İddiaya göre, bir kargo şirketindeki sistematik hata sebebiyle bütün şubelerdeki kasalarda açık çıktı. Şirket yönetimi, şube müdürlerinden bu açıklara karşılık teminat maksatlı senet aldı. Bir şube müdürü hakkında senedin ödenmediği gerekçesiyle icra takibi başlatıldı. Senedin sadece bir kısmının imzalattırıldığını, düzenleme tarihi, ödeme tarihi, ödenecek miktar, ödeyecek kişinin ad-soyad ve adres kısımlarının sonradan şirket tarafından doldurulduğunu öne süren genç, istifa ederek mahkemenin yolunu tuttu.
Senet üzerindeki yazıların kendisine ait olmadığını, davalı şirketten avans olarak herhangi bir nakdî ödeme almadığı gibi, almış olduğu herhangi bir hizmetin de mevcut olmadığını, davalıya borçlu olmadığının tespitine, bu sebeple senedin iptaline ve davalının kötü niyetli olması yüzünden tazminatın ödetilmesine karar verilmesini talep etti.
Davalı şirket ise davacının müvekkili şirketin güvenini kötüye kullanarak kendine çıkar sağladığını öne sürdü. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne hükmetti. Karar davalı şirket tarafından temyiz edildi. Yargıtay 9. Hukuk Dâiresi kararı bozdu. 2. İş Mahkemesi ilginç bir uygulamaya giderek ilk kararındaki ifadeleri kopyala yapıştır yöntemiyle yeni karara yazdı. Dosyayı yeniden inceleyen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, bu uygulamayı yasalara aykırı buldu.
Yargıtay kararında şu ifadelere yer verildi:
"Temyize konu kararın içeriğinde ise, bozmadan önceki ilk karara aynı şekilde yer verildikten sonra Dairemizin bozma ilamı da aynen (karar başlıkları dahil tamamı) aktarılmış ve hiçbir gerekçe oluşturulmadan uyulmasına karar verildiğinden bahsedildikten sonra hükmün oluşturulduğu görülmüştür. Kararın yazım şeklinden, bozmadan sonra dosyada herhangi bir inceleme yapılmadan, önceki yargılama safhasının kes, kopyala, yapıştır tekniğiyle aktarılarak, kararın yazıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda sonuç itibariyle karar doğru olsa dahi, yazım şekli taraflardaki adalet duygusunu zedeleyecek niteliktedir. Netice itibariyle, Mahkemenin karar yazım şekli ve içeriği hukukî güven ilkesini zedeler ve adil yargılanma hakkını ihlal eder nitelikte olduğundan, kararın salt bu nedenle tekrar bozulması gerekmiştir. Kararın bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir."