Yaşlılıkta önem taşıyan başlıca 5 vitamin bulunduğunu belirten Öztürk, bunları şöyle sıralaladı: “B12 vitamini, kalsiyum ve fosfor, Omega-3 yağ asitleri, çinko ve D vitamini.”
Yaşlılıkta önemli rol oynayan vitamin ve mineraller hakkında önemli bilgiler veren Diyetisyen Öztürk, B 12 vitamininin, kalp-damar sağlığının korunması, kan hücrelerinin yapımı, zihinsel fonksiyonların sürdürülmesi, karaciğer hastalıklarından korunma ve sinir sistemi fonksiyonlarının sürdürülmesinde çok önemli olduğunu ifade etti. Öztürk, et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, balık ve yumurtayı B12 vitamininin yer aldığı besinler olarak sıraladı.
Kalsiyum ve fosforun kemik ve diş sağlığının korunması, kemik erimesinin önlenmesi, kasların güçlenmesi, sinir sisteminin çalışması için önemli olduğuna dikkat çeken Öztürk, “Kalsiyum ve fosfor, süt ve süt ürünleri, badem, fındık, soya fasulyesi, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, tarhana, pekmez, tahin, kılçığı ile yenilebilen balıklar, kalsiyumla zenginleştirilmiş besinlerde bulunuyor. Omega-3 yağ asitleri ise kalp-damar sağlığının korunmasında, şişmanlıktan korunmada, eklem iltihaplanmalarından korunmada önemlidir. Bulunduğu kaynaklar arasında, balık, balık yağı, su ürünleri, kolza, keten tohumu yağı, yeşil yapraklı sebzeler geliyor. “ şeklinde konuştu.
Çinkonun bağışıklık sistemini güçlendirdiğini, hastalıklara karşı direnç geliştirdiğini, unutkanlık ve bunamadan koruduğunu dile getiren Gülay Hamzaoğlu Öztürk, yağsız kırmızı et, karaciğer, süt, peynir, yumurta, deniz ürünleri, fındık, ceviz, muz, tam tahıllar, kuru baklagillerin çinko bakımından zengin besinler olduğuna dikkat çekti.
D vitaminin eksikliğinde birçok eklem probleminin ortaya çıktığını vurgulayan Öztürk, ileri yaşlarda kan düzeyinizdeki D vitamininin kontrol edilmesi gerektiğini işarete etti. Öztürk, güneş ışığı, balık, yumurta, sıvıyağlar, yeşil sebzelerin D vitamininin kaynakları olarak sayılabileceğini aktardı.
Yaşlanmayla beraber vücutta bazı değişikliklerin oluştuğunu belirten Öztürk, yaşlı insanların diyetlerini düzenlerken yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “Sindirim güçlüklerini önlemek için öğün sayısı artırılırken, öğünlerde yenen miktar azaltılmalıdır. Böbrek yükünü azaltmak için sıvı miktarı artırılıp, tuz miktarı azaltılmalıdır. Alkol, kemik oluşum hücrelerini harap edip, kalsiyum emilimini bozduğundan dolayı tüketilmemelidir. Doğru pişirme yöntemleri öğrenilmeli ve uygulanmalıdır. K vitamininden zengin (lahanalar, marul, kıvırcık, turp, şalgam) gıdalar ile beslenmede çeşitlilik sağlanmalıdır. Fiziksel aktivite kemik kaybını önlediğinden dolayı, düzenli olarak aktivitede bulunulmalıdır. İdeal vücut ağırlığı korunmalıdır. Oluşabilecek sağlık problemlerini önlemek adına zayıflıktan ve şişmanlıktan kaçınılmalıdır. Vücuda yeterli miktarda su ve sıvı alınmalıdır. Aşırı çay, kahve, gazlı içeceklerden, aşırı miktarda acıdan ve baharattan uzak durulmalıdır. Haftada 2 defa balık tüketilmeli, kurubaklagil yemeklerine önem verilmelidir. Kemik sağlığı açısından son derece önemli olan D vitaminini sağlamak adına, güneş ışınlarından uygun şekilde ve düzenli olarak yararlanılmalıdır. Çünkü D vitaminin en iyi kaynağı güneştir. (CİHAN)