ANKARA (İHA) -Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, MİT-Yargıtay-Çakıcı ilişkisine ilişkin olarak, "Çok kısa bir süre sonra yapılacak olan ve hukuk ve adaletin konuşulacağı, yargının sorunlarının dile getirileceği Adli Yıl açılış törenine rahatlıkla gidebilmenin koşul ve ortamının sağlanması gerekmektedir" dedi.
Ok, yaptığı yazılı açıklamada, Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya ile ilgili olarak basında çıkan haberlere atıfta bulunarak, 'Sayın Yargıtay Birinci Başkanı ve hakim sınıfından bir sayın yönetici ile ilgili olarak basında, medyada yoğunlaşarak süren yayınlar, bu kapsamda açıklanan belgeler, yapılan haber ve yorumlarda yer alan iddialar ve düşünceler üzerine, yargının bağımsızlığı ve saygınlığı, tarafsızlığı ve güvenirliliği, sağlıklı ve düzenli işleyişi, adalet hizmetlerinin kaliteli süratli ve etkin olarak sunumuna ilişkin kimi görüşlerini, basın ve kamuoyu ile paylaşmak gereği duyduğunu kaydetti. Yargı'yı yönlendirecek adaleti etkileme heves ve girişimlerinin var olmaya devam ettiğini kaydeden Ok, bu olgunun dün olduğu gibi yarın da olacağını belirterek, bu bencil ve hak tanımaz girişimlerin sonuç almasına fırsat verilmemesini istedi.
Yargının tam bağımsızlığı önündeki engelin, politik gücün Yargı'yı kontrol etme niyeti ve eğilimi olduğunu savunan Ok, "Bunun en belirgin göstergesi, Yargı erkin yoksun bırakılmasıdır. Tüm bunlara rağmen Yargı adalet özürlü değildir. Ancak ortaya çıkan olaylar gösteriyor ki sayıları az da olsa hakim kimliğine ve etiğine dikkat etmeyenler mevcuttur. Arzu edilen, özlenen bu üstün değerlerin çerçevesi dışına çıkan hiçbir yargı mensubunun olmamasıdır" dedi. Hangi görevde ve makamda olursa olsun Yargı mensubunun karıştığı, içinde olduğu her gizli ilişki ve oluşumun yargıyı yıpratıp, adalete güveni sarsacağını vurgulayan Ok, bu bakımdan hakimin hiç hata yapma hakkı olmadığa dikkat çekerek, hata yapanlar için ise yasalarda bastırıcı düzenlemeler bulunduğunu ifade etti.
"OLAY TÜM YARGI CAMİASINI DERİNDEN ÜZMÜŞTÜR"
Hiçbir kamu görevlisinin her ne yaparsa yapsın, ne pahasına olursa olsun, amirleri ve mesai arkadaşları tarafından korunması ve savunulması gerektiğini düşünmemesi gerektiğini belirten Ok, açıklamasına şöyle devam etti: "Yargıyı yıpratmamak, düşüncesi geçerli olmakla birlikte, kimi durumlarda bundan sıyrılmalıyız. Böyle yapılırsa hakimlik, kimlik ve etiğine baştan sahip olmayan veya sonradan kaybedenler ayıklanırsa yargıya güveni sarsılmaz bir şekilde korumuş oluruz. MİT-Yargıtay-Çakıcı ekseni olarak kamuoyuna sunulan olay, tüm yargı ve Yargıtay camiasını deriden üzmüştür. Hele Susurluk olayını çağrıştıracak bir slogan içinde Yargıtay'ın adına yer verilmesi, son derece üzücü ve camiamızda kabul edilemeyecek tanımlamadır. Yargının değişmez ve vazgeçilmez rehberi, Anayasa, yasalar ve hukuktur. Hakim, bunların ışığında vicdani kanısına göre kararını verir. Bunların dışında karara etkili olacak ikişi, kurum ve unsur düşünülemez. Bu olayla kurumu olarak Yargıtay'ın ilişkisi olmamıştır, olması da düşünülemez. Davanın sonucu da bunu göstermektedir. Ancak Yargıtay'ın seçkin mensularının zor duruma sokuldu uda inkar edilemez. Sürmekte olan yayınların temsilde, saygınlıkta ve inandırıcılıkta zaaf doğurmaması da mümkün değildir. Çok kısa bir süre sonra yapılacak olan ve hukuk ve adaletin konuşulacağı, Yargı'nın sorunlarının dile getirileceği Adli Yıl açılış törenine rahatlıkla gidebilmenin koşul ve ortamının sağlanması gerekmektedir".