Doğanşehir İlçesi’ne bağlı Sürgü Kasabası’nda bir davulcu ile Alevi vatandaşlara arsında yaşanan olaya yeni bir boyut kazandırıldı
Evli ailesinin avukatından ‘Kışkırtıcı’ açıklamalar;
29-30 Temmuz gecesinde Malatya’nın Doğanşehir İlçesi’ne bağlı Sürgü Kasabası’nda bir davulcu ile Alevi vatandaşlara arsında yaşanan olaya yeni bir boyut kazandırıldı. Ailenin avukatlarından Ali Hamamcı, yaşanan olayın bir vahşet ve soykırım girişimi olduğunu düşündüklerini söyledi.
Günlerdir kamuoyunu meşkul eden Sürgü Kasabası’ndaki davulcu olayı son 2 gündür bölgede gerek Malatya Valisi Ulvi Saran, gerek milletvekilleri ve gerekse de sivil toplum kuruluşlarının sağ duyulu yaklaşımları sonucunda nispeten sakinleştirilirken, ailenin avukatının yapığı basın açıklaması yenilir, yutulur tipten değil. Avukat Ali Hamamcı, Gazeteciler Cemiyeti’nde yaptığı açıklamada bu olayın bir soykırım ve katliam girişimi olduğunu belirterek, olayların yaşanmadan önce gündüz saatlerinde bölgedeki güvenlik güçleri tarafından bilindiğini öne sürdü.
“AİLE BİREYLERİ KORKUDAN ALTLARINA İŞEMİŞLER”
Ailenin avukatlarından Ali Hamamcı, olayın yaşandığı gece evin büyük bireylerinin bile altlarına işediklerini ifade ederek; “Aile bireylerinin ve özellikle de çocukların psikolojik olarak bir travma geçirmişlerdir. “29-30 Temmuz gecesi yaşanan olay anında evin büyük bireyleri bile korkudan altlarına işemişler. Bu, insanın korkudan hayvanlaşmasıdır. Dışarıdakiler hayvan değilse, içeridekilerin hayvanlaşması mümkün olmaz” ifadelerini kullandı.
“GÜVENLİK ZAAFİYETİ VAR, OLAYLA İLGİLİ TEK KARE RESİM YOK”
Hamamcı, olayla ilgili olarak yaptıkları müracaatlar ve araştırmalar sonucunda tek bir kare ve görüntü elde edemediklerini ifade etti. Olay anında yaşananlar ile ilgili olarak gerçekten bir kare resim olmaması durumunda bu olayı onların yaptıklarına inanacaklarının altını çizerek; “Güvenlik zafiyetinin olduğunu gördük biz. Olayın yaşandığı gece iftardan sonra ilçenin jandarma komutanı ve yerel yetkililer aileyi ziyaret ediyor ve aynı gece evlerinin basılacağını söylüyor. Siz rahat olun biz sizin güvenliğinizi alacağız diyorlar. Sürgü merkezde toplanan gurup yaklaşık 20 dakika yürüyerek ailenin evine geliyor, her hangi bir müdahale yok, insanlar rahatlıkla slogan atabiliyor ve evi taşlayabiliyor. Soruşturma dosyasında olayla ilgili tek bir kare resim bile yok. Görüntü yok. Bize bunu şu şekilde açıklıyorlar; biz o anda topluluğun resmini çekmek yerine önceliği aileyi korumaya verdik.
Herkes takip ediyor. En ufak sosyal bir olayda bile polis ve jandarma görüntü kaydını yapar. Fotoğraf çeker. Eğer bu görüntü kaydı yoksa gerçekten, biz bu olayı bu görüntü kaydını yapmayanlar tarafından organize edildiğini var sayarız” ifadelerini kullandı.
“BU İLKEDE KİMSE ALEVİ KÜRT YA DA TÜRK KÜRT ÇATIŞMASI YARATMAK İSTEMİYOR”
Avukat Ali Hamamcı, bu ülkede kimsenin Alevi Kürt yada Türk Kürt çatışması yaratma çabası içerisinde olmadığını ifade ederek; “Aileye yönelik alevi Kürt çatışması çıkarmak istiyorlar kendi suçlarını bastırmak için şeklinde bir itham var. Ne ailenin ne de Sürgü’lülerin böyle bir derdi yok arkadaşlar. Bu ilkede kimse alevi Kürt ya da Türk Kürt çatışması yaratmak istemiyor. Bunu o gurubu toplayanlar ve o gurupta yer alanlarda aramak gerekiyor. Olayı yaşayan aileyi suçlu göstererek eve yürüyen ve yakma teşebbüsünde bulunan 500 kişiyi masum göstermek çok daha vahimdir.
Olay sonrasında akrabalarının yanına gönderilen çocuklar ile ilgili olarak ta soruları cevaplandıran avukat Ali Hamamcı, ailenin bu konuyla ilgili bir girişiminin henüz olmadığını söyledi. Bunun bir vahşet, bir soykırım ve bir katliam girişimi olduğunu düşünüyoruz. İçişleri Bakanlığı, olaya müdahale etmekte geciken Jandarma ve soruşturmayı geciktirerek başlatan adli makamlar hakkında Doğanşehir’de suç duyurusunda bulunduk. Biz bu olayı Türk Ceza Kanunu’nun 77’nci maddesinde düzenlenen ‘İnsanlığa karşı bir suç olduğunu’ düşünüyoruz. Bu kapsamda değerlendirilmesini düşünüyoruz” dedi.
AİLE ARTIK KONUŞMAYACAK
Olayla ilgili olarak yaşanan gelişmeler nedeni ile ailenin artık konuşmayacağını ifade eden Avukat Ali Hamamcı; “Aile ile yapılan görüşmelerde büyük bir bilgi kirliliği yaratılıyor. Bilgi kirliliğinin önüne geçebilmek için aile konuşmayacak artık ve onların yerine gerekirse sizlerle biz konuşacağız. Doğanşehir Cumhuriyet Savcılığı tarafından olayla ilgili açılan dava ‘Mala Zarar Verme’ davasıdır. Olayı bu kadar küçümsemek ve sıradan bir olay gibi görmek, bu evin içindeki 15 kişiyi mal olarak değerlendirmek, yaşanan olaydan daha vahimdir.
Aile ile yaptığımız görüşmelerde tehditlerin hala devam ettiği yönde tehditler alıyoruz. Jandarma evin etrafından çekilirse biz evi yakacağız, jandarma kaç gün daha burada kalacak şeklinde söylemlerle aile hala tehdit ve rahatsız ediliyor. Bunun da bilinmesini istiyoruz.
Geçmişe baktığımız zaman bu tip olaylar var ve biz bu olayları insanlar öldükten sonra önemsiyoruz. Sürgü’de insanların ölmesi mi gerekiyor? Bunu mu bekliyoruz” ifadelerini kullandı. Haber-Fotoğraf: Gürhan SELAN/MALATYA
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz