HABER

Yarbay Songül Yakut’un özgeçmişindeki ‘okunmayan’ ayrıntı

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

Helikopter kazası sonucu 12 silah arkadaşı ile birlikte şehit düşen Yarbay Songül Yakut'un özgeçmişindeki 'FETÖ kumpası' detayı, Şırnak'ta şehitler için düzenlenen iki törende de okunmadı. Yakut'un kumpasla çalınan 3 yılına ilişkin birkaç cümle TSK tarafından son töreninde bile akıllara getirilmedi. İşte Yarbay Songül Yakut'la ilgili 'gözden kaçan' o ayrıntılar...

Şırnak’ın Uludere İlçesi Şenoba İlçesi’ndeki askeri üs bölgelerini denetleyen üst rütbeli askerleri taşıyan Cougar tipi helikopter, önceki gün kent merkezine dönüş için yaptığı kalkıştan kısa süre sonra yüksek gerilim hattına çarpıp düştü. Kazada, 23’üncü Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral Aydoğan Aydın’ın da aralarında bulunduğu, 2’si pilot, biri teknisyen, 13 asker şehit oldu. Helikopterde bulunan askerlerin hepsi terör örgütüne büyük darbe vurulan Kato operasyonunun kahramanıydılar… Ancak aralarında öyle bir isim vardı ki kahramanlığının yanı sıra bir de kumpas mağduruydu… Şehit askerlerden Yarbay Songül Yakut, Balyoz davası sürecinde FETÖ kumpasıyla kendisi hakkında gönderilen ihbar mektubuyla Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edilmiş ve 3 yıl süren hukuki mücadelesinin ardından görevine dönebilmişti.

O DETAY OKUNMADI, SÜRGÜNDEN DE SÖZ EDİLMEDİ

Sözcü'nün verdiği detaylara göre; Şehitler için dün Şırnak’ta yapılan askeri törende ise Yakut’un özgeçmişi okunurken o ‘kumpas’ detayının ‘atlandığı’ gözlendi.

Görevli asker okuduğu özgeçmişinde Şehit Yarbay Yakut’un FETÖ mağduriyetine yer verilmedi. Yine Şehit Yarbay’a ilişkin bilgilendirme açıklamasında “2016 yılında son görev yaptığı yere tayin edildi” dedi. Oysa kumpas mağduru Yakut Şırnak’a tayin edilmemiş, sürülmüştü…
İşte TSK tarafından hazırlanan o ‘eksik’ özgeçmiş; “Jandarma Yarbay Songül Yakut 28 Ağustos 1976 tarihinde Malatya ilinde doğmuş, ilk-orta ve lise öğrenimini burada tamamlamıştır. 30 Ağustos 1997 yılında Kara Harp Okulu’ndan mezun olmaya müteakip sırasıyla; Jandarma Okul Komutanlığı, Jandarma Okullar Komutanlığı, 23. Tümen Jandarma Sınır Komutanlığı, Jandarma Okullar Komutanlığı, Ankara İl Jandarma Komutanlığı, İkinci Ordu Komutanlığı Jandarma Hava Grup Komutanlığı, Harekat Başkanlığı ve Jandarma Eğitim Komutanlığında görev yapmış, 16 Temmuz 2016 tarihinde 23 Sınır Jandarma Tümen Komutanlığına atanmıştır.”

MALATYA’DA DA OKUNMADI

Aynı ‘hata’ Yakut’un babaocağında da tekrarlandı. Şehit Yarbay’ın özgeçmişindeki FETÖ kumpasına ilişkin isyan ettiren bilgi, buradaki törende de dillendirilmedi.

AVUKATI NAZLIOĞLU EROL O DÖNEMKİ HUKUK MÜCADELESİNİ ANLATTI

Şehit Songül Yakut'un uzaklaştırıldığı dönem avukatlığını yapan Şule Nazlıoğlu Erol ise TSK’nın okumaya bile gerek görmediği o dönemi anlattı. Şehit Songül Yakut için ‘Aslan gibi bir subayımızı kaybettik' diyen avukat Erol, “2 gün önce avukat Mustafa Yuvanç'ı aradı. ‘Dava açalım, bunların üstüne gidelim, yanlarına bırakmayalım' diye. Bunlar FETÖ çetesi. Yani onun ihraçtan kurtulup mesleğe dönmesindeki en büyük sebepte İçişleri Bakanlığı başmüfettişleridir. Ben onlara teşekkür ediyorum. Sapa sağlam düzgün, iyi araştırma yapıp sonuçta düzgün bir rapor çıkardılar. Jandarmaya göreve iadesi yolunda bir yazıyla birlikte o raporu gönderdiler ne yazık ki jandarma o raporun üstüne yattı, altı ay. O raporu ele geçirebilmek için Mustafa'nın başvurmadığı yer kalmadı. En sonunda bilgi edinme yasası çerçevesinde Başbakanlığa başvurunca o raporu mahkemeye sunduk. Duruşmaya çıktık, beş kişiydi heyet. Beş kişilik heyetten üç kişi ve savcı ihracın kaldırılması ve mesleğe dönmesi yönünde oy kullandı, iki kişi kullanmadı. Onların FETÖ'cü olduğunu bize söylemişlerdi zaten. Şimdi içerideler, karşı oy kullandılar. Allah onları bin beter etsin, vicdansızlar” dedi.

“15 TEMMUZ'DAN ÖNCE ŞIRNAK'A SÜRDÜLER”

Şehit Songül Yakut'un daha sonra mesleğe yeniden döndüğünü belirten avukat Şule Nazlıoğlu Erol, “Yarbay rütbesini taktı. Ama hem Mustafa hem ben dedik ki, ‘istifa et, ayrıl. Bunlar seninle uğraşırlar, daha bunların dibine kadar inilmedi, gitme' dedik. 15 Temmuz darbe girişiminden önce Şırnak'a tayin ettiler, sürdüler. Yani siz aile içi şiddet konusunda bir bayan subay yetiştiriyorsunuz onu görmezden gelip sınır tümenine gönderiyorsunuz. Bunun adı ney. Ben bir hukukçu olarak bunu sürgün olarak kabul ediyorum. Evet şark görevi var. Ama şark görevi sınır tümeni değildir, bir bayan subay için. Yani başka yerlere verebilirlerdi. ‘Gitme kızım' dedim. Mutlaka annesi de söylemişdir. Ama, ‘Gideceğim ablacım. Sen korkma bir şey olmaz bana. Bunlar ne görev veriyorsa, ben yapacağım inatla' dedi. Gitti ve dün akşam şehit oldu” diye konuştu.

“MESLEĞİNİ ÇOK SEVİYORDU”

Şehit Yarbay Songül Yakut'un diğer avukatı Mustafa Yuvanç ise, göreve geri iade edilmesi konusunda yoğun bir mücadele verdiklerini söyleyerek, “Songül çok mücadeleci bir kızdı. Bir Türk subayına yapılabilecek en kötü şeyi yapmışlardı, o dönemde. Ama inanılmaz bir mücadele ruh. Subay kelimesini taşımak çok zordur. O subaydı yani. Mesleğini çok seviyordu. Buradan yolcu ettik kendisini. Buradan Malatya'ya annesinin elini öpmeye gitti, daha sonra Şırnak'a gitti. Giderken de, ‘Onların verdiği (FETÖ) en zor görevi yapacağım, onları utandıracağım' diye gitti.” şeklinde konuştu. Ayrıca şehit Songül Yakut'un ihraç edildiğini ve verdiği hukuk mücadelesini üzülmemesi için annesine söylemediği öğrenildi.

En Çok Aranan Haberler