HABER

Yakın tarihte gerçekleşen rejim değişiklikleri

20. yüzyıl savaşların, ekonomik ve siyasi krizlerin yüzyılıydı… 21. yüzyılın bir öncekine benzememesi için almamız gereken dersler orada bir yerde, apaçık duruyor.

Yakın tarihte gerçekleşen rejim değişiklikleri

Rick T Cartman / Mynet Haber

20. yüzyıl. Devletlerin en kanlı savaşlarını yaptıkları, en büyük krizlere sürüklendikleri çağ.

"Almanya saat 14:00'da teslim oldu, savaş bitti"

Tarih kitaplarının Yakın Çağ olarak yazdığı döneme rastgeldi 20. yüzyıl, ama bizce 19. ve 21. yüzyıllardan farklı bir isimlendirmeyi de hakediyor: Örneğin; Savaş Çağı’na ne dersiniz? Elbette içinde yaşadığımız yüzyılın henüz 16. yılındayız; dünyanın bu yüzyılda 84 yıllık daha sınavı var. Umutlarımız bu yüzyılın da 20.'sine benzememesi yönünde. Çünkü 20. yüzyılda neler olmadı ki?

18 milyona yakın ölüyle, 21 milyonu aşkın yaralıyla kapanan, haritaların yeniden çizildiği 1.Dünya Savaşı... 1.Dünya Savaşı sonuçlarının beğenilmemesiyle dünyadan 73 milyon insanı daha silen 2.Dünya Savaşı... Faşizm ve komünizmin yükselişi, Soğuk Savaş ve daha neler neler. Her şeye rağmen daha aydınlık bir geleceğe yönelik umutlarımızı korumak istiyoruz. Bunun içinse geriye dönüp hatalarımızdan ders çıkarmak için tarihe ve zaman zaman da sanata başvuruyoruz.

Askeri krizler kadar, ekonomik ve sosyal krizler de yaşandı dünyada. Her birinin çok ciddi sonuçları oldu.

Bu krizlerin bazıları da yönetim biçimi değişikliği ile nihayete erdi. Bu yönetim biçimi değişikliklerinin vatandaşlarına olumlu yansıyanları da oldu elbet. Bazı rejim değişiklikleri ise vatandaşlarına yeni krizlerden, baskılardan başka bir şey getirmedi… Gelin, yakın tarihimizde dünyada yaşanan rejim değişikliklerinden bazılarını enine boyuna inceleyelim.

Çin (1912 - 1949)

Önceki Rejim: Hanedanlık

_Ne oldu?:

_ 1912’de Çin milliyetçileri, hanedanlığı yıktı. 1949’da ise ordu tarafından da desteklenen Mao yönetimindeki komünistler yönetimi ele geçirdi.

_Sonraki Rejim:

_ Çin, 1954 yılında kabul edilen anayasada ‘sosyalizm’ ibaresi geçmesine rağmen, tamıtamına sosyalist ilkelere bağlı bir ülke değil. Ülkede tek bir siyasi parti var, o da Komünist Parti. Yani tek partili rejim anlayışı mevcut.

Ülkede ne değişti?: Bugün Çin basın-yayın organlarını en çok sansürleyen ülkeler sıralamasında başı çekiyor. Yabancı haber kaynakları ülkeye kısıtlı oranda veriliyor, internet tamamen devlet denetimi altında. Facebook ve Twitter tüm ülkede yasak. Bu sansürler, tek parti rejiminin ve ordunun ortaya koyduğu bazı insanlıkdışı tutumların da dünyaya yansımasını, hakettiği tepkiyi çekmesini engelliyor. Uygur Türkleri’nin maruz kaldığı şiddet gibi…

Dünyada ne değişti?: Mao döneminde Çin tamamen dış yatırımlara kapalı, içine dönük bir ekonomiydi. Mao döneminin tamamlanması ile birlikte; bu rejim değişikliğini farklı yönlere kaydıran ‘Dört Modernizasyon Programı’ kabul edildi. 1980’lerde ülke ekonomisi dışarı yeniden açıldı. Bugün Çin, ekonomik açıdan dünyanın süper güçlerinden biri olarak kabul ediliyor. Hatta Çin Halk Ordusu, Pentagon’a göre 21. yüzyılın en büyük tehlikesi.

Almanya (1933 - 1949 - 1990)

_Önceki rejim:

_ Cumhuriyet

_Ne oldu?:

_ 1. Dünya Savaşı’ndan büyük kayıplarla ayrılan Almanya kendini henüz toparlayamamıştı ki; 27 Şubat 1933’te Alman Parlamentosu’nun kundaklanması ile bir kez daha siyasi bir krizin içine düştü. O dönem yükselen ırkçılık akımı Almanya’yı da sarmaya başlamıştı. Parlamentonun yakılmasının hemen ertesi gün birçok demokratik hak askıya alındı; kısa bir süre sonra da Adolf Hitler tüm yasama ve yürütme yetkilerini elinde topladı; Nazi Almanyası’nın ilk adımları böylelikle atıldı.

_Sonraki rejim:

_ Dünyada büyük bir kıyıma ön ayak olan, Nazi Almanyası: Yani tek partili faşist yönetim, tek adam rejimi...

_Ülkede ne değişti?:

_ Almanya’da dönem yönetiminin kendi vatandaşı olan 11 milyon insanı öldürmesiyle başlayabiliriz değişikliklerimize. Bu 11 milyon insandan 6 milyonu Yahudi, 3 milyonu ise Polonya asıllıydı. Sonrasında tarihte holokost olarak adlandırılacak bu soykırımı, komünistlerin, romanların, eşcinsellerin, papazların ve hattâ zihinsel özürlülerin ortadan kaldırılması politikaları izledi.

2.Dünya Savaşı’na uzanan bu katliam dolu 6 yıl (1933-1939) Almanya’nın tarihindeki en büyük kara leke olarak kaldı. 2.Dünya Savaşı’nda da yukarıda sözünü ettiğimiz 11 milyon insana on milyon asker ve sivil Alman vatandaşının kaybı eklendi.

_Dünyada ne değişti?:

_ Öncelikle yukarıda bahsettiğimiz gibi; dünya nüfusunda 73 milyonluk bir azalma yaşandı. Yahudi olan birçok sanatçı, bilim insanı ve aydın kişi yurdışına kaçmak zorunda kalması, 2. Dünya Savaşı’nda taraf olmuş ve büyük kayıplar yaşamış birçok ülkenin bilim, sanat, entelektüel ve askeri alanlarda alanda hızla gelişim göstermesini sağladı.

Hattâ ABD’nin bugünkü gelişmişliğinde, Nazi Almanyası’ndan kaçıp ABD üniversitelerinde görev yapmaya başlayan Yahudi Alman bilim insanlarının büyük etkisi vardır da diyebilir, kısa bir dönem İstanbul Teknik Üniversitesi’nde kürsü sahibi olan Albert Einstein’ı da minnetle anabiliriz…

_Sonra:

_ 2. Dünya Savaşı’nın kaybedilmesinden sonra Adolf Hitler intihar etti, Nazi Almanyası yıkıldı. Savaşın kazanan ülkeleri tarafından peşpeşe Alman Federal Cumhuriyeti ve Alman Demokratik Cumhuriyeti kuruldu (1949). İnsanlık tarihinin utanç duvarlarından biri olan Berlin Duvarı ile ayrılan bu iki ülke, 1990’da yeniden birleşerek Almanya Cumhuriyeti adını aldı.

Yunanistan (1967 - 1974)

_Önceki rejim:

_ Kurtuluş Savaşı’mızın hemen ardından büyük bir ayaklanmayla devrilen krallık rejimi yerini cumhuriyete bırakmıştı. Cumhuriyetin ilanından yalnızca 11 yıl sonra (1935) Yunanistan Krallığı yeniden yönetimi devraldı.

_Ne oldu?:

_ İlk Yunanistan Cumhuriyeti fazla dayanamadı, başka bir büyük ayaklanmayla yerini yeniden krallık yönetimine devretti. Bu dönemin birçok ülkede tek adamlı faşist yönetimlerin yükseldiği dönem olduğunu da hatırlatalım. 2. Dünya Savaşı’nın sona ermesi, Yunanistan için siyasi ve askeri krizlerin bitmesi anlamına gelmiyordu: 1946-1949 yılları arasında yaşanan, temelde sağ sol çatışması şeklinde gerçekleşen Yunanistan İç Savaşı bir rejim değişikliğinin daha yaşanacağının habercisiydi.

İstikrarsızlığın etkilerinin bir türlü atlatılamaması üzerine, 1967’de ‘Albaylar Cuntası’ olarak adlandırılan askeri cunta yönetime el koydu ve krallık rejimi devrildi. Ülke 1974’e kadar cunta yönetiminde kaldı. Hatırlatalım; komşumuzda bunlar yaşanırken, Türkiye de çok benzer bir süreçten geçiyordu: gittikçe artan sağ-sol çatışmalarına 1971 askeri darbesi ve Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin İnan’ın idamı ile müdahale edilmişti.

_Ülkede ne değişti?:

_ 1843’ten bu yana kısa aralıklarla rejim değiştiren Yunanistan, krallıktan askeri cuntaya geçiş yapmıştı. Her ikisinin de vatandaşları üzerinde kurduğu baskı seviyesi benzer olduğu için, 1974’e kadar vatandaşlar özelinde pek bir şey değiştiğini söyleyemeyiz. Tabii ki, Albaylar Cuntası’nın 1974 yılında Konstantin Karamanlis’i başbakanlık görevine getirerek Cumhuriyet yönetimini yeniden sağlaması, ülkenin tekrar demokrasi ve temel haklar ile tanışmasını sağladı.

_Bugünlerde:

_ 26 Ocak 2015 yılında başbakanlığa seçilen Aleksis Çipras, halkın büyük desteği ile Eylül 2015’te yeniden başbakanlığa seçildi. Bugünlerde Yunanistan’da SYRIZA yönetiminde yenilikçi ve sol rüzgarlar estiğini söyleyebiliriz. Çipras, İspanyol Podemos Partisi genel başkanı Pablo Iglesias Turrion ve Kanada başbakanı Justin Trudeau ile birlikte dünya siyaset sahnesindeki en taze ve en halkçı siyaset akımının temsilcilerinden biri.

İtalya (1943)

_Önceki rejim:

_ Krallık, hattâ 1922 ile 1943 arası monarşi faşizm.

_Ne oldu?:

_ 1917’de Rusya’da yaşanan Ekim Devrimi, birçok Avrupa ülkesi gibi İtalya’yı da etkilemişti. Sosyalist devrim endişesi ile kurulan Ulusal Faşist Parti, 1922’de önce krala darbe girişiminde bulundular; sonra onunla işbirliğine giderek ülkeyi monarşi&faşizm rejimine sürüklediler.

Mussolini önderliğinde yükselen Ulusal Faşist Parti, isminden de rahatlıkla anlaşılacağı gibi Hitler ve İspanyol Franco ile açık işbirliği içerisindeydi. Tüm siyasi partileri kapatan Mussolini, politika olarak Hitler’in yöntemlerini izliyordu. İkinci Dünya Savaşı hem krallığın, hem de kralın göz yumduğu bu faşist yönetimin sonu oldu.

_Sonraki rejim:

_ 2.Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru Mussolini İngiliz ve Amerikan birliklerince başbakanlık görevinden alınarak hapsedildi. Hapisten kaçma girişimleri ve hayatı, 1945’te İtalyan komünist partizanlarca kurşuna dizilmesiyle sona erdi. 2 Haziran 1946 yılında İtalya resmi olarak cumhuriyet rejimine geçti.

_Ülkede ve dünyada ne değişti?:

_ Nazi Almanyası’nda normalleşme 90’lı yılları bulmuştu. İtalya faşist yönetimden cumhuriyete geçişinde bu adımı nispeten daha hızlı atlattı. 1930’lu ve 40’lı yıllarda dünyanın utanç verici tecrübelerini yaratan isimlerden biri, Mussolini’ydi. Onun ve Avrupa’daki faşist amirlerinin silinmesi, hiç şüphesiz dünyayı daha iyi bir yer yaptı. Bir zamanlar dünyaya damgasını vurmuş olan ‘Faşist’ sözcüğünün bugün hakaret olarak algılanması da bunun en güzel örneği...

Şili (1973)

_Önceki rejim:

_ Sosyalizm

_Ne oldu?:

_ ABD, Güney Amerika’da yükselen komünizm akımına müdahale etmeye karar verdi ve Pinochet’yi destekledi. 1970 yılında devlet başkanlığına seçilen sol görüşlü Salvador Allende, 11 Eylül 1973’te General Pinochet önderliğindeki silahlı kuvvetler tarafından devrildi. Oldukça kanlı geçen bu darbede yüzlerce Allende yanlısı öldürüldü, binlercesi tutuklandı. Devletteki tüm birimlerin başkanlıkları elbette Pinochet’ye devredildi.

ABD’nin bu darbeye desteği, 1964-1970 yılları arasında yapılan 1 milyar Dolar’lık yardımın Allende devletin başına gelince kesilmesi ve 17 Eylül 1970 tarihli Salvador Allende’yi devirme projesi FUBELT ile sabit.

_Sonraki rejim:

_ Askeri cunta rejimi, 1988’de yapılan referandum ile sona erdi; Hristiyan demokrat Patricio Aylwin’in devlet başkanlığına seçilmesi ile yeniden cumhuriyet yönetimine geçildi.

_Ülkede neler oldu?:

_ Dikta yönetimi boyunca, resmi sayılara göre 2279 kişi siyasi nedenlerle öldürüldü; 1000’den fazla insan ‘kayboldu’, 30.000 civarında kişi işkence gördü, birkaç bine yakın kişi sürgün edildi. Lafı açılmışken; dikta döneminde yaşanan felaketleri anlatan, 2012 yapımı Pablo Larrain filmi NO’yu izlemenizi şiddetle öneririz.

Rusya (1991)

_Önceki rejim:

_ Sosyalist cumhuriyet.

_Ne oldu?:

_ 1922’de kurulan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dünya tarihinde ne büyük etkiler yarattığına yazımız boyunca ara ara değinmiştik. 1924’te hayatını kaybeden Lenin’in ardından iktidara gelen Stalin, 1937-1938 yılları arasında kurucu parti üyeleri ve askeri liderler dahil binlerce kişinin idamı kadar, 2. Dünya Savaşı’nda Rusya’nın 27 milyon vatandaşını kaybetmesi ile de tarihe ismini kazıdı. ABD ve NATO’ya karşı bir süper güç haline gelen, Çin, Kore ve Küba gibi devrimci hareketleri açıkça destekleyen Sovyetler Birliği’nde çözülme, Stalin’in ölümü ile de başlamadı.

1985 yılında Mihail Gorbaçov’un ekonomi politikasındaki yanlış tercihleri Sovyetler Birliği’ni çözmeye başladı. 17 Mart 1991’de düzenlenen referandum’da halkın %77’si Sovyetler Birliği’nin korunması yönünde oy vermişti, ancak baltık cumhuriyetlerinin birlikten ayrılmasına dayanamayan SSCB devlet başkanı Boris Yeltsin, Ukrayna ve Beyaz Rusya devlet başkanları, aynı yılın 25 Aralık’ında Beyaz Rusya’nın başkenti Minsk’te bir araya gelerek Sovyetler Birliği’ni dağıttıklarını bildirdiler. Kremlin’de dalgalanan Kızıl Bayrak indirildi, yerine Rus bayrağı çekildi.

_Sonraki rejim:

_ Haziran 1991’de görevine başlayan Boris Yeltsin, aynı yılın sonunda yarı başkanlık sistemli cumhuriyete dönüşecek olan devletin, seçilmiş ilk lideri oldu.

_Ülkede ne değişti?:

_ Bir zamanlar dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan, ABD’nin Soğuk Savaş’ta direkt olarak hedef aldığı Rusya, Yeltsin ile birlikte çöküşüne başlamıştı. Sovyetler Birliği’nin dağılması ve Rusya Cumhuriyeti’nin kurulması bu çöküşü yavaşlatmak bir yana, aksine hızlandırdı. Yoksulluk seviyesi 1993 ortalarında %40’larda gezinirken, 90’lı yıllar Rusya topraklarında her zaman yaygın yolsuzluklar, kanunsuzluklar ve suç çeteleri ile anıldı.

_Dünyada ne değişti?:

_ Sovyetler Birliği’nin çöküşü, ABD’nin uzunca bir süre dünyadaki tek süper güç olarak anılmasını sağladı. Çin, Japonya ve Hindistan’daki ekonomik büyüme oranları tahtını sallasa da, ABD halâ dünyanın tek büyük süper gücü olmaya devam ediyor.

İran (1979)

_Önceki rejim:

_ Şahlık.

_Ne oldu?:

_ Şah yönetiminin halk arasında popüler olmaması, Şah’ın ABD ile fazla içli dışlı olması ve ‘mollalar’ diye nitelenen grubun şeriat isteği İran Devrimi’nin öncü sebeplerinden sayılsa da; 1979 öncesi tırmanan grevler ve isyanlar, liberal ve sol grupların da Şah’ı devirmek için dini grupları desteklemek gibi bir ideolojik hataya düşmeleri de bu İslam devrimini hazırlamıştır.

_Sonraki rejim:

_ İslam Cumhuriyeti. İran’dan sınırdışı edildikten sonra sırasıyla Türkiye, Irak ve Fransa’da siyasi göçmen olarak yaşayan Humeyni, 1 Şubat 1979’da milyonların katıldığı bir karşılama töreniyle İran’a döndü ve İslam devriminin cumhurbaşkanlığına getirildi. Bu devrim, İran’da gönlü siyasi İslam’dan yana olan alt sınıfın iktidarı ele alması olarak da değerlendirilebilir; nitekim devrim esnasında İslamcılarla birlikte olan sol ve liberal gruplar teker teker elimine edilmiş, dini gruplar dünyanın en acımasız diktatörlüklerinden birine dönüşmüşlerdir.

_Ülkede ne oldu?:

_ Bu sorunun yanıtı, ‘dünyanın en acımasız diktatörlüklerinden birine dönüşmüşlerdir’ cümlemizde saklı aslında. Devrimin yalnızca ilk yılında en az 2000 kişi idama mahkum edildi, bu sayı 20 yıl içinde 8000’leri aştı. Dönemin devrim mahkemeleri başkanı Khalkhali’nin, 15-16 yaşındaki çocukların birbirlerine sol gazete dağıttıklarını gördüğü için onları sokak ortasında belindeki silahla idam etmesi; bundan halâ pişmanlık duymadığını ve tek pişmanlığının bazılarının idam edilmemesi olduğunu BBC’ye demeç vermesi bu diktatörlüğün en net resimlerinden biridir.

Daha fazla nahoş ayrıntı için; devrim zafere ulaştığında 5 yaşında bir kız çocuğu olan Marjane Satrapi’nin kitabı ve animasyonu Persepolis’i izleyebilirsiniz.

Türkiye (1923)

_Önceki rejim:

_ Padişahlık.

Birinci Dünya Savaşı’ndan cumhuriyetin ilan edildiği 1923’e kadar neler olup neler yaşandığını, şimdiki rejimi neden korumamız gerektiğini hepimiz çok iyi biliyoruz...

_Kaynaklar: Wikipedia.com, Uoregon.edu, Economist.com_

En Çok Aranan Haberler