YARSAV Başkanı'ndan DTP'lilere uyarı

ANKARA (ANKA) - Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, bazı DTP milletvekillerinin ifade vermeye çağrılmasıyla ilgili olarak, "Anayasa'nın 14. maddesi yürürlükte kaldığı sürece bir hukuk devletinde yasama organı başkanı bile olsa hiç kimse, bu maddeye dayalı mahkeme kararlarının uygulanmasını engelleyemez" dedi.

YARSAV Başkanı Eminağaoğlu, konuya ilişkin bir yazlı açıklama yaptı. Eminağaoğlu, dokunulmazlıklarla ilgili Anayasa'nın 14. maddesinin "hukuka uygun olmasa da Anayasa hükmü olarak yürürlükte" bulunduğunu ifade ederek şöyle dedi:

"Bu maddeden kaynaklanan sorunların çözümü, maddenin görmezden gelinmesiyle değil, yöntemince değiştirilmesiyle olanaklıdır. Anayasa'nın 14. maddesi yürürlükte kaldığı sürece bir hukuk devletinde yasama organı başkanı bile olsa hiç kimse, bu maddeye dayalı mahkeme kararlarının uygulanmasını engelleyemez. Anayasa'ya sadakat içindeki kişiler, Anayasa ve mahkeme kararlarını görmezden gelemezler. Aksi sorumluluk doğuracağı gibi Anayasa'yı her türlü ihlalleri de özendirir. Topluma mesaj verilmek isteniliyorsa bir hukuk devletinde bunun şekli ve yöntemi bellidir. Bu nedenle hiç kimse yargı organlarını hedef haline getirmemelidir."

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, DTP'li bazı vekillerin talimatla ifadelerinin alınması için polis zoruyla mahkemeye getirilmesine karar vermişti.

Mahkeme, Yargıtay 9. Ceza Dairesi kararlarında "terör örgütünün propagandasını yapmak" suçunun Anayasa'nın 14. maddesinde öngörülen "devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmaya yönelik suçlardan olduğu" belirtildiğinden, sanıkların, duruşmaya gelmemesi üzerine, duruşmada zorla hazır edilmesini talep etmişti.

-ANAYASA'NIN 14. MADDESİ-

Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması

Madde 14- (1) Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla, temel hak ve hürriyetlerin kullanılması, durumun gerektirdiği ölçüde sınırlandırılabilir veya durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir.

(2) Birinci fıkrada belirtilen durumlarda dahi, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında, kişinin yaşama hakkına, maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse dinî inançlarını, vicdanî kanaatlerini ve düşüncelerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalara ilişkin hükümler geçmişe yürütülemez; suçluluğu kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.