Yassıada Mahkemesi, DP'li Vekili Varsayımla Suçlamış

Üzerinden 52 yıl geçen 27 Mayıs darbesiyle ilgili yeni bilgiler gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. İdamla yargılanan dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın avukatlarından Yılmaz Şahinalp, davalarda mahkeme reisinin sanıkları varsayımlara dayanarak suçladığını ileri sürüyor. Şahinalp, bu iddasını tanık olduğu şu olaya dayandırıyor: "Dava görülürken mahkeme reisi, Demokrat Parti vekillerinden Selahattin İnan’a ‘Kırşehir’in ilden ilçeye çevrilmesi mevzuunda siz ne oy verdiniz’ diye sordu. İnan, ‘Ben o gün yapılan toplantıda yoktum’ cevabını verdi. Mahkeme reisi, ‘Siz orada bulunsanız müspet oy verirdiniz.’ dedi."

Türkiye'nin demokrasi tarihinde kara bir sayfa olarak duran 27 Mayıs darbesinin tanıklarından dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın avukatı Yılmaz Şahinalp, idam talebiyle açılan davalarda hükmün çok önceden verilmiş olduğunu gördüğünü söyledi. Mahkemede Bayar’ı savunan avukatlar arasında yer alan Şahinalp, hüküm vermek için yargılama esnasında varsayımlara dayanıldığını ifade etti. Özellikle Demokrat Parti (DP) vekillerinden Selahattin İnan’ın sorgusunu unatamadığını aktaran Şahinalp, İnan’ın mahkeme reisi ile diyalogunu şöyle aktardı:

"Dava görülürken mahkeme reisi, İnan’a ‘Kırşehir’in ilden ilçeye çevrilmesi mevzuunda siz ne oy verdiniz’ diye sordu. Buna mukabil ‘Ben o gün yapılan toplantıda yoktum’ cevabını aldı. Mahkeme reisi, ‘Siz orada bulunsanız müspet oy verirdiniz.’ dedi. İnan da ‘Tevfiği bende bırakıyorsunuz, keramet sizde kalıyor’ göndermesini yaptı."

27 Mayıs sonrasında Celal Bayar ve Adnan Menderes dâhil pek çok DP’linin Yassıada’da anayasayı ihlalle suçlandığını vurgulayan Şahinalp, mahkeme heyetinin sanıklara söz hakkı vermediğini, mahmeke esnasında da hakaretvari bir dil kullandığını ifade etti.

"DAVALI YAKINLARI ALANMADI AMA YASSIADA’YA BİNDİRİLMİŞ KITALAR GÖNDERİLDİ"

Yılmaz Şahinalp, o zamanlar Yassıada’ya gidişler için irtibat bürosundan izin alınması gerektiğini aktarırken; “Burada ‘sanıkların ailelerinin ve çok yakınlarının mahkemelere katılacağı’ mecburiyet olarak konuldu. Hâlbuki bunlar ülkeye, bir partiye mal olan insanlardı. Onları sevenler; onlara hayran olanlar vardı. Nedendir bilmiyorum, onları görmeyi dileyenlere müsaade edilmiyordu. Bunun yanında Yassıada’ya bindirilmiş kıtalar halinde yuh çekecek ya da Bayar, Menderes ve arkadaşları aleyhine protesto yapacaklar davet ediliyordu." diye konuştu.

6-7 Eylül davalarına da değinen Yılmaz Şahinalp, bu konuda da şunları söyledi:

"Malum, bir de 6-7 Eylül davaları söz konusuydu. 6-7 Eylül’ün adeta iktidar tarafından organize edildiği iddia ediliyordu. Hâlbuki iktidarlar, ülkede bir olayın çıkmasını, bir nümayiş olmasını aklından geçirmez. Diktatör de olsa demokrat da olsa idareciler bir ülkede sükûnetten yanadır. Çünkü o cins olaylar mutlaka iktidara fatura edilir.