Yalova Sivil Toplum Kuruluşlarından 17 Aralık Açıklaması

Yalova Sivil Toplum Kuruluşları Platformu (YSTKP) tarafından yapılan açıklamada, 17 Aralık operasyonunun ülkedeki istikrarı bozmaya yönelik bir hareket olduğu belirtilerek, "Bu vatan hepimizin. Hepimiz bu gemide birlikte yaşıyoruz. Sebebi ne olursa olsun veya kimden gelirse gelsin bu gemiyi batıranlara karşı birlik olma vaktidir" denildi.Yalova Sivil Toplum Kuruluşları Platformu, Uygulama Oteli'nde bir toplantı düzenleyerek, son siyasi gelişmeleri değerlendirdi. 17 Aralık operasyonunu değerlendiren platform sözcüsü Hacı Ömer Anlayışlı, "17 Aralık 2013’den bugüne ülkemizde halkımızı derinden yaralayan vahim bir dönem yaşıyoruz. 'Hükümet ve cemaat' kavgası olarak kamuoyuna yansıyan bu durum, halkımızın duygularına, düşüncelerine tercüman olan biz Yalova Sivil Toplum Kuruluşları Platformu'nu da rahatsız ettiği için bu basın toplantısını yaparak kamuoyunu bilgilendirmek istedik" dedi.Anlayışlı, "12 Eylül 2010 referandumu ile birlikte milletimizin desteği ile 'vesayet rejimine' kısmen de olsa son verildi. Bu durum aynı zamanda eylem ve tavırlarını tam bağımsızlık temelinde milletinin tercihlerine göre belirleyen ‘Yeni Türkiye’ fotoğrafını ortaya çıkardı. ’Yeni Türkiye’ içeride ve dışarıdaki bazı odakları memnun etmemiştir. Bu odaklar 17 Aralık operasyonu ile milletimizin özgür iradesiyle seçimle iktidara getirdiği meşru hükümeti hedef almıştır. Aslında hedef bir asırdır darbelerle, vesayet rejimleri yüzünden hak ettiği yere gelemeyen milletimizin son yıllarda elde ettiği başarı ve özgüvendir. Referandumda ‘evet’ için güç birliği yapanların ‘vesayetçilerin’ ekmeğine yağ sürmesi milletimizin beklentilerine hizmet etmez. Aksine ortak kazanımlarımızın kaybedilmesi gibi arzu edilmeyen sonuçlara da yol açar. 17 Aralık ‘küresel-uluslararası operasyon’ konusunda görüşümüz nettir: Bu operasyonla birlikte ortaya çıkan ‘yolsuzluk’ ve ‘paralel devlet’ olmak üzere iki iddia vardır ve her iki iddianın da üzerine kararlılıkla gidilmelidir. Yıllardır dini değerlere dayalı hizmetler sunduğunu düşündüğümüz, Türkiye’de ve yurt dışında eğitim faaliyetleri ile öne çıkan, uluslararası vizyonuyla takdir edilen hizmet hareketinin, 17 Aralık operasyonu sürecinde takındığı tavır, kullandığı üslup ve açıkladığı görüşler, sadece bugüne değil, geçmişe dönük tereddüt ve ithamlara da yol açmaktadır. Yılların birikimi, toplumsal teveccüh bir çırpıda kaybedilmek istenmiyorsa, hHizmet hareketi’, paralel yapılanmanın merkez unsuru olduğuna yönelik toplumsal algının oluşmasına kaynaklık teşkil eden tavırlara, söylemlere ve ilişkilerine son vermeli, acilen var oluş gerekçesini oluşturan hizmet alanına çekilmelidir" diye konuştu.Anlayışlı, sözlerini şöyle sürdürdü:"Maalesef bu operasyonlar sürecinde Türkiye’nin ekonomik kaybı 156 milyar TL olmuş, faiz ve dolar yükselmiş, kazananlar dış mihraklar olurken, kaybeden aziz milletimiz olmuştur. Birileri istiyor ki, ekonomik istikrarsızlık içerisine girip Türkiye bir kriz yaşasın ve yönetilemez bir ülke haline gelsin. Halkımızın genel kanaati, Türkiye’yi Mısır’a, hatta Suriye’ye çevirmek isteyen bu darbe girişiminin arkasında, Amerika ve İsrail lobilerinin olduğudur. Hizmet hareketinin bu lobilerin çıkarlarına alet olması ise son derece yanlıştır ve bizleri derinden üzmektedir. Dünyanın dört bir yanında mazlum, mağdur, kimsesiz ve yetimlere el uzatan bir kuruluş olan İHH İnsani Yardım Vakfı'na yönelik gerçek dışı isnat ve iftiralarla yapılan karalama kampanyası ve operasyonlara hizmet hareketinin adının karışması yardımsever halkımızın tepkisine sebep olmuştur. Yalova’daki hizmete ait derneklerin son zamanlarda yaptıkları açıklamalarla neredeyse toplumun tüm kesimlerini karşılarına aldıkları görülmektedir. Bilhassa cami imamlarına yönelik haksız ithamları ise tarafımızdan asla tasvip edilmemektedir. Bu vatan hepimizin. Hepimiz bu gemide birlikte yaşıyoruz. Sebebi ne olursa olsun veya kimden gelirse gelsin, bu gemiyi batıranlara karşı birlik olma vaktidir çünkü gemi batarsa hep birlikte boğuluruz. Bir vesayetten kurtulalım derken, başka bir vesayete asla izin verilmemelidir. Bu vesayeti tesis etmek isteyen ister ordu olsun, ister yargı olsun, isterse cemaat olsun hiç fark etmez. Bütün vesayetlere karşıyız. Bizler, inançlara ve düşüncelere saygının egemen olduğu, herkesin hakkını aldığı bağımsız ve huzur dolu bir ülkede yaşamak istiyoruz."