YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

"yayın yasağı koyan hâkimlik, kanunda olmayan bir yetkiyi kullanmıştır"

  İSTANBUL, Açıklamada şu görüşler savunuldu, "KARAR VE UYGULAMALARI, KAYGI VE İBRETLE İZLEMEKTEYİZ" Yeni oluşturulan Sulh Ceza Hâkimliklerinin bir takım karar ve uygulamalarını kaygı

İSTANBUL, Açıklamada şu görüşler savunuldu,

"KARAR VE UYGULAMALARI, KAYGI VE İBRETLE İZLEMEKTEYİZ"
Yeni oluşturulan Sulh Ceza Hâkimliklerinin bir takım karar ve uygulamalarını kaygı ve ibretle ama şaşırmaksızın izlemekteyiz. Bunun en son ve vahim örneği, Ankara 7.Sulh Ceza Hâkimliğinin, yolsuzlukları soruşturan Meclis Soruşturma Komisyonunun çalışmaları ile ilgili haberler bakımından yazılı ve görsel basına getirdiği ve hukuki dayanağı olmayan yasaktır. Bu yasağı bizzat Komisyonun talep etmiş olması ise kaygıyı ve vahameti artırmaktadır. Gerçekten TBMM'nin bir organının, halkın bilgilenme hakkına yasak getirilmesini içine sindirebiliyor olması kabul edilebilir bir uygulama değildir.

"BU YASAK EVRENSEL HUKUK KURALLARINA VE ANAYASAYA AYKIRIDIR."
Öncelikle belirtmek gerekir ki, demokratik hukuk devletinde basın kamusal bir işlev görmekte, toplum adına kamusal denetim yapmaktadır. Esasen basının bu çerçevede haber verme, bilgilendirme hakkı, toplumun bilgilenme hakkının vazgeçilmez parçası ve vasıtasıdır. Bu anlamda, basın özgürlüğünün gerçek dayanağı toplumun bilgilenme hakkıdır. Şu halde, basına getirilen her hukuksuz yasak, özünde toplumun bilgilenme hakkının ortadan kaldırılarak gasp edilmesidir. Bu yasak evrensel hukuk kurallarına ve Anayasaya aykırıdır. Demokratik toplum düzeninin gerekleri ile de bağdaşmamaktadır.

" KARARI VEREN HÂKİMLİK, KANUNDA OLMAYAN BİR YETKİYİ KULLANMIŞTIR."
Öte yandan kararda dayanılan 5187 Sayılı Basın Kanununun 3/2.maddesi, böyle bir yayın yasağı yetkisi vermemektedir. Gerçekten, bu hüküm, Anayasanın 28/3.maddesinin atfından hareketle, yine Anayasanın 26 ve 27.maddesinde gösterilen basın özgürlüğünün sınırlanabilmesindeki sebepleri tekrarlamaktadır. Bir başka ifadeyle bu hüküm, sınırlama sebeplerini göstermekle birlikte kendisi bir sınırlama getiren, bunun usul ve esasları ile yetkili ve görevli mahkemeyi gösteren bir düzenleme değildir. Görüldüğü gibi kararı veren hâkimlik, kanunda olmayan bir yetkiyi kullanmıştır.

"ERGENEKON, BALYOZ, ODA TV, ŞİKE'DE HATIRLANMAYAN MASUMİYET KARİNESİ'NİN BİRDEN "HATIRLANMIŞ" OLMASI DA DİKKAT ÇEKİCİDİR."
Üstelik karar somut bir gerekçeden de yoksundur. Kimliği ve siyasi düşüncesi ne olursa olsun kişilerin masumiyet karinesi, şöhretleri ve kişilik hakları elbette ki önemlidir ve korunması gereklidir. Bununla birlikte özellikle olaydaki gibi kamuya mal olmuş ve toplumun haklı ilgisine sahip kişiler ve yolsuzluk iddiaları karşısında toplumun bilgilenme ve bunun vasıtası olan basının haber verme hak ve özgürlüğü de en az bunun kadar önemlidir. Oysa bu kararla, Anayasal bir hak (AY m.28), 13.maddeye aykırı biçimde Anayasanın ruhuna, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine de aykırıdır. Kaldı ki bu yasaklama ile, anılan eski bakanların kişilik hakları ile şöhret ve diğer haklarının zedelenmesini önlemeyeceği gibi aksine yolsuzluk iddialarına ilişkin şüpheleri güçlendirmekten öte gitmeyecek ve anılan kişilere daha fazla zarar verebilecektir. Bundan önce, özellikle Ergenekon, Balyoz, Oda Tv, şike gibi davalarda hatırlanmayan, bu süreçteki şüpheli ve sanıklardan esirgenen masumiyet karinesi, soruşturmanın gizliliği ve kişilik haklarının birden “hatırlanmış" olması da dikkat çekicidir. Bu tür bir yasak, ileriye dönük soyut ve varsayımsal öngörülerle getirilemez. Mahkemeler, her türlü yasak talebini kabul etmek zorunda değillerdir. Burada kişilerin masumiyet karinesi, kişilik hakları ile toplumun bilgilenme hakkı arasında bir dengenin kurulması zorunludur. Bu denge ise Anayasal bir hakkı tümden ortadan kaldırılarak kurulamaz.

"TÜRK YARGISI VE TÜRK HALKI BUNU HAK ETMEMEKTEDİR"
Bu kararla birlikte demokrasi, ancak daha önemlisi yargının güvenilirliği ve saygınlığı bir büyük yara daha almıştır. Bu karar, adliyenin İstanbul Barosu olarak, bu kararı demokrasi ve hukuk tarihi bakımından not ediyor ve kabul etmiyoruz. Bu vesileyle yargı gücünün keyfilikle bağdaşamayacağını, toplumun bilgilenme hakkına, demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olarak ölçüsüz bir sınırlama getirilemeyeceğini bir kez daha hatırlatarak, ilgilileri basının haber verme hakkına, dolayısıyla toplumun bilgilenme hakkına saygı göstermeye çağırıyoruz.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler