Uzun zaman ülke gündemini meşgul eden bu skandal sadece ülkemizde değil dünya çapında da tartışma konusu olmuştu. Gülhane Askeri Tıp Merkezi'nde tedavi gördükten sonra 1 aylık hava değişimi izni verilen er Fevzi Alabay, tedavisi sırasında kobay olarak kullanıldığını açıklamıştı. 21 yaşındaki Şanlıurfalı erin babası Sinan Alabay, oğlunu televizyonda gördükten sonra tanıdığını ve tüm hukuki yolları deneyeceğini belirtmişti.
Türkiye'de yaşanmış utanç dolu skandallardan sadece biri... İstanbul'un Büyükçekmece Güzelce Cevdet Zebure Kotan İlköğretim Okulu'nda yaşanan skandalda 7. sınıfa giden bir kız çocuğu sırf erkeklerle gezdiği için müdürün talimatıyla hademe yardımıyla gebelik testine tabi tutuldu. Olayı duyan kızın babası tuvalette kızının darp edildiğini ve eve gelince intihara teşebbüs ettiğini ileri sürerek Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığı'na şikayette bulundu.
İlçe Milli Eğitim Müdürü ise bu olayı yalanayarak bir nevi üzerini örtmüş oldu.
MHP'de gerçekleşen ve deprem etkisi yaratan kaset skandalının başrolündeki isimler, Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin yardımcıları Metin Çobanoğlu ve Recai Yıldırım olmuştu. Bu ikili Bahçeli'nin talimatı ile hem başkan yardımcılığından hem de milletvekillliğinden istifa etmişlerdi. Kasedin içeriği ise 'Seks'ti.
Haziran 2012'de 1589 kişinin katıldığı hakimlik sınavında kopya skandalı patlak vermişti. Skandalın içeriğinde; sınavı AK Parti Merzifon Belediye Meclis üyesi karı koca kazanması yatıyordu. Ayrıca dereceye giren isimlerin karı kocayla yakın akraba ya da aynı büroda olması büyük tepki çekti. CHP Konya milletvekili tarafından TBMM'de gündeme getirilen konu tartışılırken birçok kanıt da gösterildi.
İnsanlığımızdan iğrendirecek bir başka olay da bu... Hakkari Üniversitesinde eğitim görevlilerinden oluşan 14 kişilik çete kız öğrencilere yüksek not vermekle şantaj yapıp cinsel ilişki teklif ediyordu. Çete zorladıkları kızları götürmek için şehir dışında kalacaklları evleri bile tutmuştu. Tutuklanan eğitim görevlilerinin kızları kabul etmedikleri takdirde okuldan atmaya yönelik tehdite kadar gittikleri ortaya çıktı.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bilinen en büyük yolsuzluk operasyonu 17 - 25 Aralık 2013'de gerçekleştirildi. İçlerinde birçok devlet adamının ve çocuklarının bulunduğu kişiler elleri kelepçeli bir şekilde karakola götürüldü. Ayakkabı kutularından milyonlarca liralar çıkmıştı.
17 Aralık sabahı Cumhuriyet Savcısı Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç'in talimatıyla birçok kişi 'rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık' suçlarından gözaltına alınırken operasyonu koordine eden isim Başsavcı vekili Zekeriya Öz'den başkası değildi. O dönemdeki İçişleri Bakanı Muammer Güler'in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, işadamları Ali Ağaoğlu, Rıza Sarraf ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir''in de içinde bulunduğu 89 kişi gözaltına alındı.
Bu olayların akabinde birçok kişi tutuklanırken başta Muammer Güler istifasını sunmuştu. Hükümet ise özellikle Recep Tayyip Erdoğan bu operasyonu devleti hedef alan bir saldırı olarak görürken gözaltına almaya başlamadan haber verilmemesine de tepki göstermişti. Ardından oklar Gülen cemaati ve paralel yapıya çevrilince dava uzun sürenin ardından hükümet yanlısı kişilerin beraatiyle son bulmuştu. Hatırlatma olarak bu olayların ardından birçok tape yayınlanmıştı.