Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ve eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun, Yargıtay 4. Ceza Dairesinde yargılandığı “yargı görevi yapanı etkileme” suçundan beraat kararını onadı.
Adalet Bakanlığı’nın başvurusu üzerine, Sincan Cumhuriyet Başsavcılığı, Eminağaoğlu hakkında, “Yargı görevi yapanı etkileme”, “Soruşturmanın gizliliğini ihlal” ve “Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun'a muhalefet” suçlarından iddianame hazırladı. İddianameyi değerlendiren Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Eminağaoğlu'na atılı suçlarla ilgili ‘delil bulunmadığı’ gerekçesiyle kovuşturma açılmasına yer olmadığına karar verdi. Sincan Cumhuriyet Başsavcılığı, mahkemenin bu kararına itiraz etti. Dosyanın gönderildiği Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi, Eminağaoğlu hakkında Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği “kovuşturma açılmasına yer olmadığı” kararına itirazı kısmen kabul etti. Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi, Eminağaoğlu'nun, “Yargı görevi yapanı etkileme” suçundan yargılanmasına karar vererek, “Soruşturmanın gizliliğini ihlal” ve “Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun'a muhalefet” suçları yönünden itirazı ise reddetti. Karar temyiz edilence dosya Yargıtay’ın gündemine geldi. Davayı incelen Eminağaoğlu'nun, “yargı görevi yapanı etkileme” suçundan beraatına karar verildiğini bildirdi. Eminağaoğlu, 4’üncü Ceza Dairesi’nin gerekçesinin daha doyurucu anlamlar içermesi gerektiğine dikkat çekerek, karara itiraz etti. Eminağaoğlu’nun itirazını değerlendiren Yargıtay Ceza Genel Kurulu ise 4. Ceza Dairesi’nin savcı hakkında verdiği beraat kararını onadı.
-YARGININ BAĞIMSIZLIĞI İNSANLIĞIN BULDUĞU EN GERÇEKÇİ ÇÖZÜMDÜR-
Yargıtay 4. Ceza Dairesi Başkanı Osman Yaşar, beraat kararını verirken duruşmada şu değerlendirmelere yer vermişti:
“Yargının bağımsızlığı ve yansızlığı insanlığın bulduğu en gerçekçi çözümdür. Siyasal otoritenin, davanın taraflarının ve herkesin, hüküm kesinleşinceye kadar yargısal işlemleri yorumlamak, eleştirmek ve etkilemekten kaçınması gerekir. Vicdani kanaat ancak her türlü etkiden arınmış ortamda gerçekleşebilir. Hüküm yalnızca yargı erki tarafından verilir. Basınını, televizyonların ya da kamuoyunun hüküm vermesi söz konusu olamaz. Ancak hüküm kesinleştikten sonra görüş bildirilmesi, yorum ve eleştiri yapılması olanaklıdır. Anayasanın 138/2. maddesinde ‘Hiçbir organ, makam, merci ve kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz’ hükmüne yer verilmiştir. Türk Ceza Kanunu yargıyı etkilemeyi suç saymış, 277. maddesinde açılmış davada yargı görevi yapanlara emir veren veya baskı yapan ya da nüfuz icra edenler cezalandırılmış, 288. maddesi de soruşturma ve kovuşturma kesin hükümle sonuçlanıncaya kadar, Cumhuriyet savcıları ve hakimleri etkilemek amacıyla sözlü ya da yazılı beyanda bulunmaya yaptırım uygulanmış, Basın Yasası'nın 19. maddesinde ise görülmekte olan dava ile ilgili mütalaa yayımlayanlar cezalandırılmıştır. Bu suçlarda mağdur yargıdır.”
Kararda, Eminağaoğlu'nun eylemlerinin 'emir verme, baskı, nüfuz icrası, iltimas ya da herhangi bir surette hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs biçiminde doğrudan doğruya yargı görevini yapanlara yönelik eylemler olmadığı’na da yer verilmişti.
Eminağaoğlu'nun bir muhabir ile yaptığı telefon konuşmasında, Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün terfi ettirilmemesi konusunu görüşmesi, "Ergenekon" soruşturmasında gözaltına alınan Engin Aydın'ın avukatına telefonda yol gösterir şekilde konuşması, İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın ile 26 Şubat 2009 tarihinde yaptığı telefon konuşması sırasında eski 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan'ın avukatına Cumhuriyet savcıları aleyhine açacakları tazminat davalarıyla ilgili yol göstermesi ve gazeteci Mustafa Balbay'ın gözaltına alınmasını eleştirir mahiyetteki eylemlerinin "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçunu oluşturmadığı ifade edilen kararda Daire Başkanı Yaşar, Sanık Eminağaoğlu'nun bu suçlardan beraatine karar verildiği açıklamıştı. Bazı televizyon kanallarında katıldığı programlarda yaptığı
konuşmalar ile Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haberal ve diğer akademisyenlerin tutuklanmasının ardından Anıtkabir'de yapılan gösteride yaptığı açıklamaların da hakim ve Cumhuriyet savcılarını doğrudan etkileme amacı taşımadığına işaret eden Yaşar, dava konusu söz ve eylemlerin siyasi otoriteyi hedef aldığını, Eminağaoğlu'nun bu söz ve eylemlerinden de beraat ettiği bildirdi. Yaşar, dava dosyasında yer alan ve Eminağaoğlu'nun yasa dışı yollarla edinildiğini öne sürdüğü telefon dinlemelerine ilişkin kayıtları imha etmeyen İstanbul Cumhuriyet savcılarının suç işlediklerine yönelik iddiaların değerlendirilmesi için de kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine karar verildiğini belirtti. (ANKA)