Kamulaştırmasız el atma davasında, Yargıtay 5. Hukuk Dairesi ile 18. Hukuk Dairesi aynı kanun maddelerini gerekçe göstererek iki farklı karara imza attı. El atılan taşınmaz bedelinin tahsili konusunda 5. Hukuk Dairesi, uzlaşmaya gitmeden idare hakkında dava açılmasının önünü açarken, 18. Hukuk Dairesi ise bu kapıyı kapattı. 18. Hukuk Dairesi, dava öncesi uzlaşma başvurusu yapılmasının şart olduğu yönünde karar verdi.
Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen idare tarafından el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasına verdiği ret kararı, üst mahkemeye taşındı. Davacı vekilinin itiraz başvurusu Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nde 20 Kasım 2011 tarihinde görüşüldü. Daire, yerel mahkemenin aksine 5999 sayılı kanunla getirilen uzlaşmaya gidilmesi halinin kişinin dava açma hakkını ortadan kaldırmayacağı yönünde görüş bildirdi. İtirazı yerinde bulan kararda, "5999 sayılı kanunla getirilen geçici 6. maddenin 1. fıkrasındaki uzlaşma için idareye başvurma; dava şartı olmadığı gibi, taşınmaz maliki dava açmakla uzlaşmak istemediği yönündeki iradesini ortaya koymuştur. Bu nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenle HUMK'nın 428. maddesi gereğince bozulmasına oy birliğiyle karar verilmiştir" denildi.
ELAZIĞ'DA FARKLI KARAR
Elazığ'da görülen benzer bir davada ise Elazığ 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, Yargıtay 5. Hukuk Mahkemesi'nin yorumu doğrultusunda davayı kabul etti. Bu kez davalı Elazığ Belediyesi vekili, kararı temyiz etti. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nde değerlendirilen itiraz başvurusu, 9 Nisan 2013 tarihinde görüldü. Konu ve talebi aynı olan el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasıyla ilgili 18. Hukuk Dairesi, 5. Hukuk Dairesi'nden farklı bir karar verdi. 18. Daire, yerel mahkemenin davanın kabulü yönündeki kararını bozdu.
Gerekçesinde de, "2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen geçici 6. maddede yer alan uzlaşma yoluna gitmek üzere ilgili idareye başvuru şartı yerine getirilmeden dava açıldığı anlaşıldığından 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun 115/2 maddesinin 1. cümlesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yazılı hüküm tesisi isabetsiz ve temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün HUMK'nin 428. maddesi gereğince bozulmasına oy birliğiyle karar verildi." ifadeleri yer aldı.
GÖRÜŞ FARKI ZAMAN KAYBINA NEDEN OLUYOR
Yargıtay'da, iki dairenin benzer dava konularında, aynı kanun maddelerini gerekçe göstererek birbirine zıt iki karar vermesi dikkat çekti. Kayseri Barosu avukatlarından İhsan Demir, iki hukuk dairesi arasındaki görüş farkının davalarda zaman kaybına neden olduğunu söyledi. Demir, "Aynı kanun maddelerini bir daire daha özgürlükçü bir anlayışla, diğer daire ise metne bağlı kalarak yorumlamıştır. Bu durum, yargılamanın uzamasına ve vatandaşın hakkına ulaşması bakımından zaman kaybına neden olmaktadır." dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz