İnsan nüfusu arttıkça, doğaya verdiğimiz zarar da artıyor. Daha fazla yaşam alanımız olsun diye ormanları katlediyor, ürettiğimiz pislikleri denizlere ve okyanuslara döküyoruz. Pek çok hayvan nesli çoktan tükendi ve birçokları da sırada. Ne yazık ki, bu galeride yer alan hayvanların nesli, biz daha ölmeden sona ermiş olacak. Tabii eğer bu konuda bir şeyler yapmazsak…
İravadi yunusu
Güney ve Güney Asya'da bulunan bu yunus cinsi, başlarının şişkin olması ve kısa yüzgeçleriyle tanınıyor. Alışık olduğumuz yunus türlerinden böylece farklılaşan İravadi yunuslarından dünyada 77 tane kaldı. Sayılarının azalmasının en büyük sebebi ise, bölgede yanlış yöntemlerle ve aşırı miktarda balıkçılık yapılması.
Ağaç kangurusu
Yeni Gine ve Queensland bölgelerinde yer alan yağmur ormanlarında yaşıyorlar. Adından da anlaşılacağı üzere, ağaçlarda yaşayan bu keseli hayvan çeşidi kanguru familyasına mensup. Avcılık ve ormanların azalması yüzünden, sayıları epeyce azalmış durumda.
Sakallı akbaba
Bu güzel yaratıklar Everest ve Himalayalar ile, Asya ve Avrupa'ın başka dağlık alanlarında yaşıyorlar. Geçtiğimiz yüzyılda nesilleri neredeyse tükeniyordu. Çünkü dağlarda yaşayan halklar, bu kuşların çocuklara ve koyunlara saldırmasından korkuyordu. Dünya Doğayı Koruma Vakfı (World Wide FUnd for Nature), dünyada sadece 10 bin sakallı akbabanın kaldığını tahmin ediyor.
Axolotl
Meksika salamanderi olarak da tanınan bu komik bakışlı yaratık, hem karada hem de suda yaşayabiliyor. Mexico City'deki Xochimilco gölü gibi, Orta Amerika'da yer alan bazı göllerde yaşıyorlar. Bilinmeyen bir sebeple, bu tatlı yaratıkların sayısı 2010 yılında hızla azalmaya b aşladı. 2013'te yapılan yeni bir araştırmada ise, hiçbir gölde axolotl'lara rastlanmadı.
Saiga antilopu
Cungarya ve Moğolistan'da yaşayan bir antilop türü olan Saiga'nın soyu yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Hafiften uzaylıları andıran bu ilginç yaratıkların ilginç bir burnu var. Oldukça esnek olan burunları sayesinde, göç etmekte olan sürülerin kaldırdığı tozları süzebiliyor ve rahatça nefes alabiliyorlar. Avcılık ve yaşam alanlarının azalması yüzünden, bu ilginç hayvanlardan yalnızca birkaç bin tane kaldığı zannediliyor.
Olm
Orta ve Güneydoğu Avrupa'daki mağaralarda yaşayan olmlar, tamamen suyun içinde yaşayan nadir amfibik türlerinden birisi. Suyun içinde beslenen, uyuyan ve çiftleşen olmlar, neredeyse tamamen karanlıkta yaşıyor. Bu yüzden gözleri hiçbir zaman gelişmedi ama, müthiş bir duyma ve koku alma yetisine sahipler. Suların kirlenmesi yüzünden nesilleri tükenmek üzere.
Uzun burunlu maymun
Burun namına pek bir şeyi olmayan bu hayvanların Türkçedeki adı "uzun burunlu maymun”. İngilizcede ise "snub nosed monkey”, yani "burnu havada maymun” olarak biliniyorlar. Asya'da yaşayan uzun burunlu maymunlar, yaklaşık 4 bin metre yükseklikteki yerlerde yaşayabiliyor ve nadiren görüntüleniyorlar. Bu komik maymun türü, ormanların azalması yüzünden yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Hint gavyali
Gavyal türü timsahların tüm dünyadaki nüfusunun 235'e kadar indiği tahmin ediliyor. Şu an bu türün büyük kısmı Hindistan yarımadasında yaşıyor. Yaklaşık 7 metre uzunluğundaki bu hayvanlar, yaklaşık 160 kilo ağırlığında. Eskiden pek çok büyük nehirde Hint gavyallerinden bulmak mümkündü. Uzun ve güçlü çeneleri sayesinde kolayca balık avlayabiliyorlardı. Ancak insanların aşırı şekilde balık avlaması yüzünden, eski sayılarının yüzde 2'sine düştüler.
Hortumlu maymun
Burun niyetine küçük bir hortumcuk taşıyan bu koca göbekli maymun türü, yalnızca Asya'daki Borneo adasında yaşıyor. Endonezyalılar, adalarına gelen Hollandalı kolonicilerin tıpkı bu maymun gibi kocaman göbekleri olduğunu görünce, maymunlara "Dutch maymunu” adını takmışlar. Ormanların azalması sebebiyle, son 40 yılda bu maymunların sayısı yüzde 50 azaldı.
Başlıklı fok
Yalnızca Atlantik okyanusunun kuzey kısımlarında bulunan bu fok balığı türü, sürekli ve kontrolsüzce avlanmakta. Geniz boşlukları, kafalarının üstünde yer alıyor ve yüzerken şişip iniyor. Hayvanlar tehdit edildiklerinde, ya da çiftleşmek istediklerinde de şişiyor. Böylece ne kadar sağlıklı ve güçlü olduklarını düşmanlarına gösteriyorlar. Yaklaşık 410 kilo ağırlığındaki bu hayvanlar yaklaşık 2.5 metre uzunluğa sahip.
Hindistan cevizi yengeci
Dünyada bilinen en büyük eklembacaklı türü olan Hindistan cevizi yengeci, yaklaşık 4 kilo ağırlığa sahip. Bu kocaman hayvanlara bu adın verilme sebebi, ağaçlara tırmanarak Hindistan cevizlerini toplamaları ve büyük kıskaçlarıyla kırmaları. Bazı yerlerde afiyetle yenen bu kabuklu hayvan türü koruma altında.
Kakapo kuşu
Dünyanın en şişman papağan türü olan kakapolar ne yazık ki uçamıyor. Yeni Zelanda'da bulunan bu kuş türü, sömürgeci Avrupalıların adaya getirdiği kediler yüzünden gittikçe azaldı. Şu anda Yeni Zelanda'daki birkaç adada, sadece 128 kadar kakapo kuşu kaldı.
Dugong
Dugong yaşayan 4 deniz ineği türünden birisi. Pasifik Okyanusu'nda ve Afrika kıtasının doğu kıyılarında yaşıyorlar. Bu kocaman hayvanlar uzun zamandır yağları ve etleri için avlanıyorlar. Bu yüzden de yok olma tehlikesiyle karşı karşıyalar.
Slender Loris maymunu
Bulunması zor bir hayvan türü olan ve tam adı Horton Plains slender loris olan maymun türü, 1937'den beri yalnızca 4 kez görüntülenmişti. 1939-2002 yılları arasında ise hiç görülmedi ve türlerinin yok olduğu düşünülüyordu. Ancak daha sonra, anavatanları olan Sri Lanka'da tekrar ortaya çıktı ve çok uzun yıllar sonra ilk kez 2010 yılında görüntülendi. Onlara mükemmel bir gece görüşü sağlayan kocaman gözleri, aynı zamanda pek çok batıl inanca da sebep oluyor. Bazı insan toplulukları, bu hayvanın etinin cüzzama iyi geldiğini ve diğer vücut parçalarının lanetlerden koruduğuna inanıyor.
Gooty örümceği
Bilimsel adı Poecilotheria metallica olan bu örümcek türü, Hindistan'daki ormanların yalnızca 15 bin hektarlık bir alanında bulunabiliyor. Müthiş renkleri olması dolayısıyla, böcek koleksiyoncuları tanesine 500 dolar verebiliyor. Bu yüzden de türleri ciddi bir yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Burma boynuzlu keçi
Pakistan'ın milli hayvanı olarak da bilinen bu keçi türü, spiral şekildeki boynuzlarıyla meşhur. Müthiş vakur ve güçlü bir görüntü sergiliyorlar ve bu yüzden ödül avcılarının da hedefindeler. Şu anda dünyada yaklaşık 2500 tane burma boynuzlu keçi kaldı.
Solenodon/Haiti yılandişi
Çok zehirli bir memeli türü olan bu yaratık, aslında çok eski zamanlardan beri dünyamızda yaşıyor. 76 milyon yıldır hiç değişmemiş olan bu hayvanlar, şu anda sadece Karayiplerde bulunabiliyor. Avrupa'daki kedi türlerinin ve diğer yırtıcı hayvanların gelmesiyle bu hayvanın türü ciddi bir tehlikeye girdi.
Yabanarısı yarasası
Batı Tayland'daki kireçtaşı mağaralarında ve Burma'nın güneyinde yaşıyorlar. 2.7 santimetre uzunluğunda ve 2 gram ağırlığında olan yabanarısı yarasaları dünyadaki en küçük yarasa türü ve aynı zamanda en küçük memeli türü. Tayland'da bu yarasaların yaşadıkları tek bir bölge var oradaki insan yerleşimleri yüzünden de türleri tehdit altında.
Quokka
Dünyadaki en mutlu ve en insancıl hayvanlardan biri olan quokkalar, yalnızca Avustralya'nın güneybatısında yaşıyorlar. Aslında bu kadar dost canlısı olmaları, tam da yok olma tehlikesi yaşamalarının sebebi. Yaban köpekleri ve tilkilere dostane amaçlarla yaklaşan quokka'lar, ne yazık ki aynı hayvanlara yem olmaktan kurtulamıyor.
Florida panteri
Bir çeşit puma türü olan Florida panteri, Florida'nın güneyindeki ormanlarda ve bataklıklarda yaşıyor. Aynı zamanda Florida eyaletinin de sembolü. İzinsiz avlanma ve arabaların çarpması yüzünden bu hayvanların soyu tehlike altında; sayıları 160'a kadar düştü.
Pallas kedisi
Orta Asya'daki otlak ve steplerde yaşayan Pallas kedileri, çok kabarık bir kürke sahip. Bu yüzden olduklarından daha da büyük görünüyorlar. Vakitlerinin çoğunu mağaralarda geçiriyor ve yalnızca akşamüstünde, avlanmak için dışarı çıkıyorlar. Yaşam alanlarının azalması ve kontrolsüzce avlanmaları, bu güzel kedigillerin sayısının epey azalmasına sebep oldu.
Uzun gagalı dikenli karıncayiyen
Bilimsel açıdan çok ilginç olan bu hayvanlar, yumurtlayarak çoğaldığı bilinen 2 memeli türünden biri. Bu sürüngen ve memeli türü, evrimin de bir kanıtı gibi düşünülüyor. Bu denli önemli olmalarına rağmen, bu hayvanların türü ciddi bir tehlike altında. Hatta 2007 yılında ufak bir grubun yaşadığı fark edilene kadar, türlerinin sona erdiği düşünülüyordu. Şimdi ise çok az sayıda uzun gagalı dikenli karıncayiyen kalmış durumda.
Ganj deresi yunusu
Çok nadir olarak görülen ve tamamen kör olan yunus türü, Nepal, Hindistan ve Bangladeş'teki nehirlerde görülebiliyor. Çok uzun burunlarıyla tanınan bu yunus türü, tuzlu olmayan suda yaşayabilen 4 yunus türünden biri, ki o türlerden bir tanesinin soyu halihazırda tükenmiş durumda. Nehirlerdeki aşırı avlanma ve kirlilik konusunda bir şey yapılmazsa, bu hayvanların soyu tükenecek. Şu anda ise yalnızca 1200 Ganj yunusu kalmış durumda.
Okapi
"Zebra zürafası” olarak da bilinen Okapi'nin zebra gibi bacakları ve zürafa gibi uzun bir boynu var. 1800'lerde tanınmaya başlayan bu hayvan, İngiliz kaşifler tarafından bulunmuştu. Ancak ülkelerine döndüklerinde, gördükleri hayvanı anlatan kaşiflere kimse inanmamıştı. Bugün ise Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde yaşıyorlar ve yalnızca 10 bin ila 20 bin arası hayvan kaldığı düşünülüyor.
Bugün ise Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde yaşayan yalnızca 10 bin ila 20 bin arası Okapi kaldığı düşünülüyor.
Vaşak
Kedigiller familyasından olan vaşaklar, etçil, omurgalı ve yabanıl bir hayvan türü. Türü tehlike altında olan bu kedigiller, genellikle soğuk ve yüksek yerlerde yaşıyorlar. Norveç'te 600 kadar vaşak yaşadığı sanılıyor ama, bunların da sayıları avcılar yüzünden hızla azalıyor. Vaşakların avlanması henüz hiçbir ülkede yasaklanmadı.