Wall Street Journal’ın yayımladığı analizde düşük tüketici enflasyonunun, Merkez Bankası Başkanı Yılmaz için bir “veda hediyesi” olarak yorumlandığı, Merkez Bankası’nın politika bileşimi stratejisine yönelik risklerin düşük olmayı sürdüreceği düşünüldüğü kaydedildi. Buna karşın, üretici fiyatlarındaki yüksek artışının kaygıları körüklediği değerlendirmesinin de yapıldığı analizde “Özellikle artan petrol fiyatları, Türkiye’nin kilit ekonomik zayıflığı olan yüksek cari açığı büyütebilir çünkü Türkiye petrol ithal ederken, petrol enflasyonunu da ithal ediyor” uyarısı yapıldı.
ABD’nin borsa ve iş çevrelerinin gazetesi Wall Street Journal tarafından yayınlanan “Türkiye’deki düşük enflasyon kutlaması tam göründüğü gibi olmayabilir” başlıklı analizde Merkez Bankası’nın Ortadoğu’daki gelişmelerin piyasanın dikkatinin, “tartışmalı” para politikasından uzaklaştırmasından belki minnettar olduğunu ancak Perşembe günü enflasyon verilerinin açıklamasıyla durum değiştiği belirtildi.
TUİK’in açıkladığı yüzde 4.9’luk yıllık tüketici enflasyonun Merkez Bankası’nın hedefinin oldukça altında bulunduğuna ve 1968 yılından bu yana en düşük düzeyini oluşturduğuna dikkat çekildiği analizde “Çoğu analistler, Türkiye’deki yumuşak tüketici fiyat artışı, Nisan’da görevinden ayrılmasına kısa bir süre kala (Merkez Bankası Başkanı) Sayın Yılmaz’a bir ‘veda hediyesi’ olduğunu ve Banka’nın, politika faiz oranlarını indirirken zorunlu karşılıklarını artırma yönündeki ortodoks olmayan stratejisine ilişkin risklerin düşük olmayı sürdürdüğü anlamına geldiğini söylüyorlar” denildi.
-“BU BAŞARI DURMUŞ YILMAZ İSMİ İLE BİRLİKTE ANILACAK”-
Analizde değerlendirmeleri aktarılan Morgan Stanley iktisatçısı Tevfik Aksoy da, düşük enflasyonun, Türkiye’nin büyük bir dış şoktan kaçınması halinde Merkez Bankası’nın “yaratıcı” para politikası stratejinin sadece “küçük riskler”le karşı karşıya kalacağı anlamına geldiğini belirtirken “Bu başarı, gelecekte Durmuş Yılmaz ismi ile birlikte anılacaktır” diye konuştu.
Analizde enflasyonun üç haneli olduğu günler çok gerisinde kaldığı gibi görünse de düşük enflasyon verileri üzerine kutlama olarak Türk varlıklarının hızlı bir yükselme göstermediğine işaret edilirken “manşet altındaki haberlerin o kadar iyi olmadığı” savunularak şöyle devam edildi:
-“ÜRETİCİ FİYATLARINDAKİ ARTIŞ YÜKSEK ENFLASYON KAYGILARINI KÖRÜKLEDİ”-
“Gelecekteki fiyat hareketlerinin kilit bir göstergesi olan, değişken unsurlar hariç enflasyon, Aralık ayında artarken Perşembe günü de ayrı olarak yayımlanan üretici fiyatları verileri, yükseliş ile şaşırtarak bu yıl içerisinde daha yüksek enflasyon olabileceği kaygılarını körükledi.”
“Bu da, Merkez Bankası’nın manevra alanını kısıtlayabilir” görüşünün de dile getirildiği analizde, “Hızlı fiyat artışları, Bankanın faiz oranlarını yükseltme zorunda kalabileceği, böylece potansiyel olarak azaltmaya çalıştıkları sıcak para yatırımlarını çekebileceği anlamına gelebilir. Özellikle artan petrol fiyatları, Türkiye’nin kilit ekonomik zayıflığı olan yüksek cari işlemleri açığını büyütebilir çünkü Türkiye petrol ithal ederken petrol enflasyonunu da ithal ediyor” denildi.
HSBC ekonomisti Murat Ülgen de, maliyet baskılarının, Merkez Bankası’ndaki sevincine gölge düşürmüş olabileceğini, piyasanın ise, enflasyonun yükselebileceğine ilişkin işaretler konusunda “yüksek alarm” da olduğunu vurgularken, “Türkiye’de enflasyon 50 yıla yakın bir sürenin en düşük düzeyine indi. Ancak bu cesaret verici sonuca, muhtemelen daha zayıf lira ve tırmanan küresel ürün fiyatları nedeniyle artan maliyet ve arz baskılarına gölge düşürecek” dedi.
ANKA