Yanıkların tedavisi aslında komplike bir konudur. Yanıkların tedavisi ilk yardım tedavisi olarak düşünülebilir. İlk yardım tedavisi arasında da, tıbbi bir kuruluşa gelmeden önce neler yapılmalı, tıbbi bir kuruluşa geldikten sonra neler yapılır şeklinde ikiye ayrılabilir. İlk yardım tedavisinde öncelikle yanık etkeni neyse, yanığa maruz kalan kişinin bu etkenden uzaklaştırılması lazımdır. Alev yanığı varsa alevden, kimyasal yanık varsa kimyasal etkenden uzaklaştırılması vardır. Ardından diğer hayati fonksiyonlar göz önüne alınmalı, kişinin ilk yardım fonksiyonlarını sürdürebilmesi için ilk yardım kuralları uygulanmalıdır.
Yanık nedeni ne olursa olsun, yanığın engellemesini engellemek için çok travmatik olmadan yanık olan bölgenin çok soğuk olmamak kaydıyla bir miktar suyla yıkanmasını isteriz. Alev yanığı varsa oradaki enerjinin azaltılması açısından soğuk su önemlidir. Kimyasal yanıklarda da yapılacak hatalardan birisi, asit yanığında basik bir solüsyon sürmektir. Burada oluşan tepkimeyle travma artabilir. Genel olarak yanık etkeni uzaklaştırıldıktan sonra çok soğuk olmayan bir suyla yıkanma gereklidir.
Sağlık kuruluşuna geldikten sonra, yanık tedavisi derecelerine göre tedavi edilir. Birinci derece yanıklar çok yüzeysel yanıklar olduğu için, hafif bir ağrı kesici alarak ve ağrı kesici kremler kullanarak tedavisi gerçekleştirilebilir. İkinci derece yanıklarda ise, oluşan bülleri - eğer çok büyük değilse- ufak bir şekilde patlatarak içindeki sıvıyı çıkartıyoruz, üzerinde bulunan deriyi sererek biyolojik bir pansuman yapıyoruz. Bu büller genişse genellikle alınır ve sonrasında kapalı pansumana geçilir.
Yanıklar genellikle kapalı pansumanla tedavi edilir. Çünkü yanıkta en korktuğumuz şey enfeksiyondur. Enfeksiyondan korumak için de kapalı pansumanlar ile tedaviyi gerçekleştiririz.
Üçüncü derece ve daha ileri olan yanıklarda ise, yanık merkezi denilen sağlık kuruluşlarında tedaviye başlanır.
Yanıklar genellikle etkenlerine göre sınıflandırılır. Sıklığına göre de değerlendirildiğinde, çocukluk yaşlarında en sık görülen haşlanma yanıkları olmaktadır. Erişkin döneme geçildiği zaman daha çok alev yanıkları görülmektedir.
Temel olan yanıklardan bir diğeri ise kimyasal ve elektrik yanıklardır. Diğer yanıklar arasında ultraviyole, radyasyon, soğuğun neden olduğu yanıklar vardır.
Yanıkların derecelendirilmesi genişliğine ve derinliğine göre yapılır. Genişliğine göre, erişkinlerde ve çocuklarda minör, orta derecede ve majör yanıklar olarak üç temel başlık vardır. Erişkinlerde ikinci derece yüzde 15'ten az, çocuklarda ise ikinci derece yüzde 10'dan az ise ve üçüncü derece yanık genişliği yüzde 2'den az ise minör yanık kategorisi belirlenir.
Orta derecede yanıklarda ise, erişkinlerde yüzde 15-25 arasında, çocuklarda yüzde 10-20 arasında ve üçüncü derece yanıklarda 2-10 arasında değerlendirilir.
Erişkinlerde ikinci derecesi yüzde 25'ten fazla olan, çocuklarda ise ikinci derece yanığı yüzde 20'den fazla olan ve üçüncü derece yanıkları yüzde 10'dan fazla olan yanık tipleri majör yanıklar olarak gruplandırılır.
Derinliğine göre de birinci, ikinci ve üçüncü derece olarak sınıflandırılır.
Birinci derece yanık en hafif yanık şeklidir. Birinci derece yanıkta, hastada deri kaybı mevcut değildir. Bunu daha çok güneş yanıklarında görüyoruz. Daha çok bir kızarıklık şeklindedir, ağrı oluşabilir. Derinin katmanlarında hiçbir kayıp mevcut değildir.
Belli bir süre geçtikten sonra genellikle iki üç gün içerisinde ağrısı hafifleyerek geçer. Bazı koyu tenli hastalarda koyulaşma şeklinde iz kalabilir. Ama o da belirli bir süre ardından geçici olacaktır.
İkinci derece yanıklar, sıklık olarak da diğerlerine göre hayli sık görülür. Yüzeyel ikinci derece ve derin ikinci derece olarak da ikiye ayrılır. Yüzeyel ikinci derece yanıklar, epidermisle dermis arasında derinin katmanlarında bir vücut sıvısı girmesiyle oluşur. Bunlarda da genelde bül dediğimiz oluşumlar meydana gelmektedir. İlk tedavide büllerin soyulması anlamında da, küçük olanların soyulmadan sadece içerisindeki sıvının akıtılması gerekmektedir. Çok geniş ise alınması gerekmektedir.
Eğer bül oluşuyorsa ikinci derece yanıktır. Bunların sinir uçları yanık olmadığı için ağrılı olmaktadır. Ağrılı olması aslında daha olumlu olarak baktığımız bir konudur. Çünkü ağrı varsa yanık daha yüzeydedir. İkinci derece yanıklar, üzerine herhangi bir enfeksiyon eklenmemişse, 10-14 gün içerisinde kendiliğinden kapanmaktadır. Bir renk farkı oluşabilir. Ama enfeksiyon üzerine binerse, deri ikinci dereceye veya üçüncü dereceye geçebilir. Onun için de uygun tedaviyle ve uygun pansumanlarla tedavi edilmesi gerekmektedir.
Derin ikinci derece yanıklarda ise, epidermis ve dermis etkilenmiştir, daha derin katmanlara kadar etki oluşmuştur. Fakat deri ve deri ekleri tamamen yanmadığı için, epidermis denilen deriyi tekrar oluşturacak katman oluşabileceği için kendiliğinden iyileşme imkanı da vardır. O yüzden derin ikinci derece yanıklar bir hayli önemlidir. Eğer uygun tedavi edilmezse üçüncü derece yanığa rahatlıkla kayabilir. Böylece muhakkak herhangi bir cerrahi müdahale ile tedavi edilebilecek hale gelir. O yüzden derin ikinci derece yanıklar, uygun koşullarda, uygun yerlerde ve uygun uzman kişilerce tedavi edilmesi gereken yanık derinliğidir.
Üçüncü derece yanıklar içlerindeki en önemli ve en derin etkiye sahip olan yanık çeşitleridir. Üçüncü derece yanıklarda epidermis, dermis ve subdermis adı verilen derinin tüm katmanları etkilenmiştir. Derinin kendini yenileme potansiyeli kalmayacak şekilde etkilenme söz konusudur. Üçüncü derece yanıklar, derinin tüm katmanları hatta daha alt kısımlarda, kas ve kemiklere kadar nüfus edebilen yanıklardır.
Üçüncü derece yanıklarda, kırmızılığı kaybolmuş, mat ve buz rengi bir deri söz konusudur. Deri tamamen yanmış olduğu için altındaki dokuların hareketine izin vermeyecek kadar sert kıvamdadır.
Üçüncü derece yanıklar kendiliğinden iyileşmez. Yanık merkezi adı verilen özellikli sağlık birimlerinde tedavi edilmesi gerekir.
Üçüncü derece yanıklarda, deri ve deri ekleri tamamen ortadan kalktıktan sonra, başka bir yerden deri grefti aktarılabilir. Deri grefti tutamayacak bir derinlik varsa, kemikler açığa çıkmışsa, başka bir yerden kanlanmasıyla birlikte doku aktarımıyla tedavi edilebilen bir yanık çeşididir.