Yaşar Üniversitesi'nin Marifetli Öğrencileri!

Her geçen gün pahalanan hayat şartları unutulan tasarruf yöntemlerini hatırlattı. Hem çevre farkındalığına hem de sürdürülebilirlik kavramına dikkat çekmek isteyen Yaşar Üniversitesi öğrencileri bayat ekmekten kraker, samandan tuğla, eski kıyafetten çocuk kıyafeti gibi anneannelerimizden kalma birbirinden ilginç tasarımlara imza attılar.SAĞDUYULU TASARIM PROJESİYaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım Yüksek Lisans Programı dersi kapsamında “Sağduyulu Tasarım” projesi geliştirildi. Yeteneklerini tasarım bilgileriyle birleştiren öğrenciler hem doğa dostu hem de geleneksel tasarruf yöntemlerini hatırlatan projeler sundular. Aralarında yabancı öğrencilerin de yer aldığı projelerde dünyadaki tehdit altındaki doğal güzelliklere de dikkat çekildi. Projelerin hem çevre farkındalığını artırmak hem de bilinç yaratabilmek amacıyla hazırlandığını belirten Yaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Endüstriyel Tasarım Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mine Ovacık, “Projeler, yüksek lisans öğrencilerinin sanat ve tasarım alanında, sosyal, çevresel, etik ve sürdürülebilirlik konularında farkındalığını artırarak; bu alanda sorumluluk düşüncesini geliştirip çözümler üretebilmeleri için hazırlandı” dedi.HEPSİ ATILMAKTAN KURTULDUEda Gökdağ; Bayat Ekmek Geri Dönüşümü ile Türkiye’de 1 yılda israf edilen 2,1 milyar ekmek miktarına dikkat çekmek amacıyla bayat ekmeklerin geri dönüşümü sağladı. Atık ekmeklerden elde edilen krakerler hem lezzetiyle hem de hem de görünümüyle büyük beğeni kazandı.Tülay Gümüşer; Anneden Çocuğa Giysiler projesiyle tekstil ürünlerinin hızlı tüketildiğine vurgu yapmak amacıyla ‘yavaş moda’ kavramı geliştirildi. Annelerin kullanmadıkları giysiler tasarım ve dikiş hileleriyle çocuk kıyafetlerine dönüştürüldü. Ortaya 0-3 yaş grubu çocuklar için birbirinden şık ve kullanışlı kıyafetler çıktı.Amama Farooq; Toprak Anısına adlı çalışmasıyla hiçbir kimyasal maddeye yer vermeden yalnızca killi toprak ve saman kullanılarak tuğla tasarladı. Toprak kirliliğine vurgu yapmak amacıyla da doğa sevgisine vurgu yapan sözcükler tuğlalara kazındı.Çisem Oğuzhan ise; Yeşil Çatı ile kuş evleri ve tüneklerinden esinlenerek yeşil çatılar tasarladı. Yapaylıktan uzak durarak çatı malzemesi olarak yalnızca kaktüs ve çeşitli bitkiler kullanıldı. Böylece hem bitkiler hem de hayvanlar için bir yaşam alanı oluşturulurken estetik bir tasarıma ulaşıldı.Mehmet Emin Dinç de E-Atık Zaman Makinası projesiyle atık elektrikli ve elektronik eşyaların konut ve işyerlerinden sağlıklı bir sistem ile toplanmasını içeren ve 2012 yılında yürürlüğe giren Atık Elektrikli ve Elektronik Eşyaların Kontrolü (AEEE) yönetmeliğini hatırlatmak amacıyla tasarlandı. Kampüs içine yerleştirilen el arabası şeklindeki zaman makinası içinde bozulan elektronik cihazlar toplandı. Böylece ‘değiş-tokuş’ mantığı ile bozuk olan elektronik bir cihazın tamir edilmesinde yedek parçaya ihtiyacı olanların bu e-atık zaman makinasını kullanmaları teşvik edildi.Ali Hosseinzadeh Forsi ise; Haydi Urmia Gölünü Kurtaralım projesiyle, İran’ın kuzeybatısında yer alan ve tıbbi tedaviler için kullanılan Urmiye Gölü’nü bekleyen tehlikelere dikkat çekmek istendi. Baraj inşaatı nedeniyle zor günler yaşayan göl için origami yöntemiyle bir zamanlar göl kenarında yaşayan kuşlar ve insanlar sembolize edildi.