*"Yeter" dizisiyle ekrana döndünüz. Biraz yeni dizinizden bahseder misiniz?
- Ödül alacak bir senaryosu var bence. Dizinin ekibini de yakından tanıyorum. Çok inandığım ve güzel his veren bir proje. Rolüme hazırlanırken çok film izledim, psikolojik romanlar okudum.
*Dizide İdil'e hayat veriyorsunuz. İdil nasıl biri?
- Önceki canlandırdığım karakterlerden biraz farklı. Ben önceki dizilerimde hep güçlü ve cazibeli kadınları oynadım. İnsanlar beni hep kötü gördü, şimdi ise çaresiz gözüküyorum. Gücünü kaybetmiş, psikolojisi bozuk... Tek başına uzakta bir hapis hayatı yaşıyor. Bu karakterin en çok farklılığını sevdim.
*İdil piyano çalıyor, siz rolünüz için piyano dersi aldınız mı?
- Ben piyano çalmayı biliyordum, bu yüzden yeniden ders almadım. Eğlenerek çalıyorum kamera karşısında.
*Dediğiniz gibi önceki projelerinizde hep kötü kadındınız. Şimdi ise mağdur. İzleyici sizce nasıl tepki verecek?
- Beni seveceklerini düşünüyorum. Kötülük yapmıyorum, kötülük görüyorum diye severler artık.
İKİ BÜYÜK DİLEĞİM GERÇEK OLDU
*Sekiz ay önce ikizlerinizi kucağınıza aldınız. Annelik size neler kattı?
- Benim hayatımda iki büyük dileğim vardı. Oyuncu olmak en büyük rüyamdı. Çok çaba sarf ettim, ediyorum da. Diğeri de hep çocuğum olsun duasıydı. En derin ihtiyacı bir kadının çocuğu olmasıdır. Benim için anne olmak arzuydu. Bunu gerçekleştirmek istedim. Daha gencim farkındayım ama ileride ne olur bilemedim, hemen olsun dedik. İki rüyam da gerçek oldu, o yüzden hep şükrediyorum.
*Hamileliğiniz sürpriz oldu diye biliyorduk biz...
- Evet sürprizdi ama planlı sürpriz. Olsun demedik, ama tanıştığımız ilk gün bile anne baba olmayı konuşmuştuk biz Kerem'le. İkimiz de birbirimizi çocuklarımızın anne babası olarak görmüştük. İlk dönemlerde de planlamaya başlamıştık. Ama iş vardı, erteliyorduk bir baktık anne baba olmuşuz.
*Var mı şimdi yeni bir hayaliniz?
- Evet, yeni bir hayalim var. En büyük iki rüyam gerçekleştikten sonra başka bir hedef daha koydum kendime. Ama söyleyemem. (gülüyor)
*Kerem Göğüş'le alakalı mı o hayal?
- Şimdi söyleyemem. Üç sene sonra sorarsan söylerim. (Gülüyor)
*Kerem Bey'le anne baba olduktan sonra aranızdaki diyaloglar, duygular değişti mi?
- Tabii değişti. Şimdi eskisinden daha bağlıyız. Önceden kaybetme korkusu yaşıyordum. İlişkimizde romantizm de devam ediyor. Biz galiba çocuklarla biraz daha mutlu olanlardanız. İkiz büyütmek zor dediler, daha güzel.
*Kerem Bey evde bebeklerle ilgileniyor mu? Yardım eden bir baba mı?
- Çok. Çünkü çocuklarla eğlenmeyi seviyoruz biz. Eğlenerek büyütüyoruz. Çocuklara sadece bakalım diye değil, onlarla zaman ayırarak vakit geçiriyoruz. Kerem evde çok bakıyor ikizlere. Bana da çok yardım ediyor
evet, güzel bir baba Kerem...
ÇOCUKLARI ENGEL OLARAK GÖRMEYİN
*Çocuk büyütmenin kariyerinize olumsuz etkisi olacağından korktunuz mu hiç?
- Evet ilk başta çok korktum. Yapamayacağımı düşündüm. Ama şimdi herkese sesleniyorum, bu mümkün. İkizlerim var ve korkularım geçti. Çocukları engel olarak görmeyin. Hamilelik evet korkutuyor ama benim annem 5 çocuk yaptı. Şu anda bence annelik yaşında olup çocuk yapmaya korkan kadınlar var. Ben çok istediğim halde korktum. Aşk devam etmez, özgür olmam, bu kadar rahat devam edemem hayata diye düşündüm. Şimdi ise çocuk istemiyorum diyenlere öğüt verip ikna ediyorum. Çocuklar karı koca için daha çok kapı açıyor.
*Sizde ne gibi bir kapı açtı? Neyi değiştirdi?
- Mesela artık anneler ve babalar günümüz var. Bir romantizm daha eklendi. Ortak paylaşıyoruz aynı duyguyu. İkimiz de birbirimizi anlayabiliyoruz. Eskiden biz kendimizi anlıyorduk, şimdi ikimizde ikimizi anlıyoruz.
*Normalde kadınlar doğumun ardından belirli süre süt iznine çıkar. Siz bir ay sonra setlere geri döndünüz. Onlara yeterli vakit ayrımadığınızı düşünüyor musunuz?
- Hayır, onlarla çok güzel vakit geçiriyorum. Ben her gün çocuklarla temiz hava alıyorum, geziyorum.
*Peki ya çocukların isimleri neden bu kadar uzun? İkisinde de 3 tane isim var: Milat Aristo Kerem ve Melodi Bita Oleka...
- Bunu gerçekten düzeltelim. Sadece kimlikte yazıyor o isimler. Erkek Milat, kız Melodi.
Kaynak: HürriyetZelal ÖZALP / Fotoğraflar: Murat ŞAKA