Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Yağmur sesi neden uykumuzu getirir?

Resmen biyoloji, tarih ve fizik birleşmişler, bize huzur vermişler!

Yağmur sesi neden uykumuzu getirir?

Rick T Cartman / Mynet Haber

Abidin Dino’nun yaptığı Mutluluğun Resmi elbette muhteşem...

Ve o tabloda bile o fakir ailenin huzurlu uykusuna eşlik eden yegane ses, yağmur :)

Kısık bir yağmur sesiyle huzur bulabiliyor, derin bir esneme isteğiyle doluyoruz. Günün yorgunluğu o akşam yağmuruyla mazgallara akıveriyor, kendimizi güzel bir uykunun köşe başında buluyoruz. Peki nasıl oluyor; birkaç dakika önce günün beşinci bardak kahvesini bitirmiş, uykusuzca dizi izlemeye dalmışken, nasıl oluyor da yağmur başladığı gibi çözülüyor vücudumuz?

Bunun üç yanıtı var; biri geçmişimizle, biri biyolojimizle, biri de su sesinin akustiğiyle ilgili...

Önce biraz biyoloji

Pennsylvania State Üniversitesi’nde biyodavranış bilimi profesörlüğü yapan Orfeu Buxton’ın 2012 yılında yaptığı bir araştırma, beynimizin ne kadar kısık olursa olsun, bir anda ortaya çıkan sesleri alarm olarak algıladığını gösterdi.

Pennsylvania eyaletindeki hastanelerde yapılan araştırma, yalnızca 40 desibel gibi çok kısık sesli fısıltıların bile hafif uykuda olan hastaların %90’ını, derin uykuda olanların ise neredeyse yarısını uyandırabildiğini gösterdi. Öte yandan, şehir gürültüsü, trafik, insanların kendi aralarında konuşması gibi süreklilik gösteren sesler 70 desibel gibi yüksek dahi olsalar; hastanelerdeki hastaları uyandırmıyorlardı.

Yani beynimiz sürekli sesleri bir tehdit olarak görmezken, aniden ortaya çıkan sesler bizi uyarıyor ve uyandırıyor. Aniden ortaya çıkan seslere birkaç örnek verelim; telefon sesi, alarm, şimşek, aklınıza sizi dikkat kesen hangi ses geliyorsa!

Gürültünün yüksekliği değil, tipi önemli

Aynı araştırma gösterdi ki; bir ses hafif hafif yükseliyorsa, çok gürültülü bir seviyeye çıksa bile beynimizi uyarmıyor, bizde tehdit algısı oluşturmuyor.

Yine gerçek hayattan bir örnekle bağlayalım; Dalgalar kıyıya uzakken daha sakin bir sese sahiptirler, kıyıya vuruncaya kadar sesleri yükselir; en yüksek gürültüye de kıyıya vurduklarında sahip olurlar. Ancak dalga sesi, az önce belirttiğimiz süreçlerle -yani yavaş yavaş- yükseldiği için, bizde alarm etkisi yaratmazlar.

Bir diğer sebep ise tarihimizle ilgili…

Tarihimiz derken 10-20 yıl öncesinden, çocukluğumuzdan bahsetmiyoruz. Gerçekten tarih; 10.000 küsur yıl öncesi.

Binlerce yıl öncesinden genlerimize yapışıp kalan, biyolojimizi etkileyen bir ‘memeli alışkanlığı’ ile karşı karşıyayız aslında. Çığlık, bebek ağlaması, şimşek sesi gibi sesler; insanların vahşi doğada yaşamaya çalıştıkları dönemlerdeki tehdit sesleri olarak beynimize kazınmış durumdalar. Beynimiz bu yüzden bu sesleri tehdit olarak algılayacak şekilde evrilmiş…

Aniden zirve yapan sesleri tehdit olarak algılıyoruz, yağmur ve rüzgar sesi gibi devamlılığı olan seslerde ise güven duygumuz okşanıyor.

Son olarak, biraz da fizik.

Yağmur ve rüzgar sesleri, ses spektrumunda 8-10 KiloHertz aralığını ve civarını kapsarlar. Bu değer civarındaki sesler, insan kulağında diğer sesleri gölgeleyebilecek bir etkiye sahiptir.

Şimdi de biraz Türkçe konuşalım :) Yağmur sesi, spektrumda kapladığı alan sayesinde dışarıdaki tüm sesleri maskeler; trafik gürültüsünü daha az duymaya, komşunun sesini çok açtığı televizyona takılmamaya başlarsınız. Yağmur sesi varken duyduğunuz şey sadece yağmurdur, diğer tüm gürültüler azalır, eh doğal olarak da huzur bulursunuz :)

Kaynaklar: livescience.com, citeseerx.ist.psu.edu

En Çok Aranan Haberler