Türkiye, güne Bursa'dan gelen acı bir haberle uyanmıştı. Bursa'daki bir evde gece yarısı sobadan çıkan yangında 8 çocuk ve bir kadın yaşamını yitirmişti. Kahreden detayların geldiği yangınla ilgili acılı baba konuştu. Sobayı yangından sadece birkaç saat önce kurduğunu söyleyen baba, yangını haber aldığında eve girmeyi denediğini ancak elinin yandığını belirtirken evde yoğun duman olduğunu ve kendisinin şok geçirip bayıldığını anlattı. İşte Bursa'daki yangından detaylar...
Bursa'da evde çıkan yangında yaşamını yitiren 8'i çocuk 9 kişinin cenazeleri, Mihraplı Camisi'nde öğle namazından sonra kılınan cenaze namazının ardından Erdoğan Köy Kent Mezarlığı'na getirildi. Cenazeye İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, Vali Yakup Canbolat, İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Tekin Aktemur, Sahil Güvenlik Güney Marmara Grup Komutanı Yarbay Umut Yavaş, AFAD İl Müdürü Yalçın Mumcu, Göç İdaresi Başkanı Savaş Ünlü, Suriyeli muhaliflerin çatı örgütü SMDK'nin başkanı Salim el-Muslat da katıldı. Cenazeler okunan dualar eşliğinde yan yana toprağa verildi.
Yangında 6 çocuğu ve eşi ile 2 yeğenini kaybeden Husseın Aljasem ayakta durmakta güçlük çekti. Acılı babaya yakınları destek oldu. Ağabeyinin evine misafirliğe gönderdiği 2 oğlunu yangında kaybeden Amir El Cesim ile eşi Hanım El Cesim de birbirlerine destek olarak, kabirlerin başında dua okudu.
Taziyeleri kabul ettikten sonra tercüman eşliğinde gazetecilere konuşan Husseın Aljasem, "Dün gece akrabamızın taziyesindeydim. Üst kat komşumuz yangını haber verdi. Eve girmeyi denedim, elim yandı. Şeker ve tansiyon hastasıyım. Evde yoğun duman vardı. Bildiğiniz gibi değildi. Şok geçirdim. Bayılmışım, hastaneye kaldırılmışım" dedi.
5 sene önce, 2017 yılında Suriye’nin Halep kentinden geldiklerini söyleyen Husseın Aljasem, 2 ay önce ev sahibi kendilerini evden çıkardığı için yangının çıktığı eve taşındıklarını belirtti. Aljasem, sobayı yangından birkaç saat önce kurduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Eski ev sahibimiz ‘Oğlumu oturtacağım’ diye tehdit etti, bizi evden çıkardı. Hala ev boş duruyor, kimseye vermedi. Ben o yüzden abilerimden, kardeşlerimden 22 kilometre uzaklaştım. Uzaklaşmak zorunda kaldım. 2 ay önce bu eve taşındık. Sobayı kurduğum ilk gündü. Sobayı taktım, gittim. Daha 5-6 saat olmamıştı. Eski evimde doğal gaz kullanıyordum, burada kömür sobası vardı. Suriye’den geldiğimden beri doğal gazlı evlerde oturuyordum. Fakat, çıkmak zorunda kaldım. Sobalı eve taşınma zorunda kaldım. Ailemin geçimini karton toplayarak sağlıyordum. Bir kızım ve oğlum tekstil atölyesinde çalışıyordu. Merem ve Ali, tekstil atölyesinde çalışıyorlardı. Onlarla geçimimizi sağlıyorduk. Gerem okula gidiyordu. Ne ev kaldı ne çocuklar kaldı. Hiç kimsem kalmadı. Giden gitti, bir ben kaldım. Nasıl olayım? Elhamdülillah, Allah’ın emridir.”
Yangında 2 oğlunu kaybeden 5 çocuk babası Amir El Cesim ise “Taziyeye gitmiştik. Geldik, olan olmuştu artık. En büyük oğullarımı o gece çalışmaları için Hüseyin abimin yanına bırakmıştım. Vefat eden çocuklarım Ahmet ve Ali atölyede çalışacaklardı. Merem ve Ali’nin çalıştığı tekstil atölyesinde işe başlayacaklardı. Evimiz uzak olduğu için ağabeyime gelmişlerdi. Geldikleri gün olay oldu. Ben ev arıyordum, ev bulamadığımdan dolayı orada kalacaklardı. Ev sıkıntısı var şu an. Ben 2015’te Suriye’den geldim. 2 kız, 1 erkek, 3 çocuğum daha var. En küçük 1 yaşında, diğerleri 8 ve 9 yaşında. Kısmet, nasip, Allah’a havale ettik. Eşim biraz daha iyi ama işte çocuk kaybı" diye konuştu. (DHA)