Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Murat Ülger, özellikle sıcaklıkların bir hayli arttığı bu dönemlerde hamilelerin dikkat etmesi gereken hususları bildirdi. Ülger 7 madde altında topladığı önerileri şöyle sıraladı:
‘Günlük beslenmeyi üç ana ve üç ara öğüne yaymak, gaz ve hazımsızlık gibi şikayetleri önlüyor. Dengeli beslenme ile kilo kontrolünü sağlamak kolaylaşıyor, metabolizma bu şekilde daha ritmik çalıştığı için gebeliğin getirdiği yorgunluk hissi oluşmuyor. Bebeğin içinde bulunduğu amniyon sıvısı ve plasentanın, içeriğinin zenginliğini sağlamak için hamilelikte sıvı tüketimi her mevsim önem taşıyor.
Ancak hormon değişikliği nedeniyle daha fazla terledikleri için, hamilelerin kaybettikleri besin öğelerini yerine koymaları açısından sıvı tüketiminin önemi yazın daha da artıyor. Hamilelik döneminde damarların geçişkenliği artıyor. Buna bağlı olarak da cilt altında ödem görülüyor. İstirahat ile kan akışında artış sağlanıyor. Bu yüzden özellikle çalışan hamilelerin gün içerisinde ayaklarını uzatarak dinlenmesi ödemi azaltıcı bir yöntem oluyor. Hekime danışılarak yapılan temposu düşük yürüyüşler, vücutta insülinin düzenli salınımını sağlayarak hızlı kilo alımını engelliyor. Hamilelik döneminde yapılabilecek iki güzel spor var; yürüyüş ve yüzme. Sağlık sorunu yaşamayan hamileler, hekimlerine danışarak son haftalarına kadar yüzebilirler. Ancak deniz ya da havuz suyunun temiz olması çok önemli.
Çünkü bazı vajen enfeksiyonları su kesesinin yırtılmasına, dolayısıyla erken doğuma neden olabiliyor. Hamileler güneş ışınlarının dik geldiği 11:00-16:00 saatleri arasında dışarı çıkmamalı. Bu saatlerde dışarı çıkmak zorunda kalan hamilelere, şapka kullanmaları ve 50 koruma faktörlü bir krem sürmeleri öneriliyor. Güneşin zararlı etkilerinden kaçınmak ve yararlarından faydalanmak gerekiyor. Çünkü cilt aracılığı ile alınan güneş ışınları, D vitamininin sentezlenmesini, kalsiyum ve mineralin vücut tarafından emilimini sağlıyor. Kalsiyum; kemik, diş ve organ gelişimini etkilediğinden hamileler için önem taşıyor. Hamilelerin uterusa giden damarları baskıdan kurtarmak için sola yatmaları öneriliyor.
Sırtüstü yatılması, ‘vena kava’ adlı büyük toplardamarda baskıya neden olabiliyor. Bu durum, hamilelerin tansiyonlarının düşmesine ve baygınlığa yol açabiliyor. Aynı zamanda fetusa giden oksijenin azalması nedeniyle de riskli bir durum oluşabiliyor. Hamilelikte seyahatin en rahat yapılabileceği dönem ikinci trimester, yani 13-28. haftalar arası. Bu, öncesinde ya da sonrasında tatile gidilemez, anlamına gelmiyor. Ancak, özellikle son trimesterda tatile çıkmadan önce doktor kontrolünden geçilmesi öneriliyor.”
Kaynak: İHA