Sapık ismi ile Türk izleyicisi tarafından bilinen 1960 yapımı Phsyco, korku filmlerinin en büyük üstadı sayılan, bu türün gelişmesinde çok önemli rolü bulunan, yönetmen Sir Alfred Hitchkcock’ un en bilinen eseridir. Hatta korku filmi denince pek çoğumuz için akla gelen ilk filmlerdendir. Dolayısıyla böyle bir liste içerisinde kaçınılmaz şekilde kendisine yer bulması gereken önemli bir gerilim korku filmidir. Bates Motel’in işletmecisi olan Norman Bates (Anthony Perkins, oyunculuğuyla pekçoklarının rüyalarına girmiştir.) annesine ve kadınlara karşı saplantıları olan bir sorunludur. O gece Bates Motel’de konaklamak zorunda kalan ve bir sekreter olan Marion (Janet Leigh), motelde başka kimsenin olmamasından şüphelenmez ve hatta Norman ile bir akşam yemeği de yer. Ardından odasına çekilerek duş almak isteyen Marion Norman Bates tarafından benzersiz ve ünlü duş sahnesinde bıçaklanarak öldürülür. Korku filmleri denince akla ilk gelen sahnelerden olan ünlü duş sahnesi, kahramanın daha filmin yarısına varmadan öldürülmesi ve benzersiz gerilim teknikleriyle çekilmiş olan filmi, yalnız bir şekilde izlememenizi, ancak bu türü seviyorsanız da mutlaka izlemenizi tavsiye ediyoruz.
IMDb: 8.5
1999 yılına ait olan bu yapım, çocuk masumluğuyla, bilinmez alemlerin mantıklı ilişkisini kurarak izleyiciyi son derece rahatsız ederek korkutmayı başaran kült korku filmlerinden biri. Sürpriz ve benzersiz sonuyla da bu türü sevenlerinin mutlaka izlemesi gereken, bununla beraber yalnız izlenmemesi gereken bir film. 8 yaşındaki Cole Sear (Haley Joel Osment) sıradışı şeyler görmekte ve bundan dolayı sürekli olarak korktuğu ve içine kapandığı bir hayat sürmektedir. Hayalet olduğunu varsaydığı fakat anlam veremediği bu görüntülerden dolayı giderek psikolojisi bozulan Cole’a yardım etmek için uğraşan çocuk psikoloğu Malcolm (Bruce Willis), giderek çıkmaza sürüklendiği bir bulmacanın içerisinde bulur kendisini. “I see Dead People” repliği ile de hafızalara kazınmış filmde Haley Joel Osment’ın rahatsız edici boyuttaki oyunculuk kabiliyeti, sinema otoritelerini bile bu konuda ikiye bölmüştür.
Nicole Kidman’ın başrolünü üstlendiği benzersiz senaryosuyla türünde devrim yaratmış bir diğer korku-gerilim filmi olan Diğerleri, tahmin edilmesi olanaksız olayların yaşandığı, klişeleşmiş evde ruh var korku filmlerini başka bir boyuta taşıyan önemli bir yapım. İkinci Dünya Savaşı’nın henüz bittiği günlerde, New Jersey’de bir konakta iki çocuğu ile birlikte yaşayan Grace (Nicole Kidman , kocasını savaşta kaybetmiş ve güneş ışığına karşı yüksek hassasiyete sahip bir hastalıktan muzdarip çocuklarına baktığı bir yaşam sürer. Evde çalışacak hizmetliler aramakta olan Grace’in kapısı üç tuhaf kişi tarafından çalınır ve uzun zamandır çalışacak birilerini aramakta olan Grace, tüm tuhaflıklarına rağmen bu üç kişilik aileyi işe alır. Yoğun bir sisin çökmesiyle kasaba ve hatta tüm dünyayla ilişkisi kesilen konakta 3 hizmetli ve Grace ve çocukların dahil olduğu ilginç bir öykü başlar. Korku türünün meraklılarının mutlaka izlemesi gereken bir film olmakla birlikte, gerçekten korkmaya ve sürekli gerilmeye hazır olmanız gerek.
İçine ruh girmiş insanlar kültünün başlangıç filmlerinden olan Şeytan, sinema tarihinde korku filmlerinin en bilinen ve kült yapımlarından biridir. 12 yaşındaki kız çocuğu Regan’ın (Linda Blair) 12. yaş günü için bir parti planlayan annesi Chris, zaten ayrılık yaşadığı kocası sebebiyle Reagan’ın içinde bulunduğu ruh halini düzeltmek ister. Doğumgünü partisi sırasında çok tuhaf davranışlar sergileyen Regan, türlü doktorlara tedavi edilmek amacıyla başvurulsa da, gün geçtikçe daha da kötüleşmeye devam eder. Şeytani, tanımlanamaz ve insanüstü davranışlar göstermeye başlayan kızının bu durumu, dini inançları oldukça zayıf olan Chris tarafından bir türlü anlamlandırılamaz ve kızının çektiği büyük işkenceye bir son verebilmesi umuduyla şeytan çıkarma konusunda ün yapmış rahip Damien Karras’tan yardım istenir. 1973 yılına ait bir film olan yapım, günün teknolojik olanaklarının sınırlarını zorlayan efektlerle izleyiciye eşsiz ve unutulmaz sahneler sunuyor. Türün meraklıları için mutlaka izlenmesi gereken bir yapıt olmakla beraber, birçok sahnesinin de hafızalarınızdan silinmeyeceğini bilmenizde fayda var.
IMDb: 8.0
1982 yılına ait az bilinen bununla birlikte türün en önemli yapımlarından biri olan film, The Exorsit filminin açtığı yolda çok başarılı bir örnek olarak izleyiciye sunulmuştur. Dul bir kadına musallat olan ruhlar, sürekli olarak O’na tecavüz etmektedir ve bu benzeri olmayan duruma muhatap olan çaresiz kadının başına gelenlerle nasıl mücadele edeceğini araştırmaya başlamasını anlatır. Bu türdeki filmlerden hoşlanıyorsanız mutlaka izlemeniz gereken çok önemli bir yapım.
Çocuk masumluğu ve korku unsurlarının birlikte en fazla kullanılan temalar olması, aslında beklenmedik bir durum değil. Birbirine olanca zıt bu iki unsur, korku sinemasının da en güzel ve en rahatsız edici örneklerinin oluşmasını sağlamıştır. Ruhani dünyanın karanlık tarafı ile ilişki içerisinde olan bir seri katil, bir dedektif tarafından vurulduğunda, katil bir oyuncakçı dükkanındadır ve ruhunu bir bebeğe aktarmayı başarır. O günlerde çok moda olan, konuşan bebek Chuky 6 yaşındaki masum bir çocuğa, çok istediği hediye olarak doğum gününde verilir. Tekrar dünyaya dönmek için çeşitli hazırlıklar içerisinde olan Chuky’nin bu konudaki en büyük yardımcısı ondan hem korkan ve hem de en iyi arkadaşı olan, kısa zamanda manipüle etmeye başladığı 6 yaşındaki çocuk olur. Bu noktadan sonra rahatsız edici pek çok gerilim dolu sahneyi başka bir filmde bulabileceğinizi sanmıyorum. 1988 yapımı bu ilk filmin türünde oluşturduğu başarı, yapımcıların devam filmi niteliğinde iki film daha çekmesini sağlamıştır.
Korku filmlerinin büyük ustalarından 2015 Ağustos ayında kaybettiğimiz Wes Craven’ın yarattığı Freddy Kurgger karakterinin, benzersiz dünyasına adım attığınızda 26 yıla yayılmış 8 filmi de izlemeniz gerekir. Elm sokağında yaşanan garip olaylar, genellikle rüyalar sırasında sokağın genç sakinleri tarafından yaşanmaktadır. Yaşanan tuhaflıklara anlam veremeyen ve benzer rüyaları gören gençlerin bir araya gelerek, bu yaşadıkları tuhaflıklardan kurtulmaya çalışmalarıyla başlayan ilk film, sürekli yeni yeni sürprizlerle 26 yıl boyunca büyük bir medya başarısı haline dönüşmüştür. Bununla birlikte türün en iyi örneklerinden biri olan filmleri meraklılarının mutlaka izlemesini tavsiye ettiğim ve izlerken yalnız olmamalarını salık verdiğimiz bir diğer kült yapımdır. Ünlü oyuncu Robert Englund’ın karaklterize ettiği Freddy Kurgger karakteri halen pek çokları için korkunun resmi olmaya devam ediyor.
Eşsiz senaryosu, kurgusu ve yönetmenin çekim başarılarıyla, korku sinemasının başyapıtlarından biri olmayı başarmış Testere, ülkemizde de çok yoğun ilgi gören filmlerden biridir. 2004 yılında çekilen ilk filmin ardından, konunun devamını merakla bekleyen izleyicilere 5 devam filmi daha sunulmuş ve sunulan tüm filmler büyük gişe başarılarıyla sinema tarihine geçmiştir. Bir küvette uyanan fotoğrafçı Adam Faulkner, kısa süre içerisinde çok acımasız bir oyunun içerisinde olduğunu anlamak zorunda kalsa da, bu oyuna neden dahil edildiği konusunda soru işaretleri içerisindedir. Bununla birlikte oyunun acımasız kuralları ve her etabında ölümle burun buruna olması, bu oyundan kurtulmak için, çabalamaktan başka hiçbir şey için düşünmeye fırsat tanımamaktadır. “Seninle bir oyun oynamak istiyorum” repliğiyle hafızalara kazınan, korku türünün meraklıları için biçilmiş kaftan bir örnek olan filmi sakın yalnız izlemeye kalkmayın.
Neresinden ele alacağımızı tam bilemediğimiz bu yapım sinema tarinin en özel yönetmenlerinden biri olan Stanley Kubrick’in anlatımı mı desek, edebiyatın ve aynı zamanda pek çok romanıyla sinemanın en büyük yazarlarından biri olan Stephen King’in eşsiz kurgusu mu desek, sinema dünyasının gelmiş geçmiş en önemli oyuncularından Jack Nicholson’un eşsiz oyunculuk kabiliyeti mi desek? Aslında asıl söylememiz gereken, sinemaya ilgi duyan herkesin, ama en çok da korku filmi hayranlarının mutlak surette izlemesi gereken çok özel bir yapımdır Cinnet. Bazı sahnelerinin 127 defa tekrar çekildiği ve bazı çekim tekniklerinin de ilk defa kullanıldığı gibi teknik üstünlüklerle de dolu film, her sinemaseverin izlemesi gereken yapımlar arasında yer alıyor. “Sana bir şey yapmayacağım tatlım. Sadece beynini dağıtacağım” repliği sinemanın unutulmazları arasında yer alıyor ve sanırız film hakkında da epey bir ön bilgi veriyor. Yalnız izlememenizi tavsiye edeceğimiz kadar rahatsız edici bir film olduğunun altını çizmemiz gerekiyor.
IMDb: 8.4
"Amaaan ne korkucam altı üstü film": Korku filmlerinin kamera arkası