HABER

Yargı reformu teklifi komisyonda

Adalet Bakan Yardımcısı Zekeriya Birkan: - "Bizim en önemli konularımızdan biri de yargılamaların makul sürede bitmesi. Bu konuda da bakanlığımızın uygulamaya geçirdiği 'yargıda süre uygulaması' var" - MHP Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk: - "Önümüzdeki kanun teklifi ve bundan sonra yine önümüze gelecek kanun teklifleri, adalet alanındaki diğer düzenlemeler, hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı erkinin güçlenmesi adına atılan adımlar kapsamındadır" - CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül: - "Türkiye Cumhuriyeti şu anda kararnameler ile yönetiliyor. TBMM açıkça kenarda tutuluyor, yasamanın etkinliği azaltılıyor"

Adalet Bakan Yardımcısı Zekeriya Birkan, "Bizim en önemli konularımızdan bir tanesi de gerçekten yargılamaların makul sürede bitmesi. Bu konuda da bakanlığımızın uygulamaya geçtiği yargıda süre uygulaması var." dedi.

TBMM Adalet Komisyonunda, Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında belirlenen amaç ve hedefler doğrultusunda düzenlemeler içeren Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi'nin maddeleri üzerindeki görüşmeler devam ediyor.

CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, yasa tekliflerinin altında milletvekillerinin imzalarının bulunduğunu fakat tekliflerin "sarayda hazırlandığını" ileri sürerek, muhalefete ait milletvekillerinin verdiği tekliflerden hiçbirinin komisyona gelmediğini savundu. Bülbül, Türkiye Cumhuriyeti'nin şu anda kararnameler ile yönetildiğini öne sürerek, "TBMM açıkça kenarda tutuluyor, yasamanın etkinliği azaltılıyor." ifadesini kullandı.

Bülbül, cumhurbaşkanına hakaret gerekçesiyle, eski cumhurbaşkanlarından Kenan Evren döneminde 340, Turgut Özal döneminde 207, Süleyman Demirel döneminde 158, Ahmet Necdet Sezer döneminde 168, Abdullah Gül döneminde 148, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan döneminde ise sadece 2018 yılında 26 bin 115 kişi hakkında soruşturma yapıldığını 6 bin 426 kişinin mahkum edildiğini savundu.

MHP Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk, kanun teklifinin Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin sadece bir bölümünü kapsadığını ve devamının geleceğinin kamuoyu ile paylaşıldığını anımsattı. Öztürk, avukatlara yeşil pasaport verilmesine yönelik düzenlemeyi de olumlu bulduklarını ifade etti.

Öztürk, hukukun üstünlüğünün sağlanması ve hukuk devleti ilkesinin kurumsallaşabilmesinin, yargının diğer erklerden bağımsız hale gelebilmesi ile mümkün olabileceğini belirterek, "Önümüzdeki kanun teklifi ve bundan sonra yine önümüze gelecek kanun teklifleri, adalet alanındaki diğer düzenlemeler hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı erkinin güçlenmesi adına atılan adımlar kapsamındadır." dedi.

- "HSK siyasetin ve iktidarın vesayetindedir"

İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, teklifi öncelikle demokrasi adına önemli bir adım olarak değerlendirdiğini ancak bazı maddelere yönelik itirazlarının da olduğunu dile getirdi.

Yasalar hazırlanırken bazı kavramların özenle seçilmesi gerektiğini, yargı paketi teklifinde bu konuya özen gösterilmediğini ifade eden Türkkan, "Pasaport Kanunu'nda yapılması öngörülen değişiklikte 'terör örgütleri üyeliği ve iltisakı' ifadesine yer verilmiş. Burada kullanılan iltisak kelimesi ceza hukuku terminolojisinde mevcut değil. Üstelik çok muğlak bir sözcük." diye konuştu.

Kendileri için asıl sorunun Hakim ve Savcılar Kurulunun (HSK) yapısı olduğuna dikkati çeken Türkkan, "HSK siyasetin ve iktidarın vesayetindedir. HSK'nin yapısı değiştirilmediği sürece yargının bağımsız olduğunu iddia etmek yanlış olur." ifadesini kullandı.

- "Yargıtay, köprüden önceki son çıkış"

Yargıtay 13. Ceza Dairesi ve İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Vuslat Dirim söz alarak teklife ilişkin görüşlerini komisyon üyeleriyle paylaştı.

Dirim, insan hakları bahsinde aslolanın ihlalin kaynağında yok edilmesi veya mümkün olduğunca aza indirilmesi olduğunu belirterek, "İhlal ortaya çıktığında ise devlete düşen bu ihlalin olumsuz sonuçlarını ortadan kaldırmaktır. Bu tazminat olur, yeniden yargılama olur... Burada yasama ve yürütmeye olduğu kadar yargıya da görev düştüğünün bilincindeyiz." dedi.

İhlalin sadece mahkumiyet hükmü ile ortaya çıkmadığına işaret eden Dirim, sırf ifade özgürlüğünü kullanan bir kişinin gereksiz yere birkaç saat gözaltına alınmasının da bir ihlal olduğunun altını çizdi.

Dirim, şunları kaydetti:

"Bizim sistemimiz ikili sistemken yani ilk derece ve temyizken gerek AİHM'de gerekse Anayasa Mahkemesinde ihlal yediğimiz konuların başında ne geliyor hepimiz biliyoruz. Makul sürede adil yargılama yapılmamasıdır. Biz eğer sistemi ikiliden üçlüye geçirirsek yani bütün kararlara karşı istinaftan sonra temyiz yolunu da açarsak makul surelerin aşılması artık vaka-ı adiyeden hale gelir. Bu kapsamda, yapılmak istenen değişiklikle ulaşılması hedeflenen gayeye kanaatimce ulaşılamayacağı gibi sistem esaslı bir yara alacaktır. Bu noktayı yeniden düşünmenizi Yargıtay olarak arz ediyoruz."

Teklif sahiplerinden AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya, kanun teklifini kendilerinin hazırlamadığına yönelik değerlendirmelere tepki göstererek, teklife ilişkin AK Parti Grubu'nun hukukçu milletvekilleri ve ilgili taraflarla yaklaşık dört aya yakın bir süre çalıştıklarını söyledi.

Adalet Bakan Yardımcısı Zekeriya Birkan, Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin hazırlanma süreciyle ilgili milletvekilinin beyanda bulunduğunu belirterek, konuya ilişkin çeşitli kesimlerin ve AB'nin kurumlarının görüşlerinin alındığını anlattı.

HSK'nin yapısına ilişkin eleştirileri anımsatan Birkan, "Demokrasilerde, demokratik ülkelerde halkın denetleyemediği, değiştiremediği her kurumun karanlık, gri alan olduğunu düşünüyorum. HSK'nin şu anki yapısında da halkın değiştirme iradesinin daha etkin olduğuna inananlardan birisiyim." diye konuştu.

Hukuk, yargı ve adaletin herkesin ortak paydası olduğuna işaret eden Birkan, "Hakim ve savcılar, Adalet Bakanlığı mutlaka eleştirilir, kimse layüsel değil ama kum torbasına çevirmenin de bir anlamı yok. Burada olmayan insanlar hakkında ve birçok konuda çok ağır eleştirilerin doğru olmadığını düşünüyorum." dedi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) ilişkin değerlendirmeler yapıldığını anımsatan Birkan, şunları söyledi:

"Keşke hiçbir vatandaşımız AİHM'e gitmese ama şunun da bilinmesini isterim ki biz, AİHM'de hakkında en çok dava açılan ülke değiliz, sıralamada oldukça aşağılardayız ama bunu da övünerek söylemiyorum. Keşke hiçbir vatandaşımız AİHM'de hakkını aramasa. Bizim en önemli konularımızdan biri de yargılamaların makul sürede bitmesi. Bu konuda da bakanlığımızın uygulamaya geçirdiği 'yargıda süre uygulaması' var. İlk olduğu için süreler belirledik ama bu süreler maksimum sürelerdir. Bunların hepsini zaman içinde aşağıya doğru çekeceğiz."

Konuşmaların ardından teklifin, avukatlara hususi damgalı pasaport verilebilmesine imkan tanıyan maddesi kabul edildi.

Teklifin, maddeleri üzerindeki görüşmeler devam ediyor.

En Çok Aranan Haberler