pollock, bu tür söylemlerin devlet kontrolündeki Arap medyasından da ileriye gittiğini iddia etti.
Pollock bu nefreti "Naziler gibi" diye nitelendirmeyişinin tek nedeninin bazıları tarafından aşırı zalim bulunacağı olduğunu da sözlerine ekledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın en sevdiği gazete olan Yeni Şafak gazetesinden örnek veren Robert Pollock, bu gazetede ABD askerlerinin Irak'taki Dicle nehrine öldürdükleri Iraklıların cesetlerini attıklarını ve ceset sayısının fazla olması nedeniyle Iraktaki din adamlarının halkın Dicle nehrinden çıkan balıkları yememesini salık verdiğini yazdığını belirtiyor.
Aynı gazetede ABD askerlerinin Irak'taki kadın ve çocuklara tecavüz edip öldürdüklerini ve sonrada cesetlerini sokağa atıp köpeklere yem ettiğini yazdığını da belirten Pollock, bu tür yazıların Türkiye'de sadece dinci basında değil laik basında da yer aldığını iddia ediyor.
Hürriyet ve Sabah gazetelerinden örneklerin verildiği geniş makalede, Edelman'ın Türk basını tarafından etnik orijininin etkisi altında kalarak davranmakla suçlandığını da iddia ediyor. ABD'nin Ankara Büyükelçisi Eric Edelman'in Musevi kökenli olduğu biliniyor. ABD ile ilgili basında çıkan sansasyonel haberlerin Ankara'da ciddi kulislere konu olduğunu iddia eden Pollock, ABD'nin her hareketinin altında fesat arandığını ve ABD'nin İsrail adına çalıştığı zannının Ankara'da hakim oldugunu belirtiyor. "Bir zamanlar Ortadoğu'da demokrasinin savunucusu olarak gördüğümüz Erdoğan" diye konuşan yazar, Başbakan Erdoğan'ın Irak'taki seçimlerin yasallığını sorgulamasını da eleştiriyor.
Geçtiğimiz günlerde basında genişçe yer alan "Batı Kanadı" adlı dizide, Türkiye'nin kadın haklarını ihlal eden dinci hükümet tarafından yönetiliyor olmasının da Başbakan Erdoğan ve ABD Dışişleri Bakanı Rice arasındaki görüşmede gündeme geldiğini yazan Pollock, Erdoğan'ın Rice'a bu konuda şikayetini ilettiğini ancak bu dizide yansıtılanın kendisince doğru olduğunu da vurguluyor.
Türkiye'de güçlü bir muhalefet partisinin de olmadığını söyleyen yazar, ABD yanlısı politikacıların da korkudan seslerini çıkaramadıklarını iddia ediyor.
ABD'nin Türkiye'ye verdiği desteğin ve yaptığı yardımların da unutulduğunu iddia eden Pollock, unutulan ABD desteği arasında Başkan George Bush'un Başbakan Erdoğan'ı tanıyan ilk liderlerden biri oldugunu, Hazar Denizi Petrol Boru Hattı'nın hayata geçirilmesi için ABD'nin verdiği desteği, yapılan askeri yardımları, ABD'nin Türkiye'nin AB üyeliği için gösterdiği desteği de sayıyor.
Hem Douglas Feith hem de Dışişleri Bakanı Rice'ın ABD-Türkiye ilişkilerinin düzeltilmesi için Türk halkının görüşüne liderlik edilmesi ve ABD lehinde çevrilmesi için Ankara'daki yetkililere tavsiyede bulunduğunu belirten Pollock, Atatürk'ün devrimlerinin kaybolma riski taşıdığını ve belki de Türkiye'nin bir kaç sene sonra ikinci sinif, kapalı fikirli, paranoyak bir ülke haline gelebileceğini ve ABD'de hiç dostu olmayacağı gibi Avrupa'da da istenmeyebileceğini yazıyor.
