ANKARA (ANKA) - Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt, vakıf yasasının henüz Meclis'ten geçmemiş olması nedeniyle 100 bin Euro'luk bir apartman için bir Rum vatandaşına İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki bir dava nedeniyle 950 bin Euro ödediklerini kaydetti.
Beyazıt, Fener-Rum Patriği ile de Rum Yetim Erkek Çocukları Vakfı nedeniyle de davalık olduklarını söyledi.
Vakıflar genel Müdürü Yusuf Beyazıt, Genel Müdürlük binasında gazetecilere iftar yemeği verdi. Yemeğin bir benzerini Anadolu Gösterim Merkezi'nde yoksul vatandaşlarla bir araya gelerek yapacaklarını kaydeden Beyazıt, bu iftar yemeğinde müdürlerin garson olacağını ve yoksul vatandaşlara hizmet edeceklerini belirtti. İdarecilerle bu vatandaşların akraba gibi olacaklarını ifade eden Beyazıt, bu kişilerin bir yıl boyunca yoksul vatandaşları gözeteceklerini anlattı.
Beyazıt, 81 ilde 108 bin aileye sıcak yemek servisi, ilçelerde 100 bin aileye kuru gıda yardımı yaptıklarını, pek çok yoksul vatandaşa 240 YTL maaş ve 5 bin lise öğrencisine de (şehit çocuklarıyla öksüz ve yetim çocuklar) aylık 50 YTL verdiklerini kaydetti. Bu sayıyı bu sene 10 bine çıkacaklarını belirten Beyazıt, 4 sene içinde 2 bin 250 vakıf eserini onardıklarını ve açılışlarını aynı anda yapacaklarını açıkladı. Beyazıt, İstanbul'da Süleymaniye, Fatih Sultan Mehmet, Valide Sultan ve Nuri Osmaniye Camilerinin projelerinin geçtiğini ve bu eserlerin aynı anda onarılacağını da dile getirdi.
Şair Sunay Akın ve gazeteci Hıncal Uluç'a teşekkür eden Beyazıt, minaresinin ucunda hokka ve divit olan Defterdar camiinin bu özelliğinin 1997 yılında kaybolduğunu ve Akın ve Uluç'un uyarılarıyla farkına vararak yerine koyduklarını bildirdi. Ahi Çelebi Camii'nin de onarılmakta olduğunu belirten Beyazıt, "Han Duvarları"nın da onarımının yapıldığını ve 2007'nin "Mevlana Yılı" olması dolayısıyla bütün Mevlevi hanelerin de onarılmakta olduğunu bildirdi.
-"27 BİN KAÇAK GAYRİMENKUL TESPİT EDİLDİ"-
Beyazıt, şu ana kadar 27 bin tane kaçak gayrimenkul tespit ettiklerini ve bu gayrimenkullerinin tahliyelerine başlayacaklarını dile getirerek, bu konuda basın mensuplarından da destek istedi.
Beyazıt, "Malını mülkünü çoluğuna çocuğuna bırakmayan, vakfeden insanların mallarını birilerinin yıllarca kullanıyor olmasını benim yüreğim kaldırmıyor" diyerek Vakıflar Genel Müdürlüğü bütçesinin yarıdan fazlasını yatırıma harcadıklarını kaydetti. Beyazıt, "Türkiye'deki bütün eserleri onarmaya talibiz. Hiçbir para sorunumuz yok. Tek sorunumuz mimar ve teknik ekip sorunudur" dedi.
-"YURT DIŞINDAKİ OSMANLI ESERLERİ YIKILAMAYACAK"-
Osmanlı coğrafyasında bulunan bütün Vakıf eserlerinin kamera çekimlerini tamamladıklarını söyleyen Beyazıt, "Bunlardan herhangi biri yıkılırsa hesabını sorabileceğiz" diye konuştu.
Bir gazetecinin "Asaletiniz tasdik oldu, ne hissediyorsunuz'" sorusu üzerine Beyazıt, "Şimdi vebalim daha da arttı. Çünkü maaşımı buradan alacağım. Daha çok çalışmalıyım" yanıtını verdi.
Cemaat vakıflarının hatırlatılması üzerine Beyazıt, yabancı bir ülkede kurulan vakıfların yabancı vakıf olduğunu, yabancıların Türkiye'de kurduğu vakıfların ise yabancı vakıf olmadığını söyleyerek gayrimüslim Türk vatandaşlarının kurduğu vakıfların ise cemaat vakfı olduğunu anımsattı.
-"YASA ÇIKMADIĞI İÇİN 950 BİN EURO KAYBETTİK"-
Vakıflar Yasası'nın henüz çıkmadığı için bazı sıkıntılar çekildiğini belirten Beyazıt şunları söyledi:
"Atatürk büyük bir öngörü yaparak ‘Beyanname verirseniz sizi tüzel kişi yaparız' demiş. 161 kuruluş vakıf olarak değerlendirilmiş, sisteme entegre olmuş. Bunlar bağış kabul etmeye başlamış ancak Kıbrıs çıkartmasından sonra Yargıtay cemaat vakıflarının verdiği beyannamenin vakıfname yerine geçtiğini belirtmek ve bu vakıfların mal almalarına izin vermemiş. Buradaki malların sahiplerine döneceğini söylemiş. Mirasçısı olmadığından bu mallar Hazine'ye geçmiş. Ecevit, Bahçeli ve Yılmaz'ın Hükümeti döneminde 4771 sayılı yasa çıkarılmış. Bunlar cemaat vakıflarına mal alımını serbest bırakmışlar ki çok doğru bir düzenleme yapmışlar. Şu anda hazırlana vakıflar yasasının ise sadece 9 maddesi onaylanmadı. Ama bunlar da Meclis açılınca en yakın zamanda onaylanacak. Şu anda Fener-Rum Patriği ile davalıyız. Eskiden ‘Rum Erkek Yetim Çocuklarını Koruma Vakfı' varmış. Bu daha sonra Osmanlı döneminde mazbataya alınmış. Tapudan geçerken tapu kaydına Patriğin adı yazılmış. Fener-Rum Patriği Bartholomeos diyor ki ‘Bu vakıf bize ait.' Biz ise yetim Rum çocuklarının hakkını koruyoruz. Diyoruz ki ‘Vakfın tapusuna sizin adınızın yazılması bu vakfın sizin olduğu anlamına gelmez. Çünkü devrederken (Burası Rum Erkek Yetim Çocuklarını Koruma Vakfı'na aittir) diye beyanname vermişsiniz. Şu anda iç hukuk yolları tükendi, İnsan Hakları Mahkemesi'ne gittiler. Dava devam ediyor. Ben bizzat takip edeceğim. Buna benzer bir davayı kaybettik. Yasa çıkmış olsaydı kaybetmezdik. Olay şöyle ki, bir Rum vatandaşına ait Beyoğlu'nda bir apartman var. 100 bin Euro'luk apartman için 950 bin Euro para ödedik. Üstelik de mal bir Rum'a geçti. Bile bile şamar yemenin, bu ülkeyi sömürtmenin bir alemi var mı?"