David Bowie...
Yeni albümü Blackstar'ı yayınladıktan çok kısa bir süre sonra 69 yaşında hayatını kaybeden; ölümüne kadar tam 49 yıl boyunca, hepimizin büyük hayran olduğu müzisyenlerin de dahil olduğu milyonlarca insanı peşinden sürükleyen bir büyük sanatçı.
Öncelikle kendisinin de epey ilgili olduğu bir alanın mizahi tarafından vedamızı yapalım kendisine; ''So long, and thanks for all the fish''...
Bilen bilir: David Bowie, yalnızca müzisyenlik kısmında ve sahnede değil, televizyon ekranlarında ve beyazperdede de fazlasıyla yetenekliydi. 1967'de adımını attığı aktörlük kariyerindeki ilk büyük hareketi de bu filmle yapmıştı: The Man Who Fell to Earth.
Ölmekte olan gezegenine su bulmak amacıyla dünyaya gelen; geri dönmesi için gerekli uzay aracını inşa edebilmek için gerekli milyon dolarları, kurduğu teknoloji şirketiyle kazanmaya çalışan bir uzaylıyı canlandırıyordu David Bowie.
Takvimler 1983'ü gösterdiğinde David Bowie, iki mükemmel filmle daha dünyanın karşısına çıkacaktı. Üstelik o yıl Let's Dance adında bir de albüm çıkarmıştı sanatçı!
1983 yılındaki bir diğer Bowie filmi de Furyo idi.
Orjinal adı Merry Christmas Mr. Lawrence olan filmde David Bowie, bir Japon kampında esir düşen asker Jack Celliers'i canlandırıyordu. Güney Afrikalı yazar Laurens van der Post'un romanından uyarlama olan filmin yönetmenliğini de Japonya'nın en başarılı sanatçılarından Nagisa Oshima yapmıştı.
Konuk oyuncu olarak yer aldığı filmlerde, kısa kısa kendini oynadığı yapımlarda bile başrollerin dahi önüne çıkmayı başaran bir yeteneğe sahipti sanatçı. Eh, David Bowie diyoruz zaten, olmasın mı!
''Tarz skalası oldukça genişti...'' desek, David Bowie müziğinin hayranları hiç şaşırmaz elbette. Ama tarz skalası beyazperde bile fazla genişti üstadın, Hz.İsa'nın hayatını anlatan bir filmde oynayabilecek kadar genişti!
Bir başka üstad Martin Scorsese'nin yönettiği The Last Temptation of Christ'ta Willem Dafoe Hz.İsa'yı canlandırmış, David Bowie ise Pontius Pilatus rolünde tekrar tekrar yıldızlaşmıştı.
Yalnızca Martin Scorsese mi? Bütün en iyi yönetmenler David Bowie ile çalışmak için sıraya girmişti adeta! Sırada bir David Lynch filmi var: Twin Peaks: Fire Walk with Me.
Bu film çekildiğinde Jennifer Connelly henüz 16 yaşındaydı! Labyrinth güzel aktrisin hayatının en güzel tecrübelerinden biri olsa gerek, çünkü başrolleri David Bowie ile paylaşıyordu...
Televizyon dizilerinde de vardı David Bowie, elbette en iyilerinde...
Ve işte sanatçının en vurucu rollerinden biri.
David Bowie, henüz 28 yaşındayken yaşamını yitiren Amerikalı abstrakt sanatçısı Jean-Michel Basquiat'ın Julian Schnabel yönetmenliğinde beyazperdeye uyarlanan hayatında yer almış; filmde kendisinin bir jenerasyon üstü olan fenomen sanatçı Andy Warhol'u canlandırmıştı.
Yan rol de olsa, hafızalarımıza beyazperdede böyle kazındı David Bowie...
Üstad, Christopher Nolan'ın yönettiği ve başrollerini Christian Bale ve Hugh Jackman'ın paylaştığı Prestij'de, 20. yüzyılın en büyük dehası olan Nikola Tesla'yı canlandırdı. David Bowie bu dünyadan göçünce, gerçekten Nikola Tesla yeniden ölmüş gibi oldu...
Hoşçakal Major Tom!
Kaynaklar: IMDB.com & Mashable.com