Yasemin Yalçın, Armağan Çağlayan'ın YouTube kanalına konuk oldu. Başarılı tiyatro geçmişi ve tiplemeleriyle ilgili konuşan Yalçın, "Sürahi Hanım ile Alican'ı oynadığımda aynı yaştaydım" dedi.
"Pandemi bana zor gelmedi. Bir at çiftliğimiz var uzun yıllardır, orada çok güzel vakit geçirdik. Özlediğimiz şeylerdi. Ağaçları sevdik, hayvanları sevdik. Silivri'de orman içinde. İn cin top oynuyor. 15 tane de köpeğimiz var... Çocuklar İstanbul'da evde kaldılar. "
"Seda Sayan ile sınıf arkadaşıyız. Çok güzel sesi vardı. Benim sesim her şeye giderdi. O muhteşem sanat müziği söylerdi. Bir yanım şarkıcıdır. Ara ara hala görüşüyoruz."
"Konservatuara girdiğimde Yeşilçam durmuştu. Bir gün annem 'kızım konservatuarı kazandı oyuncu olacak' dedi, komşu 'sahi mi yaa' dedi. Kalbim tiyatroyu seçti ama bin pişman olduğum dönemler oldu. Müzisyen olmayı başka bir tarafa koyarım ama bir yanım şarkıcı. 'Yasemince' çok tuttu. Hangi kanala gitsem 'Yasemin Hanım bu çok iyi tuttu, bozmayalım' dediler. Başka bir şey yapmamız mümkün olmadı."
"Ben sadece Yıldız Hoca'nın öğrencisiyim. İlyas ile aynı okuldaydık. Aramızdaki aşk meşk de o zaman başladı zaten. Sonra İlyas Mimar Sinan Üniversitesi'ne geçti. Müşfik Kenter'den ders aldı. Onlar baba oğul gibiydi. Ayakkabısını boyamışlığı vardır..."
"Sürahi Hanım ile Alican'ı oynadığımda aynı yaştaydım. Farklı zamanlarda çekilmedi bunlar. Sürahi Hanım'ı canlandırıp, sonra üstümü çıkarıp Alican'ı oynuyordum."
"İkinci kızıma hamileyken Şuayip karakterini oynadım. Bütün hormonlarım farklı çalışırken oynamak çok zordu. Psikolojim bozulmaya başlamıştı. Birine bakmam gerekirse kendi arkadaşlarımı çağırırdım. 'Gel kız sana bakayım' derdim."
"90'lı yıllarda magazin çok acayip bir şeydi. Biz bu kazanda yok olmayı tercih ettik. Bodrum'da bir evimiz var. Bodrum'u da görmüyoruz gittiğimizde. Güvercinlik'te sekiz kilometre içeride. Arkadaşlar geldi, Türkbükü de şimdiki gibi değil. Hiç gazeteci gelmez. İlk defa gittik. Hamileyim, etekli de bir mayo giymişim. Muhafazakar demeyeyim ama mutaasıp bir tarafım vardır. Dikkat ederim. Tam kalkacağız, yanımızda yatan biri 'İlyas Bey sizi çekiyorlar' dedi. Pozsa ben veririm zaten buna ne gerek var. Büyük bir badire atlattım. Yutkunma yetimi kaybettim. Son zamanlarımda 80 kiloydum. 6 ayda 50 kiloya düştüm."
"Hastaneye gittim. Yoğurt gibi yumuşak şeyler yiyorum. Doktora gittim benim neyim var diye. Psikolojim alt üst oldu. Çok ah ettim. Tövbe de demeyeceğim. Savaş Ay var o zaman, onun programı, gazeteciler falan... Yanında bir kişiyi almaksızın... Ben de evden izledim. Acılarımı size anlatamam. Ben mayo- bikiniyle haber olmak için mi oyuncu oldum yahu!"
"Bende fibromiyalji var ama 'boyundan aşağısı tutmuyor' dediler. 'Öldü' dediler. 'Nihayet öldü' dediler. Böyle şey olur mu? İnternet medyasında yazdılar. İnanılmaz şeyler oluyor reyting adına. Ben ağaca çıkıyorum. Ceviz ağaçları dikiyoruz. İyiyim. Hastalığım bu raddede değil."