YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Yaz Ve Sonbaharda "tatarcık" Tehlikesi

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Adana Araştırma ve Uygulama Merkezi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı...

Yaz Ve Sonbaharda "tatarcık" Tehlikesi

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Adana Araştırma ve Uygulama Merkezi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Yusuf Ziya Demiroğlu, "Tatarcık ateşi"nin, özellikle yaz ve sonbahar döneminde Çukurova, Akdeniz ve Ege bölgelerinde sıklıkla görüldüğüne dikkat çekerek, bu hastalığın genellikle yaygın kas ağrılarıyla belirti verdiğini söyledi.Literatürde "Üç gün ateşi”, “Papatasi ateşi” adlarıyla da bilinen "Tatarcık ateşi’’nin etkeninin, kırım kongo virüsü ile aynı aileden olan bir tür virüs olduğunu belirten Uzman Doç. Dr. Yusuf Ziya Demiroğlu, "Tatarcık ateşi bu virüsü taşıyan tatarcıkların ısırmasıyla bulaşır. Tatarcıklar “yakağan”, “yakarca”, “gübdüşen” gibi değişik yöresel isimlerle bilinmekte olup gün batımı ile gün doğumu arasında kan emerler" dedi.Tatarcık Ateşi’nin belirtilerinden bahseden Doç. Dr. Yusuf Ziya Demiroğlu, “Tatarcığın ısırmasından 3-6 gün sonra 39-40 dereceye ulaşan, 6-7 saat devam eden yüksek ateş, baş ağrısı, iştahsızlık, yaygın kas ağrısı, göz kürelerinin arkasında ağrı, ışığa duyarlılık, sırt ağrısı ve bazen kısa süreli ishal şikayetleri görülür” diye konuştu.Bu hastalığın özel bir tedavisi olmadığını vurgulayan Demiroğlu, şöyle devam etti:"Ateşi düşürmek ve ağrıları azaltmak amacıyla ateş düşürücü ve ağrı kesici ilaçlar verilebilir. Tedavi edilmez ise bile 3-6 gün içerisinde iyileşir. Ancak, hastalık iyi seyirli olmasına karşın hastaya hastalığın başlangıç aşamasında laboratuvar incelemeleri yapılırsa akyuvar sayısında düşüklük, kan pıhtılaşmasını sağlayan pulcuklarda düşüklük ve kas ve karaciğer enzim yüksekliği gibi bulgular saptanır. Bu nedenle lösemi, kırım kongo gibi ciddi seyirli hastalıklarla karışabilir. Bu karışıklık sonucu gereksiz kemik iliği biyopsisi yapılan olgulara rastlanmaktadır.”Tatarcıkların ısırmasından korunmak ve tatarcıkların kontrolü ile korunma sağlanırsa bu hastalığın önlenebileceğini işaret eden Demiroğlu, “Bu durum hastalığın yaygın olduğu bölgelere gidildiğinde kişisel olarak sinek kovucu losyonlar sürmek ve insektisit emdirilmiş cibinlikler kullanmak ile sağlanabilir. Belediyeler tarafından tatarcıkların yaşam alanlarını tahrip ederek sinekle mücadele edilebilir” dedi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler