Kanada bozkırlarının doğu sınırında ve kendisiyle aynı ismi taşıyan "çamurlu topraklar" manasına gelen gölün üzerinde kurulu olan bu şehir, çok fazla güzergaha sahip değildir. Aslında şaşırtıcı derecede çok şey sergilediği için, ziyaret etmeye değer bir yerdir.
The Forks Ulusal Tarihi Bölgesi kesinlikle ziyaret edilmelidir. Burası eskiden yerli nüfus için yüzyıllarca bir toplantı mekanı olarak kullanılmıştır ve Avrupalılar buraya geldikten sonra capcanlı bir kürk ticareti bölgesi olmuştur. Günümüzde The Forks, canlı pazarların, dükkanların, bir nehir yolunun ve yeşil bölgelerin kombinasyonu halindedir.
Pazar, tarihi bir binada bulunmaktadır ve çok çeşitli yemekler sunan bir yemek katına sahiptir. Devam edecek olursak, şehrin içerisinde tarihi binalar vardır. Bunun ilk örneği ; üzerinde ikonik bir Altın Çocuk ile birlikte Manitoba Legislative Binası'dır. The Exchange Meydanı Ulusal Tarihi Bölgesi, tarihi Winnipeg'in kalbidir ve birçok sanatsal galeriye ve kültürel kurumlara ev sahipliği yapmaktadır. Fakat asıl cazibesi tarihi binalarıdır.(yaklaşık olarak 150 tane ). Gezmek için harika bir yer.
Kırmızı Nehir'in diğer tarafına geçin, kendinizi sokak isimleri "rue" ile başlayan yerlerde bulacaksınız, mesela The French Quarter of St. Boniface. Burada, gerçekten güzel bir kaç restaurant ile birlikte, kendisiyle aynı ismi taşıyan bir katedral bulacaksınız.