ANKARA (ANKA) – Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, kayınpederini “kızını kaçırırım, seni öldürürüm” sözleriyle tehdit eden davalının manevi tazminat ödemesine karar verdi. Daire, manevi tazminat gerektiren durumları ise “Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya maruz kalan kişi, uğradığı manevi zarar karşılığı bir miktar paranın hüküm altına alınmasını isteyebilir. Kişinin doğumla kazandığı bağımsız varlığını ve bütünlüğünü oluşturan; hayat, beden ve ruh tanrılığı, vicdan, din, düşünce ve çalışma özgürlüğü, onuru, ismi, resmi, sırları ile aile bütünlüğü, sosyal ve duygusal değerlerinin tümü kişilik haklarını oluşturur ve bunlardan birine yapılan saldırı manevî tazminat gerektirir” şeklinde sıraladı.
Davaya konu olayda davacı kadın, eşinden boşanma istemiyle dava açtı. Dava sırasında, davalı koca kayınpederine giderek eşinden boşanmak istemediğini aktardı. Kayınpederinden olumlu yanıt alamayan davalı, kayınpederini, “kızını kaçırırım, seni öldürürüm” sözleriyle tehdit etti. Bunun üzerine açılan davada, davalı koca TCK’nın ilgili maddesi kapsamında tehditten dolayı hüküm giydi. Yerel mahkeme, davacı kayınpederin davalıdan istediği tazminat talebini ise “manevi tazminat gerektirecek şekilde tehdit eyleminin sonuçlarının ortaya çıktığı ispatlanamadığı” gerekçesiyle reddetti.
Yerel mahkemenin tazminat talebini reddetmesi üzerine dava temyiz edildi. Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, davalının davranışının hukuka aykırılığı yönünden Borçlar Kanununa göre hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte mahkumiyet kararı bulunduğunun da anlaşılmakta olduğunu ifade etti. Davalının, tehdit eylemi ile davacının sosyal ve kişilik değerlerinin zarar gördüğünü ifade eden Daire, “Bu nedenle davacı yararına manevi tazminat takdir edilmesi gerekir. Mahkemece bu yön üzerinde durulmadan davanın yerinde olmayan gerekçe ile tümden reddedilmiş olması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir” denildi.
Daire kararında manevi tazminat gerektiren durumları ise şöyle sıraladı:
“Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya maruz kalan kişi, uğradığı manevi zarar karşılığı bir miktar paranın hüküm altına alınmasını isteyebilir. Kişinin doğumla kazandığı bağımsız varlığını ve bütünlüğünü oluşturan; hayat, beden ve ruh tanrılığı, vicdan, din, düşünce ve çalışma özgürlüğü, onuru, ismi, resmi, sırları ile aile bütünlüğü, sosyal ve duygusal değerlerinin tümü kişilik haklarını oluşturur ve bunlardan birine yapılan saldırı manevî tazminat gerektirir.” (ANKA)