Yargıtay 14. Ceza Dairesi'nin kararında dayanak aldığı unsurlar, kadının beyanı esas alınırken göz önüne alınacak kriterleri ortaya koydu. Yargıtay'ın kararı birçok olayda "Direnmedi, bağırarak yardım istemedi" gibi gerekçelerle verilen beraat kararlarına karşı önemli bir emsal karar.
Diken'den Kemal Göktaş'ın haberine göre, 2012 yılında yaşanan dava konusu olay şöyle gelişti:
"YA KENDİ RIZANLA İLİŞKİYE GİRERSİN YA DA TECAVÜZ EDERİM"
Alanya'da tatil amacıyla bulunan sanık ve olay günü tanıştığı mağdure gezmek için Alanya Kalesi'ne gitti. Surların üzerine geldiklerinde sanık, mağdurenin ağzını eliyle kapatarak, 'Bağırma, yoksa arkadaşlarımı çağırırım, daha kötü olur. Ya kendi rızanla ilişkiye girersin ya da ben zorla tecavüz ederim' diyerek saldırdı. Mağdure ise sanığın arkadaşlarının da kendisine tecavüz edeceğini düşünerek üzerindeki elbiseleri çıkardı ve Yargıtay'ın ifadesine göre sanık ve mağdure 'cinsel ilişki yaşadı.'
Mağdure, savcılığa giderek tecavüze uğradığını belirterek suç duyurusunda bulundu. Alanya başsavcılığı, sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı (tecavüz) suçundan dava açtı. Davayı gören Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesi ise Nisan 2013'te sanığın beraatine karar verdi.
KADININ BEYANI ESAS ALINDI
Alanya savcılığı kararı temyiz edince dosya Yargıtay 14. Ceza Dairesi'ne geldi. Daire, 22 Ekim 2018 tarihinde verdiği 2018/6176 sayılı kararla beraati bozdu. Bozma kararında mağdurenin bütün aşamalarda istikrarlı beyanlarda bulunduğu ve bu beyanları destekleyen adli raporlar olduğu belirtildi.
Sanığın savunmalarının hiçbir yan delille desteklenmediği kaydedilen kararda, 'olayın intikal şekli, zamanı ve tüm dosya kapsamının dikkate alındığında', sanığın suçlu olduğuna karar verilmesi gerektiği belirtildi.
Dosya yeniden yargılama yapılması için Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Mahkemenin beraat kararında direnmesi durumunda dosya yeniden 14. Ceza Dairesi'ne gelecek. Daire bozma kararında ısrar ederse nihai kararı Yargıtay Ceza Genel Kurulu verecek.