HABER

Yaz sıcakları, tehlikeli olabilir

Yaz mevsimi öncelikle tatil ve dinlenmeyi çağrıştırsa da özellikle aşırı sıcaklar pek çok tehlikeyi de beraberinde getiriyor.

Yaz sıcaklarında kalp hastalıkları artarken, sıcak hava nedeniyle bazı besinlerin kolay bozulması da bakteri oluşumuna, ishal ve zehirlenmelere yol açabiliyor. Serinlemek için girilen sığ sulara bilinçsiz atlama yöntemleri ise felce sebep olurken, böcek sokmaları da tatil ve piknik yapan insanlar için keyif kaçırıcı, bazen de yaşamı tehdit edici bir sorunlara davetiye çıkarıyor.

-KALBE DİKKAT-

Türk Kardiyoloji Derneği(TKD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Oktay Ergene, kalp hastalarının özellikle sıcak yaz aylarında daha fazla dikkatli olmaları gerektiğini belirtti.

TKD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Oktay Ergene ANKA’ya yaptığı açıklamada, Türkiye'de tüm ölümlerin ilk sırasında kalp-damar hastalıklarının yer aldığını belirterek, kalp hastalarının özellikle sıcak yaz aylarında daha fazla dikkatli olmaları gerektiğini söyledi.

Ergene, “Her ne kadar kalp hastalarının büyük bir kısmı yaz günlerinde kış mevsimine göre klinik açıdan çok daha rahat olsa da, havalar iyileşirken yakınmaları azalsa da, tam da bu dönemde daha dikkatli olmaları gerekiyor” diye konuştu.

-DOKTORA DANIŞMADAN İLAÇLARINIZI AZALTMAYIN-

Kalp hastalığının yazla birlikte tatile girmediğini ifade eden Ergene, bu nedenle doktora danışmadan kalp ilaçlarının azaltılmamasını ve bırakılmamasını önerdi.

Sıcak yaz günlerinde ağır, yağlı yiyeceklerden ve sindirimi zor kızartmalardan mutlaka uzak durulması gerektiğine işaret eden Ergene, “Kalp hastalarının her zamanki diyetlerini bozmamalarını gerekmektedir. Ağırlıklı olarak taze sebze ve meyve tüketilmeli. Bu besinler hem bol sıvı içerirler, hem de vitamin, mineraller ve antioksidanlar açısından zengindirler” şeklinde konuştu.

Ergene, damar genişlemesi ve kalp hızı artışına eşlik eden sıvı kaybının kalbi oldukça zorladığını ve uzun süre bu koşullarda çalışan, zorlanan kalpte mevcut problemlerin belirginleşip ağırlaşabileceğine dikkat çekti. “Göğüs ağrısı ortaya çıkabilir, kalp yetersizliği alevlenebilir, tansiyon düşebilir ya da sıcak stresi ve dengenin bozulması ile tansiyon aşırı yükselebilir” diyen Ergene şöyle devam etti:

“Özellikle yaşlı hastalarda bu durumlar ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle başta su, meyve suyu, ılık çaylar olmak üzere bol sıvı alınması önem taşımaktadır. Hava sıcaklığı, günlük fizik aktivite ve kaybedilen suyun miktarına göre değişmekle birlikte günde en az 2- 2. 5 litre sıvı içmek gerekiyor.

Vücutta fazla sıvı kaybı olduğunda kanın akışkanlığı azalıyor. Bu azalma da kişide daha önceden kalp ve damar hastalığı olması durumunda, pıhtı oluşmasına ve kalp krizine neden olabiliyor.”

-TANSİYON DÜŞÜRÜCÜ İLAÇLARA AŞIRI SICAKLARDA DİKKAT-

Kalp hastasının almakta olduğu ilaçların aşırı sıcaklarda sorunları daha da artırdığına işaret eden Ergene, “Yüksek tansiyon hastalarına ve kalp yetmezliği olanlara verilen idrar söktürücüler, tansiyon düşürücü etkisi olan ilaçlar bunaltıcı sıcaklarda yarardan çok zararlı olabilirler ve bu süreçte hastaların takiplerini aksatmaması gerekmektedir” diye konuştu. Ergene şunları söyledi:

“Sigara dumanının içerdiği karbon monoksitin kan dolaşımına girerek pıhtılaşmaya yol açmakta ve atardamarların iç duvarlarına zarar vererek kalp krizlerine neden olmaktadır ve özelikle sıcakların etkisiyle bunalan insan vücuduna 2 kat olumsuz etki yaratmaktadır. Kalp-damar hastalıklarının oluşumunu önlemek için özellikle yaz aylarında sigaradan hem aktif hem pasif içici olarak uzak durulması gerekmektedir."

-YILDA 220 BİNİ AŞKIN KİŞİ KALP KRİZİNDEN ÖLÜYOR-

Türk Kalp Vakfı Onursal Başkanı Çetin Yıldırımakın, aşırı sıcaklarda özellikle, saat 11.00 ile 15.00 arası güneşe çıkılmaması gerektiğine işaret eden Yıldırımakın, “Eğer dışarı çıkılması gerekiyorsa, şapka takılmalı, koyu renk giyinmemeli, rahat elbiseler tercih edilmeli, direk güneşe maruz kalınmamalı, ağır yemekler yenmemeli” şeklinde konuştu. Yıldırımakın dünyada yılda 17.5 milyon Türkiye'de de 220 bini aşkın kişinin kalp ve damar hastalıklarından hayatını kaybettiğini dikkat çekti.

-BALIKLAMA ATLAMAK FELÇ EDEBİLİR-

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte serinlemek için girilen sığ sulara bilinçsiz atlama yöntemleri de ciddi sağlık sorunlarına sebep oluyor. Halk arasında “balıklama” denilen atlayış biçimi felce neden olabiliyor. Suya yapılan yanlış atlayışlar yüzünden omurilik felci vakalarının arttığını belirten uzmanlar, “İnsanlarımızın serinlemek için girdikleri sulara balıklama atlayışlar yapması, özellikle de sığ sulara atlamaları çok tehlikeli” diyorlar. Uzmanlar, sığ sulara balıklama atlama sırasında alnını yere çarpan kişilerde boyun omurgasının aniden geriye doğru zorlanarak hasar gördüğünü belirtirken, boyun bölgesindeki omuriliğin de zedelenebileceğini ve buradaki milyonlarca sinir hücresi o anda öldüğünü kaydediyor. Bunun sonucunda boyundan aşağı vücut kısımlarında felç durumunun ortaya çıkacağına dikket çeken uzmanlar, suya serinlemek için giren insanların mutlaka yüzme eğitimi alması gerektiği konusunda uyarıyor.

-BESİN ZEHİRLENMELERİ-

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık, yaz aylarında ishalin görülme oranının atmasının, yağmur sularının kanalizasyon sularına karışmasından kaynaklandığını belirterek, sıcak hava nedeniyle bazı besinlerin kolay bozulmasının da bakteri oluşumuna neden olduğunu söyledi. Sıcağın fazla olduğu, yağmurla birlikte içme sularına kanalizasyon sularının karışmasının ishal yapan bakterilerin önemli bir kısmını oluşturduğuna dikkat çeken Balık, sıcak hava nedeniyle bazı besinlerin kolay bozulmasının da bakteri oluşumuna neden olduğunu bildirdi.

Tavuk ürünlerinde, süt ve süt ürünlerinde, deniz ürünlerinde bakteri üremesinin kolay oluştuğunu belirten Balık, gıdaların açıkta pazarlanmaması gerektiğini, gıdaların soğuk zincirlerde barındırılması gerektiğini dile getirdi.

-SEBZE VE MEYVELER İYİ YIKANMALI-

"Çiğ yenilen sebze ve meyvelerin özellikle kanalizasyona karışmış sularla sulanıyorsa, klor tableti ve sirkeli sularda bekletilip, temiz çeşme sularında yıkanmalı" diyen Balık, gıda alınan yerlerin temiz olmasına dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.

Belediyelerin marul, maydanoz gibi sebzelerin sulandığı yerleri görmesinin gerektiğini kaydeden Balık, Belediyelerin gıdaların üretim yerlerini kontrol altına alması gerektiğini, gıdaların açıkta satılmamasını, çiğ yenilen sebze meyvelerin iyi yıkanmasını gerektiğini vurguladı.

-KEYİF KAÇIRAN BÖCEK SOKMALARI-

Ota Tıp merkezi’nden Uzm.Dr. Faik Akvardar, böcek sokmalarının özellikle yaz ve sonbahar başlarında tarlada çalışan, tatil ve piknik yapan insanlar için keyif kaçırıcı, bazen de yaşamı tehdit edici bir sorun olduğunu söyledi. Böcek sokmalarının özellikle yaz ve sonbahar başlarında tarlada çalışan, tatil ve piknik yapan insanlar için keyif kaçırıcı, bazen de yaşamı tehdit edici bir sorun olduğunu belirten Akvardar, “Böcek sokmasından sonra ortaya çıkan reaksiyon kişiden kişiye ve böcekten böceğe değişiklik gösterir. Böcek sokmalarında, ağrı, şişme ve sokulan bölgenin etrafında renk değişikliği oluşmaktadır. Böcek sokması olan bölgeden uzakta şişme, kızartı, ürtiker, kaşıntı, karın ağrısı, kusma, ishal, göğüste sıkışma hissi, nefes almada zorluk, hırıltılı solunum, dilde şişme olabilir” diye konuştu. Bu belirtilerin ciddi alerjik reaksiyon bulguları olduğunu ve birkaç dakika içinde ortaya çıktığını ifade eden Akvardar, bu belirtilerden özellikle kusma, göğüste sıkışma hissi dilde şişme görüldüğü takdirde hemen bir sağlık kurumuna başvurulmasını tavsiye etti.

-BÖCEK SOKMASINDA YAPILMASI GEREKENLER-

Akvardar, böcek sokması halinde yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

Bölgenin su ve sabunla yıkanması en basit ve etkili tedavidir.

Böceğin soktuğu yerde küçük bir şişlik oluştuysa buzla kompres yapmalı. Sabunlu suyla yıkamak veya antihistaminik pomat sürmek yeterlidir.

Sokulan bölgenin çevresinde daha geniş bir şişme olursa veya yaygın kaşıntı görülürse yine normal tedavi uygulanabilir.

Ağızdan alınan bazı antihistaminik ilaçlar da şikayetleri giderebilir.

Bilinen ciddi alerjik reaksiyon riski varsa doktorunuzun önereceği hazır epinefrin enjektörlerini yanınızda taşımalı, uyguladıktan sonra en yakın hastaneye gitmelisiniz.

-YILAN SOKMASI-

Yeryüzünde 2 binden fazla yılan türü bulunduğunu belirten Akvardar, bunlardan 300’ünün insanlara zarar verdiğini bildirdi.

Venom adı verilen yılan zehrinin sinir sistemine etkili olanlarla kan ve diğer dokulara zarar verenler olmak üzere ikiye ayrıldığını ifade eden Akvardar, “Yılanlarda nadiren ikisine birden rastlanmaktadır. Zehrin vücuda girdiği yerde ağrı, şişme, deride renk değişimi bulantı, baş ve kas ağrıları, halsizlik, felç ve solunum sistemine etki sonucu ısırılan kişi kaybedilebilir. Engerek yılanları kan hücrelerini eritir ve pıhtılaşmaya etki eder. Dolaşımın bozulması sonucunda kişi kaybedilebilir” şeklinde konuştu. Zehirli yılanın cinsinin tespitinin hasta için önemli olduğuna işaret eden Akvardar, Zehirli yılanın sokması sonucu meydana gelen hastalığın ağırlık derecesinin vücuda giren zehrin miktarı, özelliği ve bireyin direncine bağlı olduğunu söyledi. Yılanın soktuğu kişinin hemen yatırılması gerektiğini bildiren Akvardar, “Yaralı bölgenin 8-10 cm kadar üzeri bir mendil ya da kravat ile bağlanmalıdır. Yaralı bölge soğuk su ile yıkandıktan sonra buz uygulanmalıdır ve sağlık kuruluşuna götürülmelidir.

Yılan sokmalarında sokan yılan mümkünse etkisiz hale getirerek tanı koyulabilecek merkeze götürülmelidir” dedi.

-DENİZANASI-

Denizanası temasında yanma, kızarıklık, şişlik ve ağrı belirtilerinin görüldüğünü anlatan Akvardar, bir kaç saatte bu belirtilerin geçebileceğini, ancak zehirli olan denizanası temasında zehirleyen türün büyüklüğü, kişinin bağışıklık sistemi ve yaşına göre ciddi sonuçların ortaya çıkabileceğini söyledi. Genel olarak ciddi zehirlenmelerde kas krampları, karında şişlik, his kaybı, ciddi sırt ağrısı ve konuşma zorluğunun görüldüğünü ifade eden Akvardar, deriye temas eden canlının en kısa sürede deriden uzaklaştırılarak hastanın hemen bir sağlık kuruluşuna götürülmesi gerektiğini belirtti.

-ZEHİRLİ BALIKLAR-

Bazı balıkların etlerinin zararlı olduğuna dikkat çeken Akavardar, “Zehirlenen kişide halsizlik baş ağrısı kaşıntı, hissizlik ve felç görülebilir. Kişi solunum yetmezliği ile kaybedilebilir. En kısa sürede kusturularak midesinin yıkanması ve tedavinin düzenlenmesi için bir sağlık kuruluşuna götürülmelidir” diye konuştu. Türü tanınmayan balıkların, fazla dikenli ve yüzgeçli olanlarının elle tutulmaması gerektiğine işaret eden Akvardar, plaj olmayan yerlerde denize çıplak ayak ile girilmemesi gerektiğini önerdi.

Balık çarpması ya da ısırması sonrası lokal bir ağrının görüleceğini belirten Akvardar, “Yaralı bölgenin rengi solar, morarır, şişer ve şok ile kişi kaybedilebilir. Yaralanan bölgede his bozukluğu yaranın enfekte olması solunum güçlüğü ve halsizlik aylarca kalabilir. Ağrının hafifletilmesi ve yaralı bölgenin enfeksiyon riskine karşı yaralanan bölge üst kısımdan bağlanır. Yara, deniz suyu ile hafifçe yıkanır, yaralanan bölge 1 saat boyunca soğuk suda tutulur. Antiseptik solüsyon sürülerek steril gazlı bez ile kapatılır. Enfeksiyonun önlenmesi ve tetenoz aşısı olmak için sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır” şeklinde konuştu.

ANKA

En Çok Aranan Haberler