HABER

Yargıda artçı sarsıntılar sürüyor

Yargı depreminin artçı sarsıntıları dün de sürdü. HSYK Başkanvekili Kadir Özbek, Arınç’ın ‘Müsteşarı habersiz yakaladılar” iddiasına yanıt verdi.

Yargıda artçı sarsıntılar sürüyor

Yargı depreminin artçı sarsıntıları dün de sürdü. HSYK Başkanvekili Kadir Özbek, Arınç’ın ‘Müsteşarı habersiz yakaladılar” iddiasına yanıt verdi: “Karar, bir gün önce gündeme alındı. Kurul başkanı olan Adalet Bakanı’nın yetki gaspı ifadesi esef verici.”

ERZİNCAN Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in tutuklanmasıyla tetiklenen yargı depremi dün de sürdü. Erzurum’daki savcıların “özel yetkilerini” kaldıran Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) toplantısıyla ilgili “Bir HSYK üyesi aniden, konuşmaların sonuna doğru önerge vererek, konuyu gündeme getirdi” diyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a yanıt gecikmedi. HSYK Başkanvekili Kadir Özbek “Bu karar, bir gün önce gündeme alındı” dedi. Özbek, özetle şunları söyledi:

Ergin’in açıklaması esef verici

Sayın Adalet Bakanı Sadullah Ergin gelip o toplantıya katılabilirdi. Yerine katılan arkadaşlarla değerlendirmemiz yaptık ve oyçokluğu ile kararı aldık. Kurul Başkanı olan Adalet Bakanı’nın, itirazlarını mensubu olduğu kurulda dile getirmek varken, aynı saatlerde siyasi bir toplantıya katılması ve ‘yetki gaspı’ gibi değerlendirmesi esef verici.

Amaç HSYK’dan kurtulmak CEMAAT SORUŞTURMASINDAN YARGI KRİZİNE

Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner, cemaatlere yönelik Kasım 2007'de bir soruşturma başlattı. Başsavcı Cihaner'in iddiasına göre Temmuz 2007'de Adalet Bakanı kendisini bu soruşturmaları sona erdirmesi için tehdit etti.

Mart 2009'a gelindiğinde ise Erzurum'daki özel yetkili savcı Osman Şanal, soruşturmanın kendi alanına girdiği gerekçesiyle Cihaner'den dosyayı istedi. Haziran 2009'da krize Adalet Bakanlığı el koydu. Cihaner hakkında 15 ayrı suçlamadan soruşturma başlatıldı. 26 yıl hapsi istenen Cihaner, savunmasında "Cemaatlere yönelik soruşturması nedeniyle üzerine gelindiğini" öne sürdü.
Ekim 2009'da Çatalarmut'ta bulunan el bombası ve mühimmatların ardından Ergenekon soruşturması Erzincan'a sıçradı. Aralık 2009'da MİT şube müdürü ve iki görevli gözaltına alındı. Ocak sonuna gelindiğinde ise dönemin Erzincan Alay Komutanı olan ve halen Eskişehir Alay Komutanı olan Albay Recep Gençoğlu tutuklandı.

Önceki gün ise cemaate yönelik soruşturmasını Ergenekon örgütünden aldığı emirle yaptığı öne sürülerek Başsavcı Cihaner gözaltına alındı. Olay bu noktadan sonra yargı krizine dönüştü. Dün yani 17 Şubat'ta önce Erzurum özel yetkili savcılar görevden alındı, ardından Yargıtay bu incelemeyi hukuka bulduğunu duyurdu. Hükümetin buna tepkisi gecikmedi ve HSYK'yı yetkisini aşarak yargı darbesi yapmakla suçladı. Aynı saatlerde Ağır ceza mahkemesi, savcının tutukluluğuna yapılan itirazı reddetti. Bugün ise HSYK, Adalet Müsteşarının da katıldığı toplantıda görevden alınan özel yetkili savcıların yerine üç yeni atama yaptı.

Yaptığımız uygulamadan, aldığımız kararın hukukiliğinden endişemiz yoktur. Olayın siyasileştirilmesine karşıyız. Bu olay, yargı reformu adı altında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısının acele olarak değiştirilmesine, bu kuruldan kurtulunmasına ve yargının yeniden şekillenmesine bir başlangıçtır.

Bakanlıktan aylardır cevap yok

Yaptığımız işlemin altı doludur. Daha önce bize intikal eden dosyalara göre yazışma yaptık. Adalet Bakanlığı’ndan aylardan beri beklediğimiz yanıtlar vardı. Çok acil, toplumu ajite eden bir uygulamayla karşılaşınca kurulun yapacağı başka bir işlem olmadığı için aciliyetle karar aldık. Bakan, HSYK’nın ‘Yetki gaspı’ında bulunduğunu ifade etti. Yetki gaspı mıdır, yetki aşımı mıdır? Bu iki kelime arasındaki farkı biz kendi değerlendirmemize katarken, kurul başkanı olarak kendi kuruluna bu şekilde tacizde bulunması bizi incitti.

Kurulmuş zemberek gibi

Maalesef Adalet Bakanımız sert bir açıklama yaptı. Çok ağır ve sanki hukukun karşısında, bir görüntü vermek isteyen, kurulmuş bir zemberek gibi konuşan bir Adalet Bakanıyla yüz yüze geldik ekranlarda. Bu kurul Adalet Bakanlığı’nın genel evrakı gibi çalışan bir büro değildir. Maalesef Adalet Bakanlığı ve bir kısım çevreler HSYK’yı bu konuma oturtmaya çalışmaktadır. Sanki biz burada bize gelen bir takım başvuruları, bir takım yakınmaları Adalet Bakanı’na ileten bir büro konumunda gibi görülmeye çalışıldık. Hukuk sistemimiz ve kuvvetler ayrılığı sistemi içinde HSYK başta olmak üzere yargıya karşı bir yıpratma ve bunun sonucunda yeniden bir düzen getirme çabaları söz konusudur.

Açsın, doğru dürüst okusun

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker ise Ergin’e verdiği ağır yanıtta şöyle konuştu: “Biz ihsas-ı rey’i kimseden öğrenecek değiliz. Eğer ihsas-ı rey yapan bir kurum varsa o da Adalet Bakanı’nın kendisidir. Sabaha karşı saat 05.00’te yaptığı açıklamayla ihsas-ı rey’de bulunmuştur. İhsas-ı rey o şekilde olur. Yasalar apaçık göstermiş. İhsas-ı reyle hiçbir ilişkisi yok. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunun yetkisinde olan bir konuda verdiği kararın hukuka uygun olduğunu bildirdik. Bunun dışında bizim herhangi bir değerlendirmemiz yok. Yasaları açıp okusunlar, doğru dürüst okusunlar, doğru dürüst yorumlasınlar.”

En Çok Aranan Haberler