Gıyasettin Sezen, 2012'de aile konutunu arkadaşının şirketinin çekmiş olduğu krediye teminat olmak üzere bankaya ipotek verdi. Borcun ödenmemesi üzerine banka, ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle aile konutu olarak kullanılan evi icra yolu ile satışa çıkardı. Banka, ihalede evi kendisi aldı, adına tescil ettirdi. Bunun üzerine eşi Bedriye Sezen ise Türk Medeni Kanun'u 194. maddeye göre "aile konutunun kendi açık rızasını alınmadan ipotek verilemeyeceğini" belirterek avukatı Rezan Epözdemir aracılığıyla mahkemeye başvurdu. Küçükçekmece 5. Aile Mahkemesi de 3 Mayıs 2016'de TMK 194. maddesinin cebri icra satışlarında da uygulanacağını, aile konutu üzerinde yapılacak her türlü tasarruflarda eşin rızasının alınması gerektiğinden bahisle davayı kabul ederek tapu iptali ve tescil kararı verdi. Bankanın davayı temyiz etmesi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi ise 1 Temmuz 2017 tarihli kararı ile, TMK 194. maddesinin cebri satışlarda uygulanamayacağı gerekçesiyle yerel mahkemenin kararını bozdu.
"EMSAL MAHİYETTE KARAR OLDU"
Ancak Küçükçekmece 5. Aile Mahkemesi, 3 Mayıs 2018'de kararında direndi. Uyuşmazlık üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gitti. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da 28 Kasım 2019'da mahkemenin direnme kararını yerinde buldu. Yargıtay tebliğinin eline yeni ulaştığını belirten davacı avukatı Rezan Epözdemir yazılı açıklamasında "Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun bu kararı emsal mahiyette bir karar oldu. Artık eşler, diğer eşin rızası olmadan aile konutunu satamayacak, bankaya ipotek olarak veremeyecektir. Borcun ödenmemesi sebebiyle banka icra yolu ile satış yaparsa satış ve tapu tescili iptal edilecektir. Yani eşin açık rızası olmadan aile konutu üzerinde ipotek tesis edilmeyecek, iradi veya icrai satış yapılamayacaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun bu kararı bu yönüyle son derece önemli ve emsal mahiyettedir" dedi.
DHA