Bir hava yolu şirketinde pilot ve kabin memuru olarak çalışan iki arkadaş, yurt dışı seferi sonrası, dönüş uçuşu saatini beklerken şirketin anlaşmalı olduğu otelde konakladı.
İddiaya göre, bir cafede tanıştıkları iki tele kızı odalarına çağıran pilot ve kabin memuru, kadınlarla tartışmaya başladı. Otel müdürü ise, şirket genel merkezini arayarak yaşanılan rezaleti anlatınca pilot ve kabin memuru işten atıldı. İş Mahkemesi’nin yolunu tutan pilot ve kabin memuru, iş akdinin hukuka aykırı bir nedenle feshedildiğini, otelde uçuş gününü beklemek üzere konakladıklarını, gezmek için dışarı çıktıklarını, bir kafede iki kadınla tanıştıklarını, kalacak yerleri olmadığı için kadınları otele götürdüklerini öne sürdü.
Davacılar, kadınların kendilerine para karşılığı ilişki teklif etmesi üzerine kadınlardan otelden ayrılmalarını istediklerini dile getirdiler. İşverenin itibarını zedeleyecek hiçbir davranışta bulunmadıklarını iddia ederek feshin geçersizliğinin tespitine, işe iadelerine, boşta geçen süreye ilişkin 4 aylık ücret ve diğer hakları ile işe iade kararına rağmen işe başlatılmamaları halinde 8 aylık ücreti tutarında işe başlatmama tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti.
Davalı hava yolu şirketi ise davacıların şirketin çalışanlarının konaklama ve kahvaltı masraflarını bizzat karşıladığını ve bunun için anlaşmalar yaptığını savundu. Davacıların görev sırasında otele cafede tanıştıklarını beyan ettikleri iki kadını sabaha karşı 04:30 sularında para karşılığı cinsel ilişki amacıyla götürdüklerini, kadınlarla para konusunda anlaşmazlık yaşadıklarını, otelin lobisinde tartıştıklarını öne sürdü.
Otel müdürünün de tartışmaya dahil olduğunu ve durumu davalı şirkete bildirdiklerini, bunun üzerine davacıların savunmasının alındığını, iş akdinin feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etti.
İş Mahkemesi; davacıların beyanlarına itibar edilmesinin mümkün olmadığı, davacının davalı işveren tarafından görevi sırasında kendisine sağlanan imkanları suistimal ettiğine hükmetti. Davalı işverenin yürüttüğü hizmet, marka değeri, göz önüne alındığında eylemin itibar ve imaj kaybına neden olabilecek nitelikte olması nedeniyle davalı işveren tarafından yapılan fesih haklı nedene dayandığına karar verdi. Davacılar kararı istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, talebin reddine karar verdi. Davacılar bu kararı da temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.
Emsal nitelikte bir karara imza atan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, pilot ve kabin memuru arkadaşının işe iade davasının reddine hükmetti. Kararda; “Şirketin ulusal ve uluslar arası alanda faaliyet gösteren ve dolayısıyla takip edilen bir şirket olması nedeniyle yaşanan olayların şirket tüzel kişiliğinin ticari prestijini sarsıcı ve yine aynı otelde daha sonraki görevlerde konaklayacak uçucu personele karşı bakış açısını da olumsuz değiştirebilecek mahiyette olduğu ortadadır. Bundan hareketle yaşananların basit olarak özel hayat sınırları içerisinde değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, tüm bu sebeplerle davacının davranışlarının kabul edilebilir olmadığı, feshin haklı neden ağırlığında olmamakla birlikte artık davalı işverenin davacı ile çalışmaya devam etmesinin kendisinden beklenemeyeceği, feshin geçerli nedene dayandığının kabulünün gerekeceği anlaşılmıştır. Bölge Adliye Mahkemesi ile İş Mahkemesi’nin kararlarının bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir. Davanın reddine oy birliği ile karar verilmiştir” ifadelerine yer verildi.
(İHA)