Yusufeli ilçesinin 176 haneli, 400 nüfuslu Dereiçi köyünde, 17 Mart günü bir evde başlayan yangın, rüzgarın da etkisiyle yayılarak bitişikteki evlere sıçradı. Evleri yanan aileler, kendilerini dışarı atarak ahırlardaki hayvanlarını kurtarmaya çalıştı. İhbar üzerine köye Yusufeli ve çevre il ve ilçelerden itfaiye ve Orman Müdürlüğü’ne ait arazözler ile AFAD ve sağlık ekipleri sevk edildi. Hızla yayılan alevler, ekiplerin yaklaşık 8 saat süren çalışmasının ardından kontrol altına alınabildi. Yangında 35 binada, 52 ev yandı, ahır ve samanlıklarla birlikte 193 yapı zarar gördü, 30 dolayında büyükbaş hayvan telef oldu. Yangın, sabah karşı yağmurun da etkisiyle tamamen söndürüldü.
Korku dolu anların yaşandığı köyde bakanlıklar ve bağlı kuruluşların çalışmaları ile yangının izleri silinmeye çalışılıyor. Köydeki acil ihtiyaçlar için AFAD tarafından acil yardım ödeneğinden 1 milyon lira, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan 1 milyon lira ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndan da 1,5 milyon lira gönderildi. Evi yananlara ilk etapta 15 bin lira ödendi. Köyde TOKİ tarafından 21 binada 52 konut ile 60 dolayında ahır ve samanlık inşa edilecek. Zemin etüt çalışmalarının ardından binaların inşaatı başlayacak. Binalar taş ve ahşap karışımlı yatay mimaride inşa edilecek.
Köyde yangın sonrası yapılan yardımlara ilişkin duygulandıran bir çağrı geldi. Yangın felaketi sonrası Türkiye’nin dört bir yanından yardım yağan köyde evleriyle birlikte yok olan anılarının da hüznünü yaşayan vatandaşlar, artık ihtiyaçlarının karşılandığını ve daha fazla gönderilmemesini istedikleri yardımların, israf olmaması için başka yerlerdeki farklı ihtiyaç sahiplerine iletilmesini istedi.
Dereiçi Köyü Muhtarı Sabri Duman, yardım yapanlara teşekkür edip, yardıma muhtaçken yardım dağıtacak pozisyona geldiklerini söyledi. Duman, “Yangının ilk gününden beri bizi arayıp yanımızda olan herkese çok teşekkür ediyoruz. Yardım yapan herkesten müteşekkiriz, yalnız yardıma muhtaçken yardım dağıtacak pozisyona geldik. Herkesten Allah razı olsun. Biz bu işin bu şekilde sürmesini istemiyoruz. Yardımları dağıttığımız insanların evlerinde artık yer yok. Yardımlar gelmeye devam ediyor. Lütfen bize bundan sonra gıda, eşya ve elbise yardımı yapmasınlar. Her şey fazlasıyla geldi. Gelecek yardımları layıkıyla dağıtamamak ve bu işin altında ezileceğiz korkusuyla, bu vebali çekmemek için bu mesajımı herkesin iyi niyetli almasını istiyorum. Çünkü bizler, bulduğuna kanaat eden insanlarız. Onun için bu yükün altında bizi daha fazla ezmesinler. Burada kalan malzemeleri diğer afat geçiren yerlere yardım edecek duruma geldik. Herkese ulaştık, yardımları herkese ulaştırdık. Her şeyimiz yeterli çok şükür” dedi.
Köy sakinlerinden Hatice Pınarcı, “Çok yardımlar geldi, herkesten Allah razı olsun. Bundan sonraki yardımlar ziyan olacak, durmasını istiyoruz. Başka ihtiyaç sahiplerine bu yardımlar ulaştırılabilir. Yardımlar bizim için yeterli” diye konuştu.
Abdurrahman Pınarcı ise, “Evimiz, komşularımızın evleri yandı, devletimiz bize sahip çıktı, fazlasıyla yardım etti. Herkes yardım etti, yardımlar biraz fazla oldu. Şimdi bunları başka yerlere ulaştırmak istiyoruz. İsraf olacak diye korkuyoruz. Yapılacak hayra engel olmak istemeyiz ama başka yerlerde ihtiyacı olanlara ulaşılmasını arz ediyoruz” dedi.
Evleri yanan ortaokul öğrencisi Esra Taşcı da, “Evde tablet ve bilgisayarım yandı, sağ olsunlar hepsini bana aldılar. Çok üzüldük tabi, herkese teşekkür ederim” ifadelerinde bulundu.
Köylülerden Mevlit Coşan, “3 katlı evim, ahırım yandı, hayatımızı oraya bağlamıştık, hayallerimiz oradaydı, hepsi gitti. Ama yaralarımız hızla sarıldı, sarılıyor” diye konuştu.
Elif Tanyürek de, “Evimiz, ahırımız yandı, hayvanlarımız öldü, evde maddi açıdan büyük kaybımız var. Annemin, ziynet eşyaları, babamın birikmiş bir miktar nakdî yandı. Annemin bana yaptığı çeyiz de yangınla birlikte kül oldu gitti. Herkesten Allah razı olsun, herkes bir şeyler gönderiyor. Çeyizlik bana ulaştırmaya çalışıyor, çok teşekkür ederim” dedi.
Yangında 3 katlı evi yanan Mustafa Taşcı ise, şu ifadeleri kullandı:
“Hayallerimiz komple yandı, bitti, kül oldu, bir şeyimiz kalmadı. Değerli eşyamız yoktu ama çocukluğumuz, gençliğimiz yandı. Herkes seferber oldu.”
DHA
