Arınç, “Biz bu partinin tüzüğünü, programını yazarken yarışmacı siyaset üslubunu benimsedik. Yarışmacı siyaset. Siyasette kimsenin önü kapalı olmayacak” açıklamasını yaptı.
Arınç, Habertürk’te katıldığı yayında, 3 dönem yasağı nedeniyle milletvekilliği görevi bittiğinde yeniden aday olamayacağını anımsatarak, “AK Parti’ye bağlı kalacağım ama milletvekili ve bakan olmak, belediye başkanı olarak da görev yapma niyetinde değilim” açıklamasını yineledi. Arınç, Erdoğan sonrasına ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yalnız şuna dikkat etmemiz lazım. Türkiye’de siyaset, liderlerin, genel başkanların karizmasıyla, gücüyle beli bir noktaya gelecektir. Bu bizim halkımızın yapısında da var, dünya siyasetinde de var. Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’de bir halk kahramanı olduğunu söylemeliyim. Bu bir genel başkanlığın ötesinde büyük bir liderlik gösterisidir. Herkesin, onun bu dominant faktörü karşısında, özellikle muhalefetin işi çok zor. Eziliyorlar, onunla yarışamıyorlar, onunla başa çıkamıyorlar. Ölümlü ve fani bir hayatın içindeyiz. Sadece bir şahsa bağlı olarak bir iş yürüyecekse, ‘Ağaca dayanma kurur, insana dayanma ölür’ diye bir atasözü var. İnsanlar belli bir noktaya kadar görevlerini yaparlar ama zaman içerisinde kurumsal kimliğin güçlenmesi lazım ki arkadan gelenler onu daha da ileriye götürsünler.
**Öcalan ile de görüşülebilir**
MİT halen görevi başında, gizli servislerin işi de bu işleri takip etmektir. Geçmişte görüştükleri anlaşılıyor. Bugün bile isterlerse görüşebilirler, yarın da görüşmelerini yapabilirler. Bunun dışında 3. kişilerin Öcalan ile görüşmesi kanunen mümkün değil. Eğer bu sürecin içerisinde Öcalan’la görüşerek örgüt üzerindeki nüfuzunu olumlu anlamda kullanmak gerektiğini düşünüyorsa, bu örgütümüz, o teşkilatımız, o gücümüz onu da yapmalıdır, yapabilmelidir.”