Haaretz gazetesi, "İsrail Dosyası" adı altında Wikileaks tarafından sızdırılan bazı belgeleri yayımlamaya başladı.
İsrail'le ilgili hemen hemen 10 bin belge bulunduğunu ve ve bunların çoğunun Tel Aviv'deki Amerikan Büyükelçiliği kaynaklı olduğunu belirten Haaretz, diğerlerinin de diğer Amerikan büyükelçiliklerinden ve Washington'daki ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan gönderildiğini belirtti.
Bunlardan biri, Amerikalılar ile İsrailli yetkililer arasında 2009 tarihinde yapılan bir toplantıya ilişkin kripto.
Bu kriptoda, İsrail'in Türkiye'yi İran'ın nükleer programına yardım etmekle suçladığı ve bu suçlamanın İsrail Dışişleri'nin Siyasi Araştırmalar Bölümü Direktörü Nimrod Barkan tarafından Fransız yetkililere söylendiği belirtildi.
Fransızlar ise Barkan'ın bu sözlerini Kasım 2009'da ABD'lilerle İsrailliler arasındaki bir stratejik toplantı öncesi Amerikalılara iletmiş.
ABD Büyükelçisi James Cunningham tarafından 19 Kasım 2009 tarihinde yazılan kriptoya göreyse Barkan'ın, o toplantıda Cunningham'a, Fransızlara sadece ülkesinin "Türkiye'nin, İran'ın mali yaptırımlardan kaçınabilmesinde bir platform olduğu' endişesini dile getirdiğini" aktardığını belirtti.
Cunningham, notlarında nükleer silahlarla ilgili herhangi bir şey dile getirmedi.
Kriptoya göre Barkan, İsrail'in "muhtemelen Türk yetkililerin de bilgisi dahilinde", "İran'ın Türk toprakları üzerinden Suriye'ye silah iletmeye devam ettiği" kanısında olduğunu da ifade etti.
Türkiye'ye suçlamalar
Kriptoda Barkan'ın Türkiye'yi İran'la ilgili yaptırımlar konusunda, 3 alanda BM Güvenlik Konseyi ile ABD'nin tek taraflı yaptırım kararlarını ihlal etmekle de suçladığı belirtildi.
Bunlar ise yaptırımlara konu olan İran'ın Bank Mellat'ı aracılığıyla, Türk Lirası ve İran Riyali üzerinden ticarete izin verilmesine yönelik yeni provizyonlar; İran mallarının Avrupa'ya ihracı için yeni limanlar açılması ve İran silahlarının Türk toprakları üzerinden, çoğunlukla demiryoluyla Suriye'ye silah sevkiyatının devam etmesi olarak siralanıyor.
Barkan, kriptoya göre, "Suriye'ye sevkedilen silahların büyük kısmının Lübnan'daki Hizbullah'a aktarma amaçlı olduğunu" da öne sürüyor.
Barkan, İsrail'in tüm bu konuları 2009 Haziran'ından başlayarak doğrudan Türk hükümetine de gündeme getirdiklerini, ancak bunların bir sonuç getirmediğini ifade ediyor.
ABD'den yardım talebi
ABD ve İsrailli yetkililer arasında 15 Kasım tarihli bir başka toplantıya ilişkin kriptoda ise İsrailli bir yetkililinin "Türklerin (kaçakçılıkla ilgili) ABD baskılarına, İsrail'in şikayetlerine karşı olduğundan daha duyarlı olabileceklerini" belirterek, ABD'den bu konuda yardım talebinde bulunduğu kaydedildi.
Türkiye ile İsrail arasında, savunma sanayii alanındaki ilişkilerin giderek gerilediği konusunda, ABD ve İsrailli yetkililerin aynı değerlendirmeyi yaptıkları belirtilerek şöyle deniliyor: "Türkiye'nin askeri kapasitesi gelişti ve artık Türkiye 15 yıl öncesinde olduğu gibi İsrail'e ihtiyaç duymuyor. İsrail'in Türkiye'ye savunma amaçlı satışları düşüyor ve Türkiye'deki kamuoyunun hassasiyeti, yakın gelecekte de muhtemelen büyük satışların yapılmasını engelleyecek."