Tüm dünyada bir yılda 17 milyon kişi inme geçiriyor ve 6 milyon kişi de bu hastalık nedeniyle hayatını kaybediyor. Üstelik görülme sıklığı 50 yaş ve sonrasında artsa da inme her yaşta, hatta çocukluk çağında bile gelişebiliyor.
Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Aksu aslında erken dönemde müdahale edildiğinde inmenin yol açtığı kalıcı hasarların önlenebileceğine dikkat çekerek, “Daha da önemlisi, inmenin risk faktörlerini bilmek ve bu doğrultuda önlemler almak bu hastalığın gelişme riskini neredeyse yüzde 50 gibi yüksek oranında düşürebiliyor. Önlenebilir en önemli risk faktörü hipertansiyondur” diyor.
İNME RİSKİNİ ÖNLEYEN ÖNLEMLER
Prof. Dr. Murat Aksu,10 Mayıs Dünya İnme Önleme Günü kapsamında yaptığı açıklamada; inmeyi önleyen 7 kritik öneriyi anlattı, önemli uyarılarda bulundu.
TANSİYONUNUZU KONTROL ALTINDA TUTUN
Hiç kuşkusuz inme riskini artıran en önemli faktör, kan basıncının yüksek olması. Öyle ki İsveç’te yapılan bir araştırmaya göre; inmelerin yüzde 35 gibi önemli bir oranı tansiyon hastalığına bağlı gelişiyor. Bu nedenle yüksek tansiyon probleminiz varsa kan basıncınızın kontrol altında olması için tedavinizi asla aksatmayın, diyetinizde tuz miktarına da dikkat edin.
SİGARADAN UZAK DURUN
Sigara da en önemli risk faktörlerinden biri. Yapılan çalışmalar günde 1 paket sigara içmenin inme riskini 2 katın üstünde artırdığını ortaya koyuyor.
KAN ŞEKERİNİZİ DÜŞÜRÜN
Diyabet damarlarda dolaşım bozukluğuna yol açarak inme riskini artırıyor. Yapılan araştırmalar diyabetin inme riskini 2 kat artırdığını ortaya koyuyor. Bu nedenle diyet ve gerekiyorsa ilaç tedavisiyle kan şekerinizin dengede kalmasını sağlamayı asla ihmal etmeyin.
SPOR YAŞAM TARZINIZ OLSUN
ABD’de yapılan bir araştırma; spordan uzak ve hareketsiz bir yaşamın inme riskini en az yüzde 20 artırdığını ortaya koyuyor. Bunun nedeni ise hareketsiz yaşamın damar duvarlarında bozukluğa yol açması.Haftada en az 3 gün 45’er dakika düzenli tempoda yürümeyi alışkanlık haline getirin.
SAĞLIKLI UYUYUN
Uyku apnesi veya uykuda hareket bozuklukları, uykusuzluk gibi diğer uyku hastalıkları nedeniyle inme riski önemli derecede artıyor. Hem ülkemizde hem de Avrupa Birliği’nde yapılan çalışmalar bunu destekliyor. Eğer sabahları uykunuzu alamamış hissediyorsanız veya gündüz uykuluysanız mutlaka bir uyku hastalıkları uzmanına başvurun.
SEBZE AĞIRLIKLI BESLENİN
Sağlıksız beslenmek de inme riskini artıran etkenler arasında yer alıyor.Hayvansal yağlardan, kırmızı etten ve işlenmiş karbonhidratlardan zengin beslenen kişilerde inme riski sağlıklı beslenen kişilere göre daha fazla. Yapılan çalışmalar sağlıklı beslenmenin inme riskini azalttığını ortaya koyuyor. Bunun için sebze ve meyve ağırlıklı beslenmeli, beyaz eti düzenli tüketmeli ve kırmızı et tüketimini kısıtlamalısınız. Ayrıca çilek, dut, karadut, ahududu ve yabanmersini gibi küçük meyveler de, içerdiği damar koruyucu etkileriyle inme riskini düşürüyorlar.
YÜKSEK KOLESTEROLE KARŞI ÖNLEM ALIN
LDL, bir başka deyişle kötü huylu olarak adlandırılan kolesterol tipinin yüksekliği ile inme riski arasında doğrusal bir ilişki var. Eğer LDL değeriniz yüksek ise diyetinize çok dikkat etmeli ve gerekirse ilaç kullanmalısınız.
FAZLA KİLOLARINIZDAN KURTULUN
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Aksu “Fazla kilolar inme riskini arttırır. Bel çevresi kadınlarda 88 cm’yi, erkeklerde 102 cm’yi aşarsa inme yönünden dikkatli olunması gerekir. Ayrıca bel/kalça oranının da 1’den düşük olması, inme riskini azaltır” diyor.
İNME TEDAVİSİNDE İLK 3 SAAT ÇOK ÖNEMLİ
İnme beyin damarlarındaki tıkanma veya kanama sonucunda güç ve his başta olmak üzere bazı işlevlerin ani kaybı olarak nitelendiriliyor. Kol ve-veya bacakta güç kaybı, his kaybı veya değişikliği, yarım görme veya çift görme, konuşma bozukluğu veya denge bozukluğu inme habercisi olabiliyor. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Aksu bu durumda hiç zaman kaybetmeden bu tedavinin yapılabileceği bir hastaneye başvurmanın yaşamsal öneme sahip olduğu uyarısında bulunarak, “İnmenin ilk belirtileri ortaya çıktıktan sonra ilk 3 saat içerisinde tedaviye başlanması en ideal durumu oluşturuyor. Bazen bu süre 6 saate kadar uzatılabiliyor. Ancak akılda tutulması gereken şey, belirtiler başladıktan sonra, başka hiç bir şeyle oyalanılmadan doğrudan hastaneye başvurulması gerektiği” diyor.Erken müdahale edildiğinde beynin beslenmesinde problem oluşturan pıhtı ortadan kaldırılabiliyor, böylece felç, konuşma, denge bozukluğu gibi kalıcı hasarlar önlenebiliyor.
İNME (FELÇ) NEDİR?
İnme (beyin krizi), beyni besleyen atardamarların tıkanması sonucunda kişinin hareket, his veya algılama fonksiyonlarından bazılarını ani kaybetmesidir. Konuşma, hafıza, hareket, görme, duyma gibi değişik fonksiyonlarımız, beyinimizin farklı bölgeleri tarafından gerçekleştirilir. Bu fonksiyonları yerine getirebilmek için gerekli enerji (oksijen ve şeker), beyine kan ve atardamarlar yoluyla taşınır. Atardamarlardan birinin tıkanması, o damarın beslediği bölgede beyinin fonksiyonlarını kaybetmesine neden olur. Ve bu tıkanıklığın süresi belirli bir kritik seviyeyi aşarsa, beyinde oluşacak hasar kalıcı hale gelir. Beyin krizi (inme) sırasında aşağıdaki şekiyetlerden bir veya birkaçı görülebilir:
İNME (FELÇ) BELİRTİLERİ
Vücudun yarısında (yüz, kol ve bacak) his ve kuvvet kaybı (felç)
Konuşamama veya konuşma güçlüğü
Konuşulanları anlayamama
Tek gözde ani görme kaybı
Çift görme
Baş dönmesi ve dengesizlik
Başağrısı
Bulantı-kusma
İnme’ye neden olan damar tıkanıklığının belirli kritik bir süreyi aşması durumunda bu şikayet ve bulgular kalıcı olur. Kritik zaman aralığı içinde acil tedavisi greçekleştirilen hastalarda, şikayet ve bulguların hepsi veya bir kısmı geriye dönebilir. Bu nedenle kendisi ve yakınlarında benzer belirtiler başlayan kişi, vakit kaybetmeden ambulans servisini arayıp, acil tıbbi yardım istemelidir.