İSTANBUL (AA) - HANİFE SEVİNÇ - İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, Tuzla'daki fabrika yangının ardından atmosfere salınan gazlara ilişkin, "Yağış beklenen bölgelerden kirleticiler uzaklaşmış. Dolayısıyla kirli havanın yağışla yeryüzüne inerek sağlığı olumsuz etkilemesi beklenmiyor. İstanbul için dün ve gece risk vardı. Ancak yağış olmadığı ve kirli hava 2 bin metre kadar yukarıya çıktığı için yer seviyesindeki insanları etkileme riski düştü." dedi.
Hüseyin Toros, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tuzla'daki kimya fabrikasında çıkan yangının ardından havaya savrulan parçacıklar ve insan sağlığına zararlı olan gazların atmosfere salındığını kaydetti.
Dumanın hızlıca 2 bin metre kadar yükseldiğini, bunun da uzmanlar açısından olumlu bir şey olduğunu ifade eden Toros, yükselmeyen dumanın bölgede kalmasının insan sağlığı açısından daha büyük tehlike oluşturduğunu vurguladı.
Toros, yangının ardından İTÜ modelleme takımı verilerinde yaptığı incelemede, kirli havanın ilk etapta rüzgarın da etkisiyle Kocaeli, Sakarya ve Eskişehir'i etkilediğinin görüldüğünü belirterek, şöyle devam etti:
"Yangının yaşandığı dün kuzeydoğulu rüzgar estiği için kirli hava Marmara Denizi'ne doğru geldi. Ancak bugün poyrazın, yön değiştiren rüzgarın etkisiyle atmosfere salınan bu kimyasalların Ege bölgesine doğru gittiğini görüyoruz. Yarın öğlene kadar bu havanın bir kolunun İç Anadolu, bir kısmının da Antalya'ya kadar ineceği görülüyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğünün duyurusunda bu bölgelerde yağış görülmüyor. Yağış beklenen bölgelerden kirleticiler uzaklaşmış. Dolayısıyla kirli havanın yağışla yeryüzüne inerek sağlığı olumsuz etkilemesi beklenmiyor. İstanbul için dün ve gece risk vardı. Ancak yağış olmadığı ve kirli hava 2 bin metre kadar yukarıya çıktığı için yer seviyesindeki insanları etkileme riski düştü. İstanbul'da yarın sağanak bekleniyor. Yangından kaynaklı havaya savrulan kimyasallar İstanbul semalarından uzaklaştı. Fabrikadan atmosfere salınan gazlar, geniş bir alana yayıldığı için seyreliyor. Kirli gazlar yoğunsa o kadar kadar sağlığa zararlı olur."
- "Solumamak için iç ortama geçmek gerekir"
Türk Toraks Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Hasan Bayram, fabrikada yanan malzemelerin neler olduğunun bilinmediğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Yangından sonra hangi gazların atmosfere salındığını bilmiyoruz. Uçucu, daha ağır metaller içeren gazlar var. Yakıt tankının patladığı söyleniyor. Petrol ürünlerinin yanmasıyla kanserojen gazlar salınır. Parçacık büyüklüğü de farklılık gösteriyordur. Rüzgarın yönü, hava basıncı, şiddeti bölgedeki gaz konsantrasyonunu etkileyecek şeyler. Bunlar solunduğunda çok ciddi sıkıntılara yol açabilir. Kimi bileşikler yağmura karışır, yeryüzüne döner. Cilde temas ederse, cilt yoluyla geçebilir. En önemli giriş solunum sistemi olur. Bu risk her zaman var. Bölgede ölçüm yapıp, gazların, kimyasalların ne olduğunu ve yoğunluğunu belirleyip, buna göre önlem almak lazım. Bu tür durumlarda kamuoyunu bilgilendirmek lazım. Hem insanlar korkmasınlar, hemde önlemlerini alsınlar."
Böyle bir yangından çıkan gazları solumamak için olabildiğince iç ortamlara geçilmesi gerektiğini, ancak nano ölçekli parçacıkların engellenemeyeceğini vurgulayan Bayram, yine bölgede yaşayanların dışarı çıkarılmaması, faaliyetlerin sınırlandırılması, tehlikenin devamı varsa okulların tatil edilmesi ile insanların o alandan uzaklaştırılması gibi önlemler alınabileceğini kaydetti.
- "Yoğun alındığında hava yolunda hasara yol açar"
Bayram, yağmurla beraber bu ağır metallerin çevreyi kirletme, suya karışma, gıda zincirine, bitkilere ve meyvelere geçme riskinin olduğunu dile getirerek, bu tür tahriş edici veya kimyasal gazların yoğun alındığında hava yolunda hasara yol açtığını söyledi.
Öksürük, nefes darlığı şeklinde belirtilerin görüldüğünü belirten Bayram, "Hava keseciklerine kadar ulaşabilen küçük partiküllü, çözünürlüğü yüksek gazlar dolaşıma karışarak vücudu etkileyebiliyor. Başta kalp, beyin, karaciğer, böbrekler ve kemik iliği etkileniyor. En çok etkilenen gruplar ise daha hassas olan çocuk yaş grubu, yaşlılar, astım, koah, kalp ve damar hastalığı olanlar daha çok etkilenebiliyor. Bunlara yönelik önlem almaz lazım." dedi.