Safranbolu ülkemizin tarihi değerlerini yaşatan en güzel yerlerden birisi. Safranbolu gezilecek yerler bakımından keyifli bir şehir hissi veriyor. Safranbolu, geçmiş zamandaki toplumumuzun yaşantısını ve geleneksel mimarisini günümüze kadar ulaştırmayı başarmış. 1994 yılında Unesco Dünya Mirası listesine giren Safranbolu, 2003 yılında ise en iyi korunan kent seçilmiş. Kentin sahip olduğu büyük kültürel mirasın değeri hala günümüzde hissedilmekte ve çok fazla yerli yabancı turist çekmekte. Safranbolu’yu siz de keşfetmek isterseniz yolcu360’dan Kastamonu Safranbolu araç kiralama detayları konusunda destek alabilirsiniz.
Bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış tarih kokan kent, 1423 yılında ise Türklerin egemenliğine girerek, Osmanlı döneminin mimari ve kültürel değerlerini yaşatabilmiş. Bu güzel kenti aslında en çok tanıtan ise kesinlikle Safranbolu evleridir. 18 ve 20. yüzyılları arasında yapılmış bu tarihi evlerin yapımındaki ince detaylar ise insanı dönemin zekasını hayran bırakmaya yetiyor. Safranbolu'yu Arnavutluk'un güzel şehirlerinden Berat’a gidince anımsadım. İki şehir bir birine inanılmaz benziyor. Karabük Safranbolu gezilecek yerler bakımından zengin bir şehir. Kent merkezi haricinde nefis bir doğası ve çok güzel köyleri var. Şehrin hemen dışında yer alan Bulak Mencilis mağarası görülmeli. Mağaraya 2-3 dakikalık dik taş merdivenleri tırmandıktan sonra ulaşılabiliyor. Mağaraya giriş ücreti ise 5 TL. Bir yeraltı harikası olan Bulak Mencilis mağarasının sadece 400 metrelik kısmı ziyaretçilere açık. Sarkıt, dikit ve travertenlerin oluşumlarıyla zengin bir görüntüye sahip. Bazı noktalardaki sarkıt ve travertenler gerçekten büyüleyiciydi. Mağaranın sonunu görebilseydim iyiydi ama sadece sonunda bir şelalenin olduğunun bilgisini edinebildim. Buranın hemen yakınında bulunan Kristal Cam Teras ve Tokatlı Kanyonunu görebilirsiniz.
Kristal cam terasa geldiğimde karşımda doğasıyla gerçekten büyülendiğim bir kanyonla karşılaştım. Kanyonda yapılan kristal cam teras ülkemizde bir ilk olması kent için haklı bir gurur. Uçurumdan yüksekliği ise 80 metre. Cam terasın hemen solunda yer alan İncekaya su kemeri heybetiyle kendini göstermekte. Kanyona cam terastan ahşap merdivenlerle inebilirsiniz. Kanyon boyunca gürül gürül akan su sesleri, kuşların cıvıltısı ve doğanın güzelliği yürüyüş rotamı keyifli hale getirdi. Yolunuz buraya düşerse kanyonu lütfen es geçmeyin, doğa huzur verici.
Safranbolu'dan 10 dakikalık bir uzaklıkta olan Yörük köyü ziyareti hak ediyor. Köyün tarihi ve güzelliği gerçekten keşfedilmeli. Buraya kadar gelmişken gözleme ve yayık ayranı yemeyi de unutmayın. Kent merkezini gezmek isterseniz yarım günde hallice gezebilirsiniz. İlk baş tarihi sokaklara girerek konakları ziyaret edebilirsiniz. Tarihi Safranbolu evleri, Cinci hocanın evi, Tabakhane, Arasta ve Lütfiye (Kaçak) cami ziyaret edilebilir. Kentin en önemli ziyaret noktalarından birisi Kaymakamlık evidir. Konak 18. ve 20. yüzyılda Türk toplumunun izlerini en güzel şekilde sergilemekte. Haremlik, selamlık dikkat çeken yerlerin başında geliyor. Eski zamanımızdaki tasarımdaki ince düşüncelere hayran kalmamak elde değil. Kente geldiğinizde lütfen burayı ziyaret edin. Safranbolu'yu bir de yüksekten seyretmek isterseniz önerim Hıdırlık Tepesi'dir. Burada manzarayı seyredip kahvenizi keyifle yudumlayabilirsiniz. Kenti bence en güzel burada seyredebilirsiniz.
Şehrin meşhur bir yemeği pek yok, ama inanılmaz güzel ev yemekleri yapan bir yer var. Kazan ocağı ismi lütfen not edin, ben kolay kolay gitmelisiniz demem öneririm, ama Safranbolu'ya yolunuz düşerse mutlaka uğrayın. Buradan Nebile ablamıza selamlar, bir işletmede ev yöresel yemeklerini bu kadar leziz yediğim yer inanın azdır. Kıymalı tarhana çorbası, tereyağlı uzun fasulye, etli yaprak sarması, cevizli keşkek yayım, perohi ve ev baklavası, Nebile abla ne diyeyim ellerine sağlık, bayıldım. Bağlar gazozu ve yanında sıcak bir gevrek sizi mest edecektir. Safranbolu lokumunu bilmeyen yoktur. Lokumda marka önerim yok, ama firmaları gezerek tadım yapabilir ve damak tadınıza göre seçebilirsiniz.
Vaktiniz olursa Arasta'da bir kahve için, kahve sunumuysa ilgi çekici. Yöresel tepsi içinde getirilen közde kahve, lokum, Osmanlı şerbeti ve damla sakızlı su ile ikram ediliyor. Sunumun inceliği ise şöyle, Safranbolu'da zamanında Osmanlılar ve Rumlar yaşıyormuş, Osmanlılar kahvelerinin yanına şerbet verilirken, Rumlar ise damla sakızlı su içiyorlarmış, böylelikle ahalinin kimliğini anlıyorlarmış. Zamanın ince düşüncesi insanı mest etmiyor değil.
Safranbolu tarihiyle ve muhteşem mimarisiyle mutlaka görülmeli. Bir günde görebileceğiniz keyifli bir yer. Buraya gelmişken araç kiralayarak 2 saat kadar yakınındaki Amasra’yı da görebilirsiniz. Safranbolu lokumu çok güzeldir, öneririm. Tarihi konaklarda bir gece konaklamakta ayrı bir güzellik olacaktır. Burada en beğendiğim yerlerin başında gelen Tokatlı kanyonu mutlaka görülmeli. Burada doğaya vakit ayırarak huzuru bulabilirsiniz, nefis bir yer. Özellikle eski çarşıda dolaşmak huzur vericiydi. Tokatlı kanyonunda doğa, kuş sesleri ve su sesiyle yürümek ise inanılmaz huzur vericiydi. Bu güzel kenti görmemişseniz gelin, keşfedin geldiyseniz bir fırsat daha yaratın tekrar gelin. Ben yine geleceğim, tarihin izlerine tekrar dokunmak, doğasında kaybolmak için..
Safranbolu’da Yapmadan Dönme Diyeceğim 5 Şey
Tokatlı kanyonunu gezmelisin.
Buram buram tarih kokan sokaklarda dolaşabilirsin.
Yörük köyünü ziyaret edebilirsin.
Kazan ocağında yöresel ev yemeklerini yemelisin.
Safranbolu lokumunu hediyelik alabilirsin.
Keşfetmeniz dileğiyle..