Yağlamaya berdevam!

Yaz sıcakları bastırınca, matbuatımızın şöhretli ve de azâmetli edib-i muharrirânı da sayfiyeye kadem basmış oldular efendim.

Edü ile Büdü, tatili de aynı zamana denk getirdiler ki, yek diğerinden feyiz alma ameliyesinde bir aksama olmasın. Frekanslar uyuşuyor; kanallar aynı anda açık ya da kapalı...

Eh!

Hâl böyle olunca da “teklifsiz tetikçilik” vaziyetleri de bir süreliğine fren yapmış oldu. Başbakan da işin farkında olmalı ki, son günlerde agresiflik dozunu az da olsa düşürdü... Savunma hattı muhkem olmazsa, hücûm hattı akamete uğrayabilir tabiî... Bekliyor ki, Edü ile Büdü hazretleri gûşe-i ceridelerine avdet etsinler ve kılıçlarını yağlasınlar...

Sonra da, mutadları üzre, Sayın Başbakan’a matbuatta gıkını çıkarma cür’etini gösterenleri lime lime doğramaya berdevam!..

Bu arada, yalaka takımı her zamanki gibi iş başında tabiî, orada herhangi bir aksama yok! Ellerinde dolu dolu şişelerle sızma zeytinyağı, onlar da kendi mutadları üzre kesintisiz yağlamaya berdevam!..

Kimileri de ağızları bir karış açık seyrediyorlar. Hayranlıktan mı, avanaklıktan mı, yoksa bir şekilde cepler mi doluyor bilinmez!

***

Nasıl bir zamana kalmışız Allah’ım!

Yoksa her devir böyleydi de, bizler de sadece sıramızı mı savıyoruz?!

***

Efendim...

Basın ekabirleri yazlıklara dağılınca; içtima borusu da biz İnternet köşecilerinin eline geçti...

Mâlûmunuz olduğu üzre; kalk borusundan hemen sonra oturup çalakalem yazıyoruz!

Gerçi içimizde çömezimiz, çemişimiz, hele hele bilmediğini bilmemişimiz çoktur amma olsun, ne de olsa meslek dayanışması!

Tetikçilik, yalakalık, yaltaklık, bilâfâsılâ yağcılık bu mecrada da mebzûl miktarda çoktur efendim...

Klavyeyi kapan yazı yazdığından; cehâlet dizboyunu değil, beden boyunu bile aşmış vaziyettedir...

Eh!

Paulo Coelho gelip de İnternnette köşe yazacak değil herhâlde, idare edeceksiniz!

***

Olur ya, şimdi diyeceksiniz ki “neden elin gâvurunu örnek veriyorsun be birader, İslâm dünyasında insan kıtlığı mı var?”

Dokuz yaşındaki ana kuzusu kızların evlenmesi câizdir diyecek kadar alçalan Suudi Arabistanlı sapık kör molla’yı mı verseydim?

Kendi çocuğu olsa kıyamaz! Başkalarının evlâtları üzerinden sapıklık fetvâları vermeyi mârifet sayıyor kör deyyus!

Buralardaki sapıkların da hemencecik ağızlarının suyu akmaya başlamıştı. “Eş kanun, eş nizâm? Fi kelâm-ı Allah! Yemkin erbâ!”

“Koskoca Şeyh fetvâ verdi, sen kim oluyorsun da karşı çıkıyorsun bre zındık?”

Öyle değil mi sapık müritler?!

(İçimde ukde kalmıştı bu husus, yeri şimdi geldi de yazdım. Gecikmeden dolayı okurlarımdan çok özür dilerim!)

***

Geçtim...

Vaziyet onu gösteriyor ki:

Dış politikamızı yere çivileyen Davutoğlu Sultan Ahmet Hazretlerinin, Tayyip Bey Çankaya’ya çıkınca başbakanlığa sıçrama hevesi de kursağında kaldı... Artık götürebildiği kadar Dışişleri Bakanlığı ile idare edecek!..

Bırakanız sınav sistemimizi felç, milletin evlâtlarının hakkını da yer ile yeksân eden Bâdem Ali de yerinde otursun...

Bu devran böyle gitmez; Sultan Süleyman’a kalmayan dünya bunlara da kalmaz!

Bulunur elbet kurtaracak bahtı kara mâderini!..

__________________________

Cahitkilic54@mynet.com

@deli_esen_yel