Astım, daha çok bir çocukluk ve gençlik çağı hastalığı olmakla birlikte, bazen ilk belirtilerini ileri yaşlarda da verebilmektedir.
Son 20 yılda astımlı hasta sayısındaki genel artış yanında, ortalama insan ömrünün de giderek uzamakta olduğu da hesaba katıldığında, astımın ileri yaştaki kişilerde önemli bir sağlık problemi olarak her geçen yıl daha çok karşımıza çıkacağı beklenmektedir. Araştırmalara göre, yaşlılarda astım tanısı zordur ve tedavisi de çoğu zaman eksik yapılmaktadır. Oysa, erken tanı ve uygun ilaçlar ile hastalığı çocuk ve gençlerde olduğu gibi tam olarak tedavi etmek pekalâ mümkündür.
YAŞLIYIM, AMA İHTİYAR DEĞİLİM ! Yaşlanmak doğal bir olay. Bundan kaçış yok. Fakat, ihtiyarlayıp ihtiyarlamamak bizim elimizde. Peki kim yaşlı, kim genç ? Yaşlı deyince Amerika ve Avrupa’ lılar 70’ ine merdiven dayamış olanları, yani 65 yaş üzerindekileri kastederler. Türkiye’ de ortalama insan ömrü bu ülkelere göre daha az olduğundan, ülkemizde yaşlılık sınırının 60 yaş olarak kabul edilmesi daha doğrudur. 78 yaşındaki babam ‘Yaşlıyım, ama ihtiyar değilim‘ der. Doğru söyler, güzel konuşur. Keşke, bu söz herkese nasip olsa.
YAŞLILARDAKİ ASTIMIN TİPLERİ
A tipi: Çocukluğundan (gençliğinden) beri astımı olduğu bilinen ve hastalık belirtileri ileri yaşlarda da devam eden hastalar
B tipi: Çocukluğunda (gençliğinde) astımı olan, fakat daha sonra hastalık belirtileri uzun yıllar tamamen kaybolup ileri yaşlarda tekrar ortaya çıkan hastalar
C tipi: Astım belirtileri ilk kez ileri yaşlarda ortaya çıkan hastalar.
YAŞLANMANIN AKCİĞERLERE ETKİSİ Yaşlanma vücudun tüm diğer organları üzerine olduğu gibi akciğerlere de önemli etkileri vardır. Yaşlandıkça akciğerler ve göğüs kafesinde bir çok anatomik ve fizyolojik değişiklik ortaya çıkmaya başlar. Bunlar içinde en önemlisi göğüs kafesinin yuvarlaklaşarak adeta bir fıçı şeklini almaya başlamasıdır. Fıçı şeklini almış göğüs kafesinin genişlemesi daha zordur. 20 yaşlarında 5 litre olan akciğer hacmi, 60 yaşından sonra 4 litrenin altına düşer.
Yaşlanmanın asıl önemli etkisi, akciğer dokusu içindeki elastik liflerin azalmaya başlaması ve hava keseciklerinin genişlemesidir. Bu durumu yaşlılık amfizemi diye nitelendirebiliriz. Amfizemli akciğerlerin esnekliği azalır ve normal bir solunum sonunda akciğer içindeki hava miktarı artmış olur. Hava yollarındaki direncin artmış olması yanında kanın oksijenlenmesi de yeterince yapılamaz. Bu etkiler, sigara içmiş kişilerde çok daha büyük boyutlarda ortaya çıkar.
YAŞLANMA VE ALLERJİ
Astımlı çocukların %90 kadarında allerjik faktörlerin rolü var iken, yaşlılardaki astımda allerjik faktörler daha az önemlidir, fakat yine de bunların ¾’ ü atopik özelliğe sahiptir.
Allerjik hastalıkların tanısında kullanılan en değerli tanı yöntemi olan deri testleri en yüksek reaksiyonları, 30 yaş civarında gösterirken, bu reaksiyonlar 50 yaşından sonra hızla azalmaya başlar. Yaşlılar allerjenlerle karşılaşmaya devam ediyor olsalar bile deri testleri giderek zayıflama eğilimi gösterir, ama yine de yaşlı astımlıların %50’ sinin deri testlerinde en az bir allerjene karşı duyarlık saptanır.
Bunlara paralel olarak, en yüksek 10 yaş sularında rastlanan IgE düzeyleri de, 20 yaşından sonra azalmaya başlamaktadır. Bundan dolayı da, atopik olsalar bile, yaşlılarda IgE düzeyleri normal sınırlarda bulunabilir.
ASTIM NİNELERİ DAHA ÇOK SEVİYOR Yaşlılarda astım kadınlarda erkeklere göre neredeyse iki misli daha görülür. Bir araştırmada 65 yaşın üzerindeki kişilerde astım erkeklerin %3.8 ‘inde saptanırken, bu oran kadınlarda %7.1 olarak belirlenmiştir.
Muayenehanemde takip ettiğim hastalara baktığımda, bu değerlerin ülkemiz içinde geçerli olduğu kanısına varıyorum.
Dedeler sevinsin! Astım, tonton ninenleri daha çok seviyor.
ÖKSÜRÜRKEN ALTIMA KAÇIRIYORUM
Yaşlılarda astımın belirtileri genel olarak diğer yaşlardaki astımlılardan farklı değildir. Öksürük, daha çok geceleri ortaya çıkan ve hastaları en çok üzen belirtidir. Öyle ki, bazı nineler öksürürken idrarını kaçırır, bazıları ise öğürüp kusarlar.
Astımlılar genel olarak balgam çıkarmakta zorlanırlar: ‘Balgamım var, ama çıkaramıyorum. Bir çıkarsam nefesim de rahatlıyor, hırıltım da geçiyor .. ‘ sözleri yaşlı astımlılardan en çok duyduğumuz sözlerdir.
Kendileri hemen söylemeseler de, dikkatle soruşturulduğunda bir çok hastada eforda nefes darlığı vardır. Nefes darlığı tanımlamayan bazı yaşlıların, nefes darlığını yorgunluk olarak da tarif edebileceklerini, bazılarının da nefes darlığını algılamalarının daha zor olabileceğini hatırlatalım.
ASTIM KRİZİNİN NEDENLERİ
Yaşlılarda astım krizlerinin en önemli nedenler şunlardır:
-İlaçlar: Kalp, hipertansiyon, glokom (göz tansiyonu) tedavisinde kullanılan ilaçlar ile aspirin, ağrı kesiciler ve romatizma ilaçları...
-Solunum yolları infeksiyonları
-Egzersiz
-Reflü (Mide sıvısının yemek borusuna kaçması)
-Kronik sinüzit
-Gıda katkı maddeleri
TANI İÇİN NELER YAPILMALI ?
Yaşlılarda astım tanısı koymada aceleci olunmamalı,diğer hastalıklarla karıştırılmaması için en azından aşağıdaki incelemeler mutlaka yapılmalıdır: Akciğer röntgeni, Solunum fonksiyon testleri, allerjik deri testleri, EKG.
Bunların dışında, özel durumlarda akciğer tomografisi(HRCT), sinüslerin tomografisi, ayrıntılı solunum fonksiyon testleri (reversibilite, difüzyon, provokasyon...testleri), kan biyokimyası...gibi incelemeler de gerekebilir.
ASTIMLA KARIŞAN HASTALIKLAR Yaşlılarda astımla karışan hastalıkların en önemlileri şunlardır: KOAH (Kronik bronşit, amfizem), bronşektazi, akciğer ambolisi, üst solunum yolları hastalıkları, enfeksiyonlar, kalp hastalıkları (kalp yetersizliği, kalp kapak hastalıkları),
mide hastalıkları
GELELİM TEDAVİYE
Yaşlılarda astım tedavisi gençlere göre daha zordur. Bunun pek çok nedeni vardır:
Yaşlılarda astım tanısı daha zordur ve genellikle de başka tedavilerden sonuç alınamadığında astım akla gelir.
Yaşlıların astımı gençlere göre daha kronik olma eğilimindedir.
Bir çok yaşlının, göğüs hastalıkları uzmanı yerine pratisyen, iç hastalıkları uzmanı tarafından izlenmeleri tedavini başarılı olma şansını azaltır.
Yaşlılarda ilaçlara cevap gençlerdeki kadar iyi değildir.
Yaşlılarda ilaç yan etkileri daha sık ve fazla görülmesi tedavinin tam yapılamamasına yol açar.
Bir çok yaşlıda birlikte başka hastalıklar da vardır. Bu farklı hastalıkların tedavileri birbirlerini olumsuz etkileyebilir.
Bir çok yaşlı yalnız yaşar ya da kendisiyle yakından ilgilenen kimsesi yoktur; bu yüzden tedavisini gerektiği gibi sürdüremez.
Yaşlıların, astımda çok önemli olan inhalasyon tedavisine (ilaçların solunum yoluyla uygulanması) uyumları azdır. Pek çok hasta sprey şeklindeki ilaçları kullanmak istemez veya kullananların çoğu da bunu kurallarına uygun kullanamadığından tedavi beklenildiği kadar etkili olamaz.
SONUÇ
Sürekli doktor kontrolü altında olun.
İlaçları ve dozlarını doktorunuz ayarlasın.
Allerjenlerden ve irritanlardan uzak durun.
Sigara içmeyin, dumanaltı olmayın.
Grip aşısı olun.
İlaçlarınızı düzenli olarak ve doktorunuzun istediği şekilde kullanın.
Yan etki hissederseniz hemen doktorunuzu arayın.
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi