Yaşadıkları yıkıma rağmen hayata tutundular

Marmara depreminin üzerinden 12 yıl geçti. Resmi rakamlara göre 17 bin 480 kişinin ölümüne yol açan felaketin ardında büyük acılar kaldı.
Asrın felaketi olarak adlandırılan depremin üzerinden uzun seneler geçsede gözyaşları dinmiyor. Sakarya'da 7 aylık hamileyken enkaz altında kalan ve eşini kaybeden Hülya Nebilir (43), üç çocuğuna hem annelik hem babalık yapıyor. Çocukları İsmail Can (23), Hümeyra (16) ve depremden iki ay sonra dünyaya gelen ve babasını hiç göremeyen Nihan Yaren (12) sayesinde hayata tutunan anne, depremde aldığı yaraların izlerini taşıyor. Sol tarafını fazla kullanamadığını ve ağır yük kaldıramadığını ifade eden Nebilir, deprem gecesini şöyle anlattı; "Beş katlı apartmanın birinci katında oturuyorduk. Oğlum görümcemin yanındaydı. Kızım ve eşimle birlikte evdeydik. Eşim televizyon izliyordu. Hiç bir şey anlamadık. Duvardan duvara bizi attı. Bina çöktü. Bir baktım kızımın yanındayım yüzüne kapandım. Eşime seslendim ancak yanıt alamadım. Enkazda tekrar tekrar sallandık. Bir üniversite öğrencisi ve komşuların yardımıyla kurtulduk. Allahın yardımıyla mucizeyi gördüm. Eşimin cenazesi 23 gün sonra enkaz kaldırılmadan önce bulundu. Üzerine kiriş düşmüş."
Depremden iki ay sonra zor bir doğum yaptığını kaydeden Nebilir; "Doğumum olağan üstü oldu. Çocuk karnımda yaşam bağından kopmuş. Doktorlar 'yüzde 99 özürlü olur' dediler. Hamilelik 10. ayına girmişti. Doktorlar bile şaşırdı. Kızım babası olmadan dünyaya geldi. Babasının boşluğunu kimse dolduramıyor." dedi.
Depremin ardından hak saihbi olduğu evde üç çocuğuna hem annelik hemde babalık yapan Nebilir; "Gerçekten ateş düştüğü yeri yakıyor. Eşim şehit benim gözümde. 'Acı zamanla geçer' diyorlar ama gerçekten geçmiyor. Çocuklardan güç alıyorum. Onlar bana ben de onlara güç veriyorum." diye konuştu.

45 SANİYEDE SEVDİKLERİNİ VE MAL VARLIĞINI KAYBETTİ
45 saniye süren depremde yaşadıkları 4 katlı binanın yıkılması sonucu anne, baba ve kız kardeşini kaybeden Hüseyin Uzekmek, sevdiklerinin yanında mal varlığını da kaybetti. Çalıştırdıkları fırın, başka bir binanın üzerine devrilmesi sonucu yıkılan Uzekmek, kardeşleriyle birlikte mücadele ederek fırınlarını yeniden çalışır hale getirdi.
Depremde tarifi zor acılar yaşadıklarını anlatan Uzekmek, şunları söyledi; "Depremde annemizi, babamızı ve kız kardeşimizi kaybettik. Bizler de bir kısmınız enkaz altından çıktı. 17 Ağustos sabahında tüm mal varlığımızı kaybettik. 16 Ağustos akşamı bugün ki hesapla 500 bin liralık servet sabah 150 liraya düştü. Cebimde sadece 150 lira vardı. Toparlanmak sorunlu oldu. Ama şu vardı: Adapazarı'nın tekrar ayağa kalkacağını ve eskisinden daha iyi olacağını biliyordum. Dört kardeşimle tekrar işbirliği yaptık. Şu an o gün ki şartlara göre daha iyi, kurumsal olduk. Şu an şirketimiz var. Bir halk ekmek fabrikası ilave ettik. O günleri Allah bir daha yaşatmasın inşalah.