Biliyorum hepiniz melek gibi insanlarsınız ancak bazı olaylarda kolayca istemeden kendimizden geçebiliyoruz. Yapmamamız gereken hareketleri yapıp söylemememiz gereken şeyleri söyleyebiliyoruz. Bunlar hep Amerika'nın oyunları! Sizler için yaptığımız anda pişman olduğumuz davranışları yazdık
Özellikle internet ortamında çok takılan insanlar birçok sekme açarak tarayıcısını kullanır. (örneğin; ben) Sekmeler açıktır birinde önemli bir sayfanız muhakkak vardır. İnternetiz ağır diye dizinizi açıp dolmasını beklersiniz ve tık istemeden o sekmeyi kapatırsınız. Evlat acısı gibi.. Yanlış kişiye mesaj atmak
Özellikle ‘özledim’ temalı sonrası sapkınlığa kaçan cinsel içerikli mesajların Aşkileta yerine Ahmet abi’ye gönderilmesidir. Ya da arkadaşınıza yazmanız gereken argo sözcükleri yanlışlıkla akrabanıza gönderirsiniz. O mesaj giderken havada yakalama isteği gelir ancak hiçbir şey yapamayacağınızı bilir delirmeye başlarsınız… Beğenip, paylaşacağın içeriğin sevmediğin siteye ya da birine ait olması
İster içinizden 'Bu ne kindarlık?'deyin isterseniz 'kıskançlık'. Ama biliyoruz ki hepimizin içinde yatan bir duygu. Sevmediğimiz, gıcık aldığımız bir insanla değil aynı şeyi paylaşmak aynı şeyi düşünmek bile istemeyiz. Bir de paylaşacağımız şey sevmediğimiz birine ait olunca deliliğimizi siz düşünün!
Yanlış kişiye yanlış mail atmak
İşle ilgili önemli bir maili yanlışlıkla önem verdiğiniz başka birine atarsınız. Gönder tuşuna bastıktan sonra aniden gelen pişmanlık o anda akılda oluşan deli soruların eşliğinde kariyerinizin biteceğini bile hayal edersiniz. Tabii bir de bunun sonra ki evresi var ‘Yanlış olduğunu nasıl açıklarım?’
Prdn cnm yha sna değldi o :s
Yanlışlıkla sevmediğimiz bir bağlantıyı beğenmek
Özellikle dokunmatik telefonların gelmesiyle sıklıkla Instagram'da yaşanır ve geri alınmasını ışık hızıyla gerçekleştirdiğimiz olaydır ancak beğendiğimiz kişiye çoktan bildirim gitmiştir. Geri alsanız rezil oldunuz almasanız ezik duruma düştünüz... Elbette bunlar boş muhabbetler ama...
Yemeğini baharat-tuz ayarını kaçırmak
Bazılarımızda hastalıktır yemeğe tuz karabiber atarken göz kararı kaşığın ucuyla atmaya çalışırız. Biraz daha biraz daha derken elimizin ayarı kaçar ve tüm yemek mundar olur. İşin kötüsü eğer öğrenciyseniz o yemeği mutlaka yemeniz gerekiyor. Acı ama gerçek!
Tartışma sırasında öfkeyle istemeyeceğimiz sözler söylemek
Öfkeyle kalkan zararla oturur cümlesinin uygulamalı halidir. Bazen değer verdiğiniz insanlara içinizdeki öfkeden dolayı geri alamayacağınız sonradan pişman olacağınız kötü sözler söylersiniz. Bunun daha kötüsü ise söyledikten saniyeler sonra yanlış yaptığınızın farkına varmanız. Bu hissin verdiği utangaçlığı başka bir olayda yaşamanız güçtür. Anlık öfkelerinizin esiri olmayın sevelim birbirimizi. Söylememeniz gereken sırrın ağızdan kaçması
Bir arkadaşınız size sır vermiştir ve o söylediğine dair başka bir arkadaşınızla sohbet geçmiştir. Bir anda sır olduğunu unutup istemsizce o sırrı söylersiniz ve bir anda ‘Hay ağzıma edeyim Sevdigül’e ne diyeceğim !’ diyerek kendi kendinizi yemeye başlarsınız. Gece yenilen yemeğin sonunda duyulan pişmanlık
Acıların belkide pişmanlığın en büyüğüdür. Kendinizi ne kadar tutsanız o hisse yenik düşer buzdolabını işgal edersiniz. Pişmanlık ise daha yemek ağzınızdayken gelmeye başlar. İnsafsız bırak da yutalım bari dersiniz ama gözyaşları içinde yemeye devam edersiniz :(
